MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Türkiye'de 10 yılı aşkın süredir başkasına yedirmeyen ve aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyen bir iktidarla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Bundan sonra bakanların istifa etmiş olmalarının özde bir anlamı yoktur. Hükümetin istifası dahi, kamu vicdanında kendisini temizlemeye yetmeyecektir" dedi.
TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyen Yeniçeri, "Milyonlarca dolarlar, onca soru işaretleri, sorgu, yargı, itham ve iddialar arşı alaya sarmışken AKP iktidarının pişkinlik yaparak hiçbir şey olmamış gibi davranması kabul edilemez. Ayakkabı kutularından dolarların dışarılara saçıldığı anda olguyla ilişkilendiren bütün yetkililerin hemen istifa etmesi gerekirdi. Aklanmanın paklanmanın tek yolu buydu. Ancak bu yapılmadığı gibi toplumu geren, ayrıştıran, hedef gösteren sakat söylemler tercih edilmiş ve bahsi geçen bakanlar yurt dışı gezilerine, Cumhurbaşkanı davetlerine katılmakta sakınca görmemiştir" dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve İçişleri Bakanı Muammer Güler'in istifalarını da değerlendiren Yeniçeri, şöyle konuştu:
"İki bakan nihayet bakanlık görevlerinden lütfen istifa etmişlerdir. Oysa yolsuzluk iddialarının gerçekle hiçbir ilgisi olmasa dahi adı geçen bakanların somut olgunun vahameti karşısından yalnız bakanlıktan değil milletvekilliğinden de istifa etmeleri en doğru yoldu. Öyle olmadı aradan bir hafta süre geçmesine rağmen olaya adı karıştığı iddia edilen bakanlar görevlerine başında kalmış, ikisi ancak bugün sadece bakanlık görevlerinden istifa etmiş geçen süre içerisinde ise soruşturmayı yapanlar üzerinde tasarruf yapmaya da devam etmişlerdir. Bu durum, yürütülen soruşturmayı hem etkilemiş hem de sakatlamıştır. Bundan sonra bakanların istifa etmiş olmalarının özde bir anlamı yoktur. Hükümetin istifası dahi kamu vicdanında kendisini temizlemeye yetmeyecektir."
"Türkiye'nin, on bir yıldır başkasına yedirmeyen ve sadece kendi aksırınca, tıksırıncaya kadar yiyen bir iktidarla karşı karşıyadır" ifadesini kullanan Yeniçeri, "Başbakan Erdoğan, malum bir valinin vatandaşa ettiği hakaret yüzünden görevinden alınmasına yönelik taleplere karşı 'valimi yedirmem' demişti. MİT Müsteşarı hakkında savcılar inanılmaz iddialarla dosya açıp sorgulamak istiyorlar, Başbakan Erdoğan bu kez de 'müsteşarımı yedirmem' diyor. MİT Müsteşarını yedirtmemek daha doğrusu yargılatmamak için yıldırım hızıyla müsteşara özgü yasa çıkartıyor. Durum Deniz Feneri davasında da 'sanıkları yedirmem, savcıları yerim'e dönüşmüştü. Deniz Feneri davası tarihe sanıkların savcı, savcıların sanık haline getirildiği bir dava olarak geçmiştir. Gelinen aşamada milletin kanını, iliğini emen, kul hakkı yiyen rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak Başbakan Erdoğan 'Bankayı yedirmem Bakanlarımı yedirmem' diyor. İktidarın bütün icraatları yandaşlara yedirme, muhalifleri aç bırakma üzerine kurulmuştur" dedi.
Polisin yediği lahmacunun, elindeki tespih ya da bacak bacak üstüne atmasının, adeta soruşturmayı etkisizleştirmek için eleştiri konusu yapıldığını belirten Yeniçeri, şunları kaydetti:
"Hükümet soruşturmayı rüşvet ve yolsuzluk yapanların üzerinden operasyon yapanların üzerine kaydırmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda mahkeme emriyle arama yapan polisi, bizzat Başbakan Erdoğan zan altında bırakmıştır. Başbakanın tabiriyle Gezi olaylarının kahraman polisi bir anda rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun kahırlı polisi haline getirilmiştir. Bu zihniyet yalnız ülke içinde değil ülke dışında da Türkiye'nin itibarını sarsıyor. Taraftarlarının yolsuzluklarını örtmek için canhıraş, bir o kadar da mantıksız, tutarsız, herkesin aklıyla alay eden komplo açıklamaları tam bir felakettir. Tayyip Erdoğan'ın, sadece kendisini, iktidarını değil Türkiye'yi de bütün dünyada küçük düşürüyor. AKP'nin propaganda fabrikalarında ürettiği hastalıklı komplo teorileri ülkenin yalnız imajına değil başına da belalar açacak niteliktedir."
Polis müdürlerinin tasfiye edildiklerini söyleyen Yeniçeri, "İş bununla da bitmemiş Adli Kolluk Yönetmeliği de bir gece yarısı yapılan jet operasyonla değiştirilmiştir. Bundan böyle hakkında operasyon yapılacak amirlere durum bildirilecek ve onlar gerekli hazırlıkları yapılacak, delilleri bir güzel hazır edecekler sonra savcı harekete geçecektir. Benzer bir şekilde gazetecilerin emniyete haber amaçlı giriş ve çıkışları yasaklanmış, buralarda bulunan basın odaları kapatılmıştır. Soruşturmaları ve basın ile kamuoyunun haber alma hakkını engellemek için hiçbir demokratik düzende ve hukuk devletinde Anayasaya ile yasalara aykırı kararnameler çıkartılamaz" dedi.
Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarının basında yer almasına ilişkin değerlendirme de bulunan Yeniçeri, şöyle devam etti:
"Birileri Öcalan'ın imaj makerlığını yapıyor. Yolsuzluk, ayakkabı kutusu, operasyon derken Türkiye'de çok sinsi gelişmeler de yaşanıyor. Türkiye'de dikkatler yolsuzluk operasyonlarına çevrilmişken Öcalan'ın İmralı'da çekilmiş fotoğrafları televizyonlardan servis edildi. Bunun tesadüf olmadığı ve Öcalan'ı bir yerlere ve bir şeylere hazırlamak amacıyla yapıldığı açıktır. PKK'nın halka "memur atamaları için bize gelin" dediğinin sağır sultanın bile duyduğu bir zaman diliminde Öcalan fotoğraflarının servis edilmesi anlayanlar için yeterli mesajı içeren niteliktedir."
Son Dakika › Güncel › MHP'li Yeniçeri: Bundan Sonra Bakanların İstifasının, Özde Bir Anlamı Yoktur - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?