Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Jandarma Okullar Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 61'i tutuklu, 317 kişinin yargılandığı davanın görülmesine tutuksuz sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuksuz sanıklar savunma yaptı.
Sanık Teğmen A.B.A, 15 Temmuz'da kursiyer teğmen olarak okullar komutanlığında bulunduğunu belirterek, gece eğitimi yapılacağı için silahlı olarak içtimaya katıldığını söyledi.
Burada, tabur komutanı Tarık Görener, üsteğmenler Ramazan Akkuş ve Onur Demirel'in bulunduğunu dile getiren A.B.A, Görener'in çocuk gibi davranmamalarına yönelik bir konuşma yaptığını ifade etti.
Ramazan Akkuş'un elindeki listeden sekizerli timler oluşturduğunu belirten A.B.A, kendi isminin ise listede bulunmadığı için okunmadığını bildirdi.
A.B.A, içtima alanında yanına gelip cep telefonunu isteyen Üsteğmen Akkuş'a kapalı olarak telefonunu verdiğini ifade ederek, kendisine yapılan bu davranışı babasının albay rütbesinde ve hala aktif görevde bulunmasına bağladığını savundu.
2015'in nisan ayında "kovuşturmaya yer olmadığına" yönelik bir tebligat aldığını vurgulayan A.B.A, bunu araştırdığında "Ergenekon" benzeri bir yapıda olmaktan dolayı kovuşturma geçirdiğini öğrendiğini söyledi.
Harp Okulu'nda olduğu süreçte baskı gördüğünü, düşük notlar aldığını savunan A.B.A, FETÖ üyesi olduğunu düşündüğü kişilerin bu baskıyı yaptığını ifade eti.
A.B.A, savcıların da yine bu örgütten olduklarını düşündüğü için hakkındaki kovuşturmanın yaklaşık 5 yıl sonra sonuca ulaştığını ve lehine sonuçlandığını ileri sürdü.
Silahla başlarında beklemiş
Listede ismi okunmayanlardan oluşan grubun silahlarının bıraktırıldığını belirten A.B.A, daha sonra Selen Amfi'ye götürüldüklerini bildirdi.
Üsteğmen Akkuş'un telefonunu bir lambanın altına bıraktığında gidip gizlice aldığını anlatan A.B.A, amfideyken G3 piyade tüfeği taşıyan Üsteğmen Onur Demirel'in başlarında beklediğini belirtti.
Dışarı çıkmak istediklerinde Demirel'in "Hayır çıkamazsınız." diyerek engellediğini anlatan A.B.A, bu sırada tuvalete bile cep telefonlarını bıraktıktan sonra gidebildiklerini ifade etti.
A.B.A, Demirel'in yanlarından ayrılmasıyla telefonlarına bakma şansı bulduklarını ve darbe girişiminden haberdar olduklarını belirterek, daha sonra bir fırsatını bulup gizlice otoparktaki arabasına bindiğini söyledi.
Birlikten çıkmak istediğini ancak üç nizamiyenin de darbeci olduğunu düşündüğü kişilerin elinde olduğunu gördüğü için kışlayı terk edemediğini iddia eden A.B.A, 2 nolu nizamiyeden, diğer kursiyerlerin de oluşturduğu konvoy sayesinde sabah saatlerinde çıktığını bildirdi.
Darbeci olmadığını bildiği Albay Yüksel Yiğit ile de görüştüğünü dile getiren A.B.A, onun ifade vermek için okula gitmesini söylemesi üzerine, kışlaya döndüğünde gözaltına alındığını, yaklaşık 2 ay gözaltı ve tutukluluk sürecinin ardından tahliye edildiğini ve göreve başladığını dile getirdi.
İddia edildiği üzere FETÖ/PDY ile bağlantısı olmadığını iddia eden A.B.A, dosyada mağdur olarak bulunması gerekirken sanık olduğunu söyledi.
A.B.A, kışlada bulunduğu sürece "sıkı yönetim, darbe girişimi" diye bir ifade duymadığını öne sürdü.
"Aldığım emirler kanuna uygundu"
Tutuksuz sanık eski kursiyer Teğmen Yahya Gümüş de 15 Temmuz'da astsubaylıktan geçme kursiyer teğmen olarak eğitim gördüğünü söyledi.
Gece eğitimine dair whatsapp mesajının ardından eğitim için yapılacak içtimaya katıldığını anlatan Gümüş, içtima alanına Üsteğmen Onur Demirel ve sonra tanımadığı rütbeliler geldiğini, daha önce de olduğu için bunu normal karşıladığını kaydetti.
Ramazan Akkuş'un elindeki listeden sekizer kişilik timler oluşturduğunu dile getiren Gümüş, isminin okunmasının ardından timle 1 nolu nizamiyeye gittiğini söyledi.
Gümüş, kendilerinden önce bir timin zaten buraya gittiğini ifade ederek, nizamiyedekilerin normal bir şekilde oturduğunu savundu.
Burada oldukları sürece okul komutanının eğitimi denetlemeye ne zaman geleceğini konuştuklarını anlatan Gümüş, telefonları kapalı olduğu için yaşanan darbe girişiminden de haberdar olmadıklarını iddia etti.
Gümüş, ilerleyen saatlerde darbe girişimi olduğu yönünde haberleri duyduklarını ama okul güvenliğine yönelik hareket ettikleri için inanmadıklarını ifade ederek, her ihtimale karşı silahını boşaltıp mermileri hücum yeleğinin içine koyduğunu bildirdi.
Okulun darbenin neresinde olduğunu bilmediğini dile getiren Gümüş, aldığı emirlerin tamamının kanuna uygun emirler olduğunu iddia etti.
Sabah olduğunda Üsteğmen Muhlis Koçak'ın uygunsuz emirlere uymamaları ve silahları bırakmalarına yönelik mesajı sonrası Gümüş, silahları bırakıp sivil kıyafet giydiğini belirtti. Gümüş, Muhlis Koçak'ın kendilerine haber vermek için neden sabaha kadar beklediğini de bilmediğini söyledi. Araçla çıkamadıkları için diğer kursiyerlerle amfide toplandıklarını dile getiren Gümüş, FETÖ ile bir irtibatı olmadığını savundu.
Gümüş, beraatini talep etti.
"Olağanüstü bir durum yoktu"
Tutuksuz sanık eski kursiyer Teğmen Volkan Piri de 15 Temmuz'da gece eğitimine daha önce olduğu gibi silahlı ve teçhizatlı olarak katıldığını söyledi.
Tarık Görener'in, herkesin komutanlarının emirlerine uyması gerektiğini söylediğini dile getiren Piri, oluşturulan timler için adının okunmadığını ifade etti.
Piri, silahı boş şekilde beklediğini belirterek, ilerleyen saatlerde arkadaşlarından ve sonrasında televizyondan darbe girişimini öğrendiğini bildirdi.
Olağanüstü bir durum olmadığından darbe faaliyeti içinde bulunmadığını düşündüğünü belirten Piri, bulunduğu yerde kaldığını, sabah olduğunda sivil kıyafetini giyip 2 nolu nizamiyeden çıkmak istediklerini ancak üzerlerine ateş açılması üzerine döndüklerini savundu.
Piri, Uğur Kuzucu ve Muhlis Koçak'ın Selen Amfi'ye gelmelerine yönelik mesajları üzerine buraya gittiklerini ve öğle saatlerinde gözaltı işlemi yapıldığını bildirdi.
FETÖ ile bir irtibatının olmadığını savunan Piri, beraatini istedi.
Tutuksuz sanık eski kursiyer Teğmen Yusuf Çakmak da tabur komutanı Tarık Görener'in gece eğitimine okul komutanının da katılacağını, ayrıca kimsede telefon görmek istemediğini yoksa kıracağını söylediğini anlattı.
Üsteğmen Akkuş'un timleri oluşturmasının ardından 3 nolu nizamiyeye gittiğini, burada komutan olarak Serdar Acar'ın bulunduğunu dile getiren Çakmak, nizamiyedeki görevlilerin etkisiz hale getirilmesine yönelik bir şey gerçekleşmediğini savundu.
Çakmak, yorgun oldukları için nizamiyenin arkasındaki ağaçlıklarda dinlendiklerini, saat 03.00 civarında uçak seslerine uyandığını ifade ederek, darbe girişimini öğrendikten sonra, konusu suç teşkil edecek bir emir almadığı için bu girişimin kendileriyle alakalı olmadığını düşündüğünü bildirdi.
Bir süre sonra bulundukları yeri terketmelerine yönelik mesajlar geldiğini ve bir süre sonra buradan ayrıldıklarını dile getiren Çakmak, tabur bölgesine geçip, daha sonra sivil kıyafetlerini giydiğini anlattı.
Çakmak, 2 nolu nizamiyeden çıkış yapmak istediğini ancak daha önce çıkmak isteyenlere ateş açıldığını öğrenince tekrar tabur bölgesine döndüğünü, sonrasında da gözaltına alındıklarını ifade etti.
FETÖ ile bir bağlantısı bulunmadığını savunan Çakmak, KHK ile ihraç edildiğini dile getirdi. Çakmak, beraatini istedi.
Son Dakika › Güncel › Jandarma Okullar Komutanlığındaki Darbe Girişimi Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?