
Züleyha Karaman - KKTC Cumhurbaşkanı Derviş
Eroğlu, Türk tarafının kararlı ve yapıcı tutumuna rağmen Kıbrıs konusunda gelinen
noktanın "hayal kırıklığı" olduğunu ifade ederek, Birleşmiş Milletler'e (BM), Rum
tarafının müzakerelerde gösterdiği tutum ile ilgili tespitleri, uluslararası
kamuoyu nezdinde de yapmasını isteyerek, "Müzakerelerin niçin, nerede tıkandığını
açık yüreklilikle ve dürüstçe açıklayınız" dedi.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a, "Bize, baş başa görüşmelerde
söylediklerinizi cesaretle dünyaya da söyleyiniz" diye seslenen Eroğlu,
"Birleşmiş Milletlerin dürüstçe gerçekleri ortaya koyması, Kıbrıs'ta kalıcı
barışın tesisine hizmet edecektir" ifadesini kullandı.
20 Temmuz Barış ve Özgürülük Bayramı'nın 38. yılı nedeniyle Lefkoşa Dr.
Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törende konuşan Eroğlu, halkın bayramını
kutlayarak, kutlamalara Türkiye'den katılan, Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı,
Hükümet ve Genelkurmay Başkanlığı ve siyasi partilerin temsilcilerine ve diğer
konuklara teşekkür etti.
-Ecevit, Erbakan, Denktaş ve Dr. Küçük'ü andı-
Konuşmasının başında, 13 Ocak 2012'de hayata veda eden, "Kıbrıs Türk
Kurtuluş mücadelesinin simge ismi" Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı büyük bir
saygı ile andığını belirten Eroğlu, şöyle konuştu:
"Kendisi Kıbrıs Türklerinin kalbinde hak ettiği şekilde ilelebet
yaşayacaktır. Mekanı Cennet olsun.
Aynı şekilde Barış Harekatı dönemi Anavatan Türkiye Başbakanı Sayın Bülent
Ecevit ile Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan başta olmak üzere Barış
Harekatı'nın planlanmasını ve uygulanmasını sağlayan ancak şu anda aramızda
olmayan tüm komutanlarımızı, Mehmetçiklerimizi, Mücahitlerimizi rahmetle,
minnetle anıyorum."
Kıbrıs Türk halkının Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük ile diğer
Kıbrıs Türk toplumunun önde gelen mücadele isimlerini de rahmetle yad eden
Eroğlu, Kıbrıs Türkünün bugünlere kolay gelmediğini kaydetti.
20 Temmuz 1974 sonrası meydana gelen gerçekler temelinde, adil, kalıcı bir
anlaşma ve hak ettikleri yeri dünyada alma uğraşını anavatan Türkiye'nin tam
desteği ile sürdürdüklerini ifade eden Eroğlu, "O nedenle anavatan Türkiye
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'e, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki
hükümete tüm anavatan Türkiye Devlet ve hükümet yetkililerine bizlere destek
veren partilere bu önemli günde bir kez daha halkımız adına teşekkür ediyorum"
dedi.
-"Dönüm noktası"-
20 Temmuz 1974'ün, Kıbrıs Türklerinin var oluş mücadelesinin dönüm noktası
olduğunu vurgulayan Eroğlu, Mehmetçik ve Mücahit'in omuz omuza Kıbrıs Türkünü
mutlak bir yok oluştan Mutlu Barış Harekatı ile kurtardığını kaydetti.
20 Temmuz'u doğuran nedenin, Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs'ı Yunan yapma
hayali olduğuna işaret eden Eroğlu, özetle şöyle devam etti:
-Makarios'un sözleri-
"20 Temmuz Barış Harekatı durduk yerde sırf bugünkü coğrafya ve siyasi durum
oluşsun diye gerçekleştirilmedi. 20 Temmuz Barış Harekatı Rum-Yunan ikilisinin
fiilen adayı Yunanistan'a bağlama adımlarının ardından yapıldı. 15 Temmuz 1974'te
Nikos Sampson liderliğindeki darbeciler, Yunan Cuntası'ndan aldıkları emirle
Kıbrıs'ta Elen Devletini ilan etmişlerdi.
Bakınız; canını darbecilerin elinden zor bela kurtaran Makarios, 19 Temmuz
1974 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde özetle şunları
söylemişti:
'Darbe, Yunanistan'daki askeri rejim tarafından planlanmış ve Rum Milli
Muhafız Ordusu (RMMO) yönetimindeki Yunanlı subaylar tarafından
gerçekleştirilmiştir.
Kesinlikle biliyorum ki, yasadışı EOKA-B'nin kökleri Yunanistan'dadır ve en
büyük destekçisi de, kaynağı da Yunanistan'dır.
Bu darbe RMMO'daki Yunanlı subayların ve personelin işidir. İttifak
Anlaşması çerçevesinde Kıbrıs'ta bulunan 950 kişilik Yunan kontenjanının da
Kıbrıs'a karşı girişilen bu saldırıda belirleyici bir rol oynadığının özellikle
altını çizmek isterim.
Bu, Kıbrıs Rumlarının bir iç meselesi değildir. Kıbrıslı Türkler de olumsuz
şekilde etkilenmiştir. Yunan Cuntasının darbesi bir işgaldir ve bunun
sonuçlarından Kıbrıs'ın bütün halkı, Türkler ve Rumlar acı çekmektedir.
Adada bulunan BM Barış gücü, bu askeri darbe koşullarında barışı koruma
görevinde etkili olmaz'."
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Makarios'un bu söylediklerinin, Kıbrıs'ta yaratılmaya
çalışılan oldu-bittinin, Ada'nın Yunan egemenliği altına alınmak istendiğinin ve
Barış Harekatı'nın aslında Kıbrıs Türkleri'ne değil Rumlar'a da güvenlik
getirdiğinin tarihi delilleri olduğunu vurguladı.
-Hayal kırıklığı-
Kıbrıs sorunun çözüm bulmayı amaçlayan müzakereler hakkında da bilgi veren
Eroğlu, gelinen durumun kendileri için hayal kırıklığı olduğunu belirtti.
Müzakerelerin son dört yıldır sürdüğünü, son iki yılını Cumhurbaşkanı olarak
kendisinin bizzat yürüttüğünü anlatan Eroğlu, "Müzakereler kapsamında beş tanesi
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un da katılımı ile gerçekleştirilen çok sayıda
toplantı yaptık.
Türk tarafı olarak masaya müzakere edilen bütün başlıklarda öneri kağıtları
götürdük. Mülkiyet gibi en zor bir başlıkta kapsamlı öneriler sunduk. Yönetim ve
Güç Paylaşımı Başlığı'nda son derece yapıcı davrandık. Diğer bütün başlıklarda
yakınlaşmalar sağlayacak şekilde azami gayret gösterdik. Çok taraflı bir
konferans toplanarak bir metin hazırlanması ve referandum öncesi son aşamanın
gerçekleşmesi konusunda çağrıda bulunduk. Türk tarafının kararlı ve yapıcı tutumu
ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından 'son oyun' tabiri dahi
kullanılmıştır. Ancak gelinen noktanın bizim için yarattığı hayal kırıklığını
ifade etmek durumundayım" dedi.
-BM'ye çağrı-
"Buradan Birleşmiş Milletlere bir çağrıda bulunmak istiyorum" diyen Eroğlu,
şöyle devam etti:
"Rum tarafının müzakerelerde gösterdiği tutum ile ilgili tespitleri,
uluslararası kamuoyu nezdinde de yapınız. Müzakerelerin niçin, nerede tıkandığını
açık yüreklilikle ve dürüstçe açıklayınız.
Birleşmiş Milletlerin dürüstçe gerçekleri ortaya koyması, Kıbrıs'ta kalıcı
barışın tesisine hizmet edecektir.
Bize, baş başa görüşmelerde söylediklerinizi cesaretle dünyaya da
söyleyiniz. Çok taraflı konferans niçin toplanamamıştır, izah ediniz."
-Bir çağrı da Avrupa Birliği'ne-
Avrupa Birliği'nde seslenen Eroğlu, "Verdiğiniz sözleri niçin tutmuyorsunuz?
Kıbrıs Türklerine verilen vaatlere ne olmuştur? Kıbrıs Türkleri mağdurdur; niçin
mağdur cezalandırılmaktadır" dedi.
Kıbrıs Rum yönetiminin, AB dönem "başkanı" olduğuna işaret eden Eroğlu, bu
durumun müzakerelere vereceği tahribatı en az düzeyde tutmak için azami gayret
gösterdiklerini, ancak bu durumun, Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir barışın tesisini
daha da zorlaştırdığını vurguladı.
-"Yarım devletin sözde başkanlığı"-
1 Temmuz 2012 itibarı ile Avrupa Birliği'nin sekiz yıl önce yaptığı hatanın
katmerleştiğini kaydeden Eroğlu, şöyle devam etti:
"Yarım bir devletin, silah zoru ile Türk vatandaşlarını katletmeyi amaç
edinmiş hükümetinin sözde başkanlığı, Avrupa Birliği'ni kuran hayaller ve
ideallerle ne denli bağdaşabilir?
Türkçenin AB'nin resmi dillerinden biri olmasını engelleyen, Avrupa
Parlamentosu'nda Türkler için ayrılan sandalyeleri gasp etmekte hiçbir beis
görmeyen ve hepsinden önemlisi Kıbrıs Türklerinin cendere altında tutulması için
AB imkanlarını sonuna kadar kullanan, ambargo ve izolasyonların sürmesini
sağlayan Rum yönetiminin iyi niyetinden söz edebilmek mümkün değildir.
Herhalde böyle bir durumun oluşmasına sebep olan Avrupalı dostlarımız büyük
bir pişmanlık içindedirler; ancak bu pişmanlığın gelinen aşamada hiçbir değeri
yoktur."
-Başbakan Erdoğan'ın sözünü hatırlattı-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen yıl, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük
Bayramı töreninde yaptığı konuşmada, "Haksızlıkların artık tahammül sınırlarını
zorladığı" şeklindeki sözlerini anımsatan Eroğlu, "Bir yıl sonra bugün,
'haksızlıkların artık tahammül sınırlarını aştığını' ifade etmek durumundayım.
Kıbrıs Türkleri hiçbir vicdani, ahlaki veya hukuki temeli olmayan ambargolar
altında ezilmektedir. Sporcularımız en temel haklarından mahrum bırakılmaktadır.
Dünya barış ve kardeşliğinin temsili Olimpiyat Oyunlarına dahi katılmamız
engellenmektedir" dedi.
On yıllar boyunca silahlı şiddete maruz kalan Kıbrıs Türklerinin şimdi de
yapısal şiddetin mağduru edildiğini kaydeden Eroğlu, "Önümüzdeki dönemde bu
haksızlıklara karşı sürdürdüğümüz kararlı mücadeleyi bir sonraki aşamaya
taşıyacağız" ifadesini kullandı.
-Ambargolara karşı mücadele birinci öncelik"-
Ambargo ve izolasyonlara karşı mücadelenin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Devleti'nin birinci önceliği olduğunu vurgulayan Eroğlu, "Ama hiç bir endişeye
gerek yoktur; Rum tarafının bu tutumuna vereceğimiz yanıtlar günü geldikçe teker,
teker uygulamaya konulacaktır. Şunu bunu yapacağız demek yerine, yapmayı ve
açıklamayı tercih ediyoruz" dedi.
Kıbrıs Türklerinin egemen bir halk olarak varlığının inkar edilemeyeceğini
belirten Eroğlu, şöyle devam etti:
"Bundan sonra kimse, Kıbrıs Türklerini yok edecek planları hayata geçiremez.
Kimse bizden kendi yönetimimizden vazgeçmemizi talep edemez.
Anavatan Türkiye ile birlikte dimdik ayaktayız. Kıbrıs Türklerinin güçlü
olması, Kıbrıs'ta kalıcı ve adil bir barışın sağlanmasının önünde engel değil,
bizzat böyle bir barışın en büyük garantisi olacaktır. Kıbrıs Türkleri
güçlendikçe barışa daha da yaklaşacağız. Bunun için büyük çaba göstermeye devam
edeceğiz. Ekonomik sorunlarımızı mutlaka aşacağız."
Türkiye'den Mart 2014'de gelecek suya elektrik enerjinin de ekleneceğini
ifade eden Eroğlu, bu noktada herkese görev düştüğünü, ev ödevlerini yapmayı
ihmal etmemeleri gerektiğini söyledi.
-Anadolu'ya selam-
Anadolu'ya selam gönderen Eroğlu, "Kahraman Türk milletinin ve büyük
Müslüman aleminin bir parçası olan Kıbrıs Türkleri, var oluş mücadelesinde
Anadolu insanının kendisine gösterdiği sevgi ve şefkate minnettardır. Kıbrıs
Türkünün arkasındaki en büyük güç, Anadolu insanının Milli Davaya olan inanç ve
bağlılığıdır. En zor anımızda, mutlak bir yok oluşla karşı karşıyayken 20 Temmuz
sabahı geldiniz; Kıbrıs Türkü ile birlikte insanlık onur ve haysiyetini de
kurtardınız" diye konuştu.
Hergün özgürlüğe uyandıkları vatan toprağında kendilerine bırakılan en
kutsal emanet olan hürriyetlerine sahip çıkmaya azim ve kararlılıkla devam
edeceklerini dile getiren Eroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı yolda ilerlemeye, Atatürk ilke ve
inkılaplarına ve Devletimize bağlılık ve sadakatle hizmet etmeye azmettik. Kıbrıs
Türkleri ile Anadolu insanı arasındaki bağ, elbette her türlü fitne ve fesadın
üstündedir.
Bu duygu ve düşüncelerle sevgili kardeşlerim 20 Temmuz Barış ve Özgürlük
Bayramınızı kutluyor ve hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum."
Muhabir: Züleyha Karaman
Yayıncı: Ömür Üzelce - LEFKOŞA
Son Dakika › Güncel › KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu'ndan BM'ye Çağrı Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?