"Paralel Yapı" soruşturmaları kapsamındaki tutukluların tahliyesini kararlaştıran ve meslekten ihraç edilen hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer'in Yargıtay 16. Ceza Dairesinde yargılandığı davaya devam edildi.
Yargıtay konferans salonundaki duruşmada heyete, Yargıtay 16. Ceza Dairesi Üyesi Muhsin Şentürk başkanlık etti.
Duruşmaya verilen öğle arasının ardından savunmasını sürdüren sanık Özçelik, HSYK'nın müfettiş incelemesi aşaması dahil bugüne kadar ifadesine başvurulmamasının savunma hakkı kapsamında bir sorun olduğunu söyledi.
Özçelik, burada savunma için kendilerine yeterli süre verildiğini ancak dosyadaki bilgi ve belgelerin tamamının gerek dijital gerek kağıt ortamında tarafına ulaştırılmaması, cezaevi yönetiminin bilgisayar kullanımına ilişkin tutumu gibi konularda eksiklikler bulunduğunu öne sürdü.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinden (AİHS) savunma hakkına ilişkin bazı hükümleri okuyan Özçelik, AİHS'nin Türk iç hukukunun bir parçası olduğunu ve uygulanması gereken bir metin niteliği taşıdığını söyledi.
"Kimin ilgisi varsa lanetliyorum"
Savunması sırasında 15 Temmuz'dan bahsetmesi üzerine, heyetteki bir üyenin "Siz cezaevindeydiniz, 15 Temmuz'da ne olduğunu biliyor muydunuz?" sorusuna karşılık Özçelik, darbe girişiminin yapıldığı gece cezaevinde televizyon yayınının kesilmediğini ve olayları televizyondan izlediklerini söyledi.
Yaşananlar nedeniyle kahrolduklarını ifade eden Özçelik, şöyle konuştu:
"Kim yaparsa yapsın, benim babam dahi olsa, kimin ilgisi varsa lanetliyorum. Kesinlikle bu Türk milletine karşı, hepimize karşı yapılmış bir darbe girişimidir. Sorumlusu kimse, Fetullah Gülen midir, asker midir, dış destek olmuş mudur, bunların tamamının yasalarda belirtilen cezalara çarptırılmasını vatandaş olarak talep ediyorum. Vefat eden 242 can var. Sayı artmış olabilir, bilmiyorum. Ben dini inancı olan, Allah inancı olan birisiyim. İnşallah şehit olmuşlardır. Çok bilmem şehit nasıl olur ama inşallah dini anlamda şehit olmuşlardır."
Özçelik, cezaevinde 16 aydır tutuklu bulunduğunu, bu darbe girişimi nedeniyle ayrıca mağdur olduğunu kaydetti.
Darbeye teşebbüs suçundan yargılandığını hatırlatan Özçelik, darbeye teşebbüsün nasıl olacağının 15 Temmuz'da görüldüğünü, bir mahkeme kararı nedeniyle darbeye teşebbüs suçlaması yapılamayacağını savundu.
"Tüm milli değerleri kendisine hasım gören bir örgüt"
Sanıkların savunmalarının bu duruşmada tamamlanamayacağının belirtilmesi üzerine, tutukluluk durumunun görüşülmesine geçildi.
Tutukluluk durumuna ilişkin mütalaası sorulan savcı Kenan Zeybek, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) dış güçlerin ve yerli işbirlikçilerinin güdümünde, sinsi şekilde girdiği bünyeyi adeta kanser hücresi gibi dejenere edip kontrol altına alan, tüm milli değerleri kendisine hasım gören bir örgüt olduğunu söyledi.
FETÖ/PDY'nin kendisini dini cemaat gibi gösterip toplumun dini duygularını istismar ettiğini, mensuplarını kamu kurumlarına sızdırıp yerleştirdiğini, hiçbir ahlaki değerin kabul edemeyeceği şekilde sınav sorularını çalmak, casusluk gibi eylemler gerçekleştirdiğini anlatan Zeybek, örgütün bu şekilde meşru devlet düzeni dışında kendi amaçları doğrultusunda gizli bir paralel devlet oluşumuna yöneldiğini kaydetti.
Zeybek, FETÖ/PDY'nin kamuya sızdırıp makam, mevki, kariyer, üniforma, cübbe sahibi yaptığı üyeleri aracılığıyla hukuku eğip bükerek, adeta silah gibi kullanarak, Askeri Casusluk, Balyoz, Ergenekon, Kozmik oda gibi proje soruşturma ve davalar yürüttüğünü, 17-25 Aralık'ta sözde yolsuzluk operasyonlarıyla devleti yıpratmaya, MİT tırlarının durdurulmasıyla Türkiye'nin terör örgütlerine yardım yaptığı yönünde algı oluşturmaya çalıştığını aktardı.
Savcı Zeybek, terör örgütünün 15 Temmuz'da ise anayasal düzeni değiştirmeye, Meclis'i ve meşru hükümeti cebir ve şiddet kullanarak ortadan kaldırmaya teşebbüs ettiğini söyledi.
"Hain girişim"
Asker kıyafeti giyen teröristlerin ele geçirdikleri devletin silahları, helikopterleri, uçaklarıyla kamu görevlilerini, sivil vatandaşları şehit ettiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı öldürmeye çalıştığını, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı rehin aldığını belirten Zeybek, darbe kalkışmasıyla ülkeyi ele geçirip teslim almaya yönelik hain bir girişimde bulunulduğunu kaydetti.
Milletin, ikinci bir milli mücadele olan bu mücadelede şehit olacağını bile bile teröristlere karşı direndiğini anlatan Zeybek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Darbe kalkışması sonrasında örgütün nihai emeline ulaşmak amacıyla yeni hamleler yapması muhtemeldir. Bu nedenle daha dikkatli olunması gerekmektedir. Tutuklu olan ve HSYK tarafından FETÖ ile iltisak ve irtibatlarının olduğu sabit görüldüğünden bahisle meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilen sanıklar, FETÖ/PDY üyesi oldukları ve kendilerine isnat edilen suçları işlemek iddiasıyla yargılanmaktadırlar. Terör örgütünün tüm eylemleri ve özellikle darbe kalkışması eylemi nedeniyle başlatılan soruşturmalarda deşifre olan üyelerinin yakalanmamak için yurt dışına kaçtıkları ortadadır. Bu açıklamalar ışığında sanıklarla ilgili kuvvetli suç şüphesi bulunması, dosyadaki mevcut delil durumu dikkate alınarak tutukluluk hallerinin ayrı ayrı devamına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur."
Mütalaaya karşı görüşü sorulan sanık Mustafa Başer, 15 Temmuz darbe girişiminde bulunan her kimse onları lanetlediğini söyledi. Bu olay yaşandığında cezaevinde olduğunu belirten Başer, cezaevinde bulunan bir kişinin darbe girişimiyle ilgisinin olduğu iddiasında bulunulamayacağını ifade etti. Başer, "O gün vefat eden vatandaşlarımıza da Allah'tan rahmet diliyorum. 15 Temmuz ile ilgili yargılanmıyorum. Bundan beni nasıl sorumlu tuttuğunu anlamadım." dedi.
Bugüne kadar ne söylediyse tahliye edilmediğini dile getiren Başer, "Tahliye edileceğime de inanmıyorum. Ben tahliyeme karar verilmesini istemiyorum." ifadesini kullandı.
Sanık Metin Özçelik de savcı Zeybek'in mütalaasındaki 15 Temmuz değerlendirmelerine katıldığını ancak kendileriyle bağlantı kurulmasının hukukilikten uzak olduğunu öne sürdü.
Sanık avukatları ise müvekkilleriyle ilgili tahliye talebinde bulundu.
Verilen aranın ardından kararı açıklayan Başkan Muhsin Şentürk, sanıkların tahliye taleplerinin reddedildiğini ve tutukluluk halinin devamına karar verildiğini bildirdi.
Duruşma, sanık savunmalarıyla devam etmek üzere 21 Eylül'e bırakıldı.
Son Dakika › Güncel › Meslekten İhraç Edilen Hakimler Yargılanıyor - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?