Gerçekleştirdiği yüz, kol ve son olarak rahim nakli ile tüm dünyada kendinden söz ettiren Prof. Dr. Ömer Özkan, dünya genelinde yüz nakillerinin 'travma' nedeniyle yapıldığını, bu durumun Türkiye'de 'yanık' sebebiyle yaşandığına dikkat çekti. Özkan, "Herhalde, yanık nedeniyle yüz naklinin bu kadar çok görüldüğü, bu nakli de başarıyla gerçekleştirebilen başka ülke yok. Hangisine sevinelim, hangisine üzülelim ayrı bir konu" dedi.
Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, Balcalı Hastanesi'nde düzenlenen konferansta, tıp öğrencilerine yüz, kol ve rahim naklini anlattı. Burada organ nakillerinin son dönemlerdeki popülaritesine değinen Özkan, son dönemlerde daha çok kadavradan yapılan nakillerin günümüzde daha çok canlıya kaydığını, bunun nedeninin de kadavradan olan bağışın Avrupa ülkelerinde olduğu kadar artmaması olduğunu vurguladı.
Çin'deki çeşitli organ nakillerinden bahseden Özkan, "Amerika ve Avrupa'daki nakillerin sonuçları iyi en azından ne olursa olsun bunları takiplerini çok iyi biliyoruz maalesef Çin'deki çok çeşitli -baş parmak nakli gibi- nakiller var. Ama bunların hem sonuçları çok iyi bilinmiyor hem kayıtları çok iyi değil, nasıl bir nakil yapıldığı bilinmiyor bu nedenle Çin'deki o çok sayıdaki nakiller bunların arasında kabul edilmiyor" dedi.
Özkan, Türkiye'de yüz kaybı ile birlikte kol nakli olan çok sayıda yanık hastasının olduğunu belirterek, dünyada şuanda 24'e yakın yüz naklinin yapıldığını söyledi. Bunların büyük bir çoğunluğunun 'travma' nedeniyle' yapıldığına dikkat çeken Özkan, "Herhalde, yanık nedeniyle bu kadar yüz nakli yapılan ve bu nakli yapabilen başka ülke yok. Buna üzülelim mi, ağlayalım mı, sevinelim mi diye bir kavram var aslında. Maalesef bu kadar kötü sayıda yanık hastamız var. Yüzümüzü, kolumuzu yakıyoruz ama bunları da nakledebiliyoruz. Hangisine sevinelim hangisine üzülelim ayrı bir konu" diye konuştu.
Organ nakli gibi operasyonlarda komplikasyonlar olabileceğini de anlatan Özkan, operasyon yapılabilmesi için hastanın sağlıklı ve 18-65 yaş arasında olması gerektiğini açıkladı. 18 yaşın altındaki hastaların tedavileri için bu konudaki tecrübenin biraz daha artması gerektiğini ifade eden Özkan, yüzü yanan 14 yaşındaki bir çocuğu örnek gösterdi. Özkan, "Yüzü yanan 14 yaşındaki bir çocuğun okulundan uzaklaştığını görebiliyorsunuz. Ama bu çocuk hastanede diğer akranlarını gördüğü zaman sosyalleşebilen bir çocuk. Bu çocuğun acaba 18 yaşına kadar beklemesi mi yoksa 14 yaşında mı ameliyat olması uygun? Bunlar ancak tecrübe arttığında cesaret edebileceğimiz durumlar. Aslında mevzuat 15 yaşına kadar da müsaade ediyor ama bunun sınırlamasına hep beraber karar vereceğiz" şeklinde konuştu.
"NAKİL YILLAR ÖNCE YAPILIRDI, MEVZUATA TAKILDI"
Organ naklinin günümüzde Türkiye'de çok iyi disiplinize edildiğini vurgulayan Özkan, şunları söyledi:
"Her halde bunların kurallarının en iyi konduğu ülkeler arasındayız. Her şeyin adının konduğu. Ama burada bir terslik vardı. Bu dokuların ülkemizde mevzuatı yoktu. Hani 'ben yapabilirim' diyeceğiniz bir dokuda insan üzerinde deney yaparsınız, bu kabul edilmez diye hatta önemli cezaları olan bir durum. Nasıl olacak? Bunun mevzuatı olması gerekiyor derken çok önemli aşamalardan sonra dilekçelerinizi gönderiyorsunuz, başvuruyorsunuz derken 2008 yılında bir baktım ki bizim ne o dilekçeler, o başvuruların hepsinin hayal olduğunu gördük. Evrak kaydı yok bir şey yok yani boşuna uğraşmışız. Biz 2004 yılında başladığımızda dünyada çift kol nakli 3 veya 4 taneydi bizim yaptığımızda 14, 15. Kol nakliydi. Belki de bu işlere daha erken başlama imkanımız olacaktı."
"RAHİM NAKLİNİ ANLATTI"
Prof. Dr. Ömer Özkan, rahim nakli üzerinden konuşmasını sürdürerek, doğuştan rahimleri olmayan veya doğuştan vajinaları olmayan azımsanmayacak sayıda kadının olduğunu kaydetti. Bu hastaların öncelikli istemlerinin 'normal bir aile yaşamı' ve 'cinsel yaşam' olduğunu ifade eden Özkan, "Bizim, uzun takipte olan hastalarımız var.
2003, 2004 yıllarından itibaren 100'ün üzerinde bir sayıya ulaştık. Bu hastalar yaşamlarına büyük oranda adapte oluyorlar. Evleniyor bir kısmı. Evlendikten sonra bu hastaların esas istekleri de 'biz çocuk sahibi olabilir miyiz' oluyor tabi. Tabi burada yapacağınız çok fazla bir şey yok. Anca kadın doğum servisine gönderiyorsunuz veya 2 seçenekleri var şuanda geçerli olan ya taşıyıcı annelik olacak, ya da evlat edinme şeklinde olacak. Bunları başarılı şekilde devam ettiren insanlar var, kendi vücutlarından çocuk sahibi olmak isteyen insanlar var."
"RAHİM NAKLİYLE BEBEK SAHİBİ OLAMAMAK İÇİN NEDEN GÖREMİYORUZ"
Özkan, Antalya'da 8 Ağustos 2011'de dünyanın ilk kadavradan rahim nakli yapılan 23 yaşındaki Derya Sert'in hamile kalmasını da değerlendirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyada bu tür nakilleri aslında birinci merkez İsveç, ikinci Japonya ve üçüncü Amerika'dır. Çok önemli deneysel çalışmalar yapıyorlar. Bunlarla bir yarışın içine giriyorsunuz. Kadavralar üzerinde çalışıyorsunuz. Yapılan deneysel çalışmalarda hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda rahim naklinde başarı sağlandı. Biz de özel izinlerle 3 hastamızı hazırladık. Bunun sonucunda ayrıca sağlıklı çocuğun aileye teslimi de çok önemli. Nakledilen bir organ içinde bir çocuk geliştirmeye çalışıyorsunuz -anneye rahim yabancı, babadan gelen embriyo yabancı- Gebelik öncesi neler olabileceği, gebelik sırasında neler yaşanabileceği araştırıldı. Bizim de yaptığımızın başarılı olmaması için bir neden görmüyoruz. Ama sonuçta bizim yaptığımız bir tek problem var burada, biz bunu normal doğum şeklinde olmayacak, bu bir tüp bebek şeklinde olacak ve bununla ilgili tecrübe dünyada hiç yok, sonuçta tüp bebeğin dünyada kabul edilen bir başarı oranı var. Biz başarılı olmamak için bir neden görmüyoruz, inşallah da görmeyiz. Yaşayacağımız en önemli problem de, eğer başarılı olursa bu çocuğun erken doğacağını biliyoruz. Düşük doğum ağırlıklı olabileceğini biliyoruz ama bir anormali inşallah yaşamayız. Bu başarılı olursa rahim nakliyle ilgili mevzuat da hazır"
Konferansın ardından Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Yavuz tarafından Ömer Özkan'a çiçek takdim edildi. - ADANA
Son Dakika › Güncel › Prof. Dr. Ömer Özkan Adana'da Organ Naklini Anlattı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?