İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) finansal destek sağladıkları iddiasıyla Küçükbay Holdingin eski Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Küçükbay, kapatılan Gediz Üniversitesinin kurucu üyesi Abdullah Kavuk, oğlu Metehan Kavuk ve kuyumcu Şeref Sipahi'nin yargılanması sürdürüldü.
İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Küçükbay, Kavuk ve Sipahi ile tutuksuz yargılanan Metehan Kavuk ve avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada, sanık Ahmet Küçükbay'ın sahibi olduğu Kanal 35'in eski genel müdürü tanık N.M, Küçükbay'ın şirkette toplantılar düzenlediğini, bu toplantılara FETÖ'nün sözde Ege Bölgesi'nden sorumlu imamı Bekir Baz'ın ve iş adamlarının katıldığını söyledi.
"Bekir Baz aşırı hürmet görürdü"
Tanık N.M, "Bekir Baz toplantılarda aşırı hürmet görürdü. Bu kadar eğitimli insanların dinleyeceği bir sohbet vermemesine rağmen insanların ona gösterdiği bu hürmete inanamıyordum. Hatta bir gün Gediz Üniversitesindeki bir açılışa katılmıştık. En baş köşeye de Bekir Baz'ı oturttular. Resmi bir kimliği olmamasına rağmen Bekir Baz'ın hep baş köşede olmasını anlamlandıramıyordum. Cemaat kanalı kontrol altına almaya çalışıyordu." dedi.
"Samanyolu TV'den içerik almamız istendi"
Tanık, örgüt tarafından şirkete yönetici olarak getirilen bazı kişilerce kanalın isminin 'Hale TV' olarak değiştirilmesi yönünde baskılar yapıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Danışman olarak kanala getirilen Hidayet Karaca, Ahmet Küçükbay'ı kandırabilmek için Fetullah Gülen'in Kanal 35'in isminin Hale TV olarak değiştirilmesi istediğini söylemiş. Araştırdığımda Gülen'in böyle bir talimatı olmadığını öğrendim. Kanal 35'in İzmir plakası gibi olduğu bu nedenle televizyonun reklam alamadığından da bahsediliyordu. Mehtap ve Samanyolu televizyonundan içerik almamız, Cihan Haber Ajansına abone olmamız istendi. Ben varken olmadı ama benden sonra bir süre hükümet aleyhine yayınlar yapıldı. Küçükbay'ın Kanal 35'teyken 15 Temmuz sonrası FETÖ ile bağlantılı oldukları ortaya çıkan Manisa Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kooperatifinin bazı yöneticileri ile ısrarla röportaj yapmamı söylemesi garibime gitmişti. Bir toplantıda İsrail asıllı gazeteciler gelmişti. İsrail radyosuyla canlı bağlantı yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail'e yönelik tutumları eleştirilmişti."
Tanık M.Y, Abdullah Kavuk'un terör örgütüne "bağış" adı altında finansal destek verdiğini öne sürerek, iş yerinde sohbetler yapıldığını ve Fetullah Gülen'in kitaplarının okunduğunu söyledi.
Tanık, Bekir Baz'ın her bayram örgütle iltisaklı Şifa Hastanesinde düzenlediği bayramlaşma törenlerinde Fetullah Gülen'den gelen haberleri ilettiğini belirterek, Küçükbay'ın örgüt evlerindeki öğrencilere yağ ve gıda yardımı yaptığını ifade etti.
İddia makamı, mütalaasında, sanıkların örgütün hedeflediği doğrultuda dernek ile vakıf kurduğu, toplanan himmet, burs ve sadakaları şirkete aktardıklarını ve yurt dışına gönderdiklerini, Abdullah Kavuk ve Ahmet Küçükbay'ın 2015 ve 2016 yıllarında örgütsel bağlantılarını sürdürdüklerini, FETÖ/PDY'nin hiyerarşik yapısı içerisinde bulunduklarını, FETÖ'nün sözde Ege Bölgesi'nden sorumlu imamı Bekir Baz'la ortak hareket ettiklerini belirtti.
İddia makamı, tutuksuz sanık Metehan Kavuk'un örgüt üyeliğinden, tutuklu sanıklar Abdullah Kavuk, Ahmet Küçükbay ve Şeref Sipahi'nin örgüt yöneticiliğinden cezalandırılması yönünde mütalaa verdi.
Cumhuriyet savcısı, sanıklardan Ahmet Küçükbay'ın etkin pişmanlık kapsamında örgüt üyesi olduğunu iddia ettiği isimler verdiğini ancak örgütteki konumlarına dair bilgi vermediğini, beyanlarının yüzeysel olduğunu, ek delil mahiyetinde olabileceğini, ifadesinden sonra sadece 2 kişinin soruşturma geçirdiğini ve diğer isimlerin daha önceden soruşturma geçirdiğini bu nedenle etkin pişmanlıktan faydalanamayacağını söyledi.
Tutuklu sanık Şeref Sipahi, hakkındaki suçlamaları reddederek, "Eğer örgüt parasını yurt dışına yönlendirmiş olsam düşmüş olduğum mali krizden dükkanlarımı kapatır mıydım? Şimdi 20 tane kuyumcum olması lazımdı. Benimle ilgili gelen raporlarda hep başkalarının isimleri geçiyor. " dedi.
Tutuklu sanık Ahmet Küçükbay eli kanlı ihanet şebekesi hakkında bildiklerini samimiyetle anlattığını, 17-25 Aralık'tan sonra kendisinden başka kimsenin örgütten ayrıldığını kamuoyuna duyurmadığını savunarak, kanal 35'te eli kanlı örgütün hiçbir yayınına müsaade etmediğini ileri sürdü.
Tutuklu sanık Abdullah Kavuk, ByLock kullanmadığını ileri sürerek, "İzmir'e vakıf üniversitesi kazandırmak, ülkenin eğitimine katkı sağlamaktan başka bir amacım yoktu. Bu terör örgütü üyeleriyle aynı ortamda bulunduğum için üzgünüm. Beni Gediz Üniversitesinden dolayı FETÖ ile ilişkilendirmişlerdir." dedi.
Mahkeme Başkanı, Bornova İmamı Halil Karagöz'ün ByLock yazışmalarında Küçükbay ile ilgili, "Ahmet Küçükbay'da ciddi sıkıntılar var. Biraz dikkat etseniz. Bu aralar isim verdiğini düşünüyoruz. Durum ciddi. Suistimal edildiğini düşünüyor" ifadeleri ve Kavuk ile ilgili, "Abdullah Kavuk'larla ders yapıyoruz" ifadelerinin yer aldığını aktardı.
Mahkeme Başkanının, "Bornova'da birileri ile ders yaptınız mı?" sorusuna Kavuk, "Hayır. Bizim üstümüzden herkes geçinmeye çalışmış. Bizim üstümüzden bu kişi de başkasına kendisini pazarlamaya çalışıyor." diye konuştu.
Mahkeme heyeti sanıklara mütalaa için süre verilmesine, dinlenmeyen tanıkların dinlenilmesine, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Son Dakika › Güncel › İzmir'deki Fetö/pdy'ye Finansal Destek Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?