İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu yaşadıklarımızın hiçbiri ama hiçbiri tesadüf değildir ve bize yapılanın aynısı, başka ülkelere de yapılmaktadır. Ancak Türkiye, bu yapılanlara karşı özellikle son 15 yılda önemli bir dirayet ortaya koymuştur. Siyasi istikrarına sahip çıkmıştır, ekonomik dengesine sahip çıkmıştır ve bundan sonuç almıştır. Ekonomisini güçlendirmiştir, üretimini, büyümesini artırmıştır, terörü tasfiye sürecine sokmayı Allah'a hamdolsun ki başarmıştır." dedi.
İçi?leri Bakanı Süleyman Soylu, Polis Eğitim ve Kongre Merkezi'nde (PEKOM) düzenlenen Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Tefti? Kurulu Başkanlığı Müfettişlik Temel Eğitimi ve Güncelleme Semineri'nde yaptığı konuşmada, geçmiş dönemlerden getirilen bilgi, birikim, tecrübe ve anlayışın bu toplantıda çok iyi harmanlanacağına inandığını dile getirdi.
Türkiye'nin zor günlerden geçtiğini ifade eden Soylu, "Ama umudu da aydınlığı da geleceği de hep birlikte yakalayacağımıza inandığımız günlerden geçiyoruz." dedi.
Teftiş Kurulu üyelerinin sadece bir meslek erbabı değil, aynı zamanda insan, anne, baba, amca, arkadaş, mahallenin bakkalının dostu olduğunu ifade eden Soylu, şöyle konuştu:
"Bizim vatan şuurumuz, millet şuurumuz tartışılmazdır. İnançlarımız ve değerlerimiz tartışılmazdır. Tüm bunları ve bu anlayışı, sarsmak istedikleri bir dönemden geçtik. Bütün değerlerimizi istismar etmek istedikleri bir dönemden geçtik. Bunu sadece bir terör örgütü eliyle yürütmediler, bunu uluslararası bir operasyon çerçevesinde yürüttüler. Bunu en iyi sizler anlarsınız. Bazen içinizden geçen, ama 'Zamanı mıdır değil midir?' diye tereddüt ettiğiniz, belki de tereddüt etmeden sözü alnının ortasına çaktığınız günler oldu. Bunların hepsini bu ülke ve sizler yaşadınız ama ortada bir gerçek var, geçmiş dönemde yaşadıklarımızı gelecek döneme aktarmamak da bu neslin sorumluluğudur. En önemli sorumluluğumuz budur. Çünkü bu ülkede geçmiş dönemde yaşananlar, bu ülkeye yaşatılmaya çalışılanlar, eğer dirayet olmasaydı, eğer kararlılık olmasaydı, eğer bu toprağa bağlılık ve sadakat olmasaydı, belki de hepimiz başka yerlerde savrulup duruyorduk."
Soylu, şimdi ayakları üzerinde durduklarını, ülkenin yarınlarına yönelik anlayışı hep beraber kucaklamaya çalıştıklarını söyledi. Son günlerde çok kapsamlı seminer ve toplantılar düzenlediklerine de değinen Soylu, şöyle konuştu:
"Bütün bunlarla esas itibarıyla yapmak istediğimiz çok nettir. Yeni yol güzergahımız, yeni sürecimizi, yeni anlayışımızı birlikte tekrar hep beraber ortaya koyabilmek ve bir iddiayı, bir ideali ve bir hedefi tekrar kendi odağımıza oturtmaktır. Elbette ki şunu söylemem gerekir, kullandığımız küçücük cihazların bile ikide bir güncellenmeye ihtiyaç duyduğu bir dünyada yaşıyoruz ve dünyanın belki de en hızlı gündem değiştiren ülkesinde yaşıyoruz. Bu itibarla mesleki bilgilerimizi gözden geçirmek, güncellemek ve sorunları ve çözüm önerilerini istişare etmek için bu seminerin organize edilmiş olmasını çok önemsediğimi ifade etmek istiyorum. Hepinizin huzurunda emeği geçenlere ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum."
"Dengelerle oynuyorlar, çatışmalar yaratıyorlar"
Siyasetin, ekonominin, güvenliğin bir arada ve dengede tutulmak zorunda olunan, çok özel günler yaşandığını da vurgulayan Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu sadece biz yaşıyor değiliz. Dünyanın esas itibarıyla belirli bölgeleri, hatta belirli kıtaları doğrudan bu sorumlulukla yüz yüzedir. Bir kısmı bununla yüz yüzedir, bir kısmı da bunu yönetmekte ve hatta bunu dünyaya dayatmaktadır. Müdahaleler yapıyorlar, dengelerle oynuyorlar, çatışmalar yaratıyorlar ve oluşturdukları çatışma haliyle kendilerine ait avantajlı bir durum ortaya koymaya çalışıyorlar. Özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bu ülkeler çatışmayı kendi yaşam alanlarının dışına taşıdılar. Çatışmadan ve istikrarsızlıktan arındırdıkları kendi alanlarında, ekonomik gelişmelerini tamamlamaya çalışıyorlar. İki büyük dünya savaşının yaralarını sardılar ve dünyanın geri kalan kısmını, ekonomilerini besleyecek, petrol verip silah alacak yerler olarak dizayn ettiler. Bahsettiğim bu istikrarsızlık alanının batı sınırında biz varız, Türkiye. Orta Asya'dan getirdiği köklü bir devlet ve millet geleneğinin üzerine bin yıllık Anadolu geleneğini bina etmiş, arkasında Osmanlı'dan gelen büyük bir sosyopolitik miras ve İslam devletinin manevi zenginliğinden ve köklü bir tarihten beslenen toplum yapısıyla dünyanın doğusundaki diğer ülkelerden ayrılan önemli bir ülke ve bu ülke, dünyanın bütün ekonomik kanallarının üzerinde durmaktadır. Enerji koridorları, ticaret yolları, deniz yolları, kritik hava sahaları, tarihi ipek yolu, modern ipek yolu ve daha bir sürü önemli özelliğin üzerinde duran bir ülkeden bahsediyoruz."
"Türkiye, son 15 yılda önemli bir dirayet ortaya koymuştur"
Bakan Soylu, 12 bin yıllık insanlık tarihinin son 300 yılında ekonomik ve siyasi olarak küresel bir merkez olabilmeyi başarabilmiş Avrupa ve Amerika'nın, liderliği kaybetmemek için doğunun uyanışını engellemek zorunda olduğunu vurguladı.
Bunun için sürekli kontrollerinde tutmak zorunda oldukları ülkelerden birinin de Türkiye olduğuna işaret eden Soylu, "1950-60 arasındaki siyasi istikrar döneminde Türkiye'nin elde ettiği gelişim ve değişim, onlar için bir alarm ve sinyal olmuştur. Bu yüzdendir ki 1960 yılından itibaren siyasi istikrarsızlığı bu ülkeye kader olarak dayatmaya çalışan bir anlayışla mücadele ediyoruz. Bu milletinin gücünü, kalkınmadaki ve ekonomideki hamle üstünlüğünü ve etrafındaki coğrafya ile olan ilişkisini ve entegrasyonunu iyi anlayanlar 'Acaba bu ülkenin önünü nasıl ve ne şekilde engelleyebiliriz?' hikayelerini kendileri oluşturmaya çalışmışlardır." dedi.
17-25 Aralık'tan 15 Temmuz'a kadar birçok saldırıya hep birlikte şahit olduklarını dile getiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu saldırıdan öncesi de var. Hepiniz benden çok daha iyi biliyorsunuz. Bu devlet önemli ve büyük bir devlettir. Bu millet asil bir millettir. Bu devletin ve bu milletin karakterlerini yoksunlaştırmaya çalıştırdıkları bir süreçten geçtik. İçini boşaltmaya çalıştıkları, ayakta durma unsurlarını ortadan kaldırmaya çalıştıkları bir süreçten hep birlikte geçtik. Sadece FETÖ'sü değil, bir taraftan PKK'sı var, bir taraftan DEAŞ'ı var, bir taraftan DHKP-C'si var. ve bundan önce 'anarşi dönemi' diye adlandırılan bir dönemi yaşadık. Çorum olaylarını, Kahramanmaraş olaylarını yaşadık. Bugün hala aynı senaryoların canlandırılmak istendiğini hep beraber görüyoruz. Siyasette bir, iki aylık hükümetleri hep birlikte gördük, ekonomik ve siyasi krizleri hep birlikte gördük. Dışarıdan tezgahlanmış darbeleri hep birlikte gördük. Anlatmak istediğim odur ki bu yaşadıklarımızın hiçbiri ama hiçbiri tesadüf değildir ve bize yapılanın aynısı, başka ülkelere de yapılmaktadır. Ancak Türkiye, bu yapılanlara karşı özellikle son 15 yılda önemli bir dirayet ortaya koymuştur. Siyasi istikrarına sahip çıkmıştır, ekonomik dengesine sahip çıkmıştır ve bundan sonuç almıştır. Ekonomisini güçlendirmiştir, üretimini, büyümesini artırmıştır, terörü tasfiye sürecine sokmayı Allah'a hamdolsun ki başarmıştır."
"Vesayet odakları tasfiye oldu"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, IMF'nin geçmişte günlük hayatın bir parçası ve vesayet olduğunu, tasfiye edildiğini hatırlattı. Ülkede inançlar ve değerler üzerinde de vesayet olduğuna işaret eden Soylu, "Kimimizin başörtüsüyle kimimizin inanç ve değerleriyle kimimizin kimliğiyle sürekli ama sürekli oynanan ve sabahtan akşama kadar 50 yıl sonrasının, 100 yıl sonrasının, 150 yıl sonrasının, 200 yıl sonrasının Türkiyesi'ni düşündüğümüz ve hayal ettiğimiz bir anlayışı bizim içimizden söküp atmaya çalışan, sadece günlük meselelerin içerisinde yorulan, akşam artık hiçbir şey düşünemez hale gelen fertlerden oluşan bir millet ve toplum oluşturmak için ellerinden gelen her şeyi ortaya koydukları bir vesayet vardı. Bunlar da tasfiye oldu." diye konuştu.
Türkiye'de daha önce yargı vesayeti de olduğunu ifade eden Soylu, şunları söyledi:
"Haklının değil, güçlünün egemen olduğu bir yargı vesayeti vardı. Bugün bu da tasfiye oldu. Yargının siyasallaştığı, yargının içerisine her türlü ayrımcılığın konulduğu bir süreci hep birlikte Türkiye'de yaşadık. Bu da tasfiye oldu. Türkiye'de terör örgütleri ve terör üzerinden, 'Artık bu bitmez.' diye insanların dillerine pelesenk olan, kafalarına ve zihinlerine hakim olan bir terör vesayetiyle karşı karşıyaydık. Allah'a şükür bundan da kurtuluyoruz. Karşı karşıya kalmış olduğumuz süreçlerin tamamı, bu vesayetlerin tasfiyesiyle alakalıdır. Biliniz ki küresel güçlerin hiçbirisi özgür ve hür bir Türkiye istemiyor. Biliniz ki kendi kabiliyetlerimizle ayakta durmamızı istememektedirler. Biliniz ki elimizi bir mazluma uzatmamızı, kendi medeniyetimizin bize değerlerini, kendi inancımızın, ahlakımızın değerlerini komşularımıza yansıtmamızı istememektedirler. Dünyada yapılan haksızlığa 'Durun, ne oluyor?' diye haykırmamızı istememektedirler. Biliniz ki 600 yıl bu coğrafya ve dünyada ortaya koyduğumuz ilkeleri, prensipleri ve düsturları yeniden hayata geçirebilecek bir Anadolu tablosu istememektedirler. Alevisiyle Sünnisiyle Türküyle Kürdüyle hep birlikte birbiriyle kucaklaşmış ve yarına güçlü bir şekilde adım atabilecek bir millet istememektedirler. Bütün tabloların hepsini, bu anlattıklarımın hepsini hayatınızın her alanında görerek, bizzat yaşayarak, bizzat acısını çekerek şahit olanlarsınız sizler. Artık bunu yarına taşımak istemiyoruz."
Bakan Soylu, tecrübeler ve birikimle artık bir daha tuzağa düşmeyecek şekilde en iyi çalışmanın, en büyük sorumlulukları olduğunu ifade etti.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Müfettişlik Temel Eğitimi ve Güncelleme Semineri - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?