Faruk Vele - Suriye'de 21 Ağustos'ta gerçekleştirilen kimyasal saldırının ardından bölgede inceleme yapan Birleşmiş Milletler heyetinin getirdiği bulguları inceleyen İsveç Araştırma Konsorsiyumu'nun Boşnak asıllı Müdürü Dr. Cenan Şahoviç, Suriye'de kimyasal saldırı araştırmalarını tamamlayan Birleşmiş Milletler (BM) heyetinin bulgularının incelenmesinde sona yaklaşıldığını ve Suriye'yle ilgili gerçeğin yakın zamanda kanıtlanacağını söyledi.
Bosna'daki savaş zamanında 1992 yılında İsveç'e giden ve uzun yıllardır bu ülkede yaşayan İsveç Araştırma Konsorsiyumu'nun Boşnak asıllı Müdürü Cenan Şahovç, AA muhabirinin BM heyetinin Suriye'de kimyasal saldırının ardından yaptığı incelemelerle ilgili sorularını yanıtladı.
BM heyetinin Suriye'de topladıkları bulgular neticesinde ortaya çıkacak sonucun yakın zamanda kesinleşeceğini kaydeden Şahoviç, bu sayede Beşşar Esed rejiminin 21 Ağustos'ta Şam yakınlarında kimyasal silah kullanıp kullanmadığının da kesin olarak kanıtlanacağını ifade etti.
İsveç Araştırma Konsorsiyumu ile Suriye'de incelemeler yapan heyetin başkanı Ake Sellström'ün BM ve Avrupa Birliği (AB) ile son derece iyi bir işbirliğine sahip olduğunu belirten Şahoviç, "Araştırmaların amacı, BM Genel Sekreteri tarafından da açık bir şekilde tanımlanmıştı: Suriye'de kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığının kanıtlanması. Buradaki görevimiz bu silahı kimin kullandığını bulmak değil, sadece kullanılıp kullanılmadığının kanıtlanması ve hangi tür silahın kullanıldığının tespit edilmesidir" dedi.
Raporun en kısa zamanda tamamlanıp, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a sunulacağını kaydeden Şahoviç, "Umuyorum ki rapor, hemen olmasa da kısa süre içerisinde kamuoyuyla da paylaşılacak. BM, açık ve şeffaf çalışan uluslararası bir organizasyon" diye konuştu.
"Sarin gazı kullanıldığına dair işaretler var"
Suriye'deki saldırılarda "sarin" gazının kullanılıp kullanılmadığının sorulması üzerine Dr. Şahoviç, henüz bu konuda herhangi bir şey söyleyemeyeceğini bildirdi.
Şahoviç, "ABD ve bazı diğer ülkeler Suriye'deki saldırılarda sarin gazı kullanıldığına dair kanıtları olduğunu söylüyorlar. Ancak, söz konusu kanıtlar henüz açıklanmadı. Geçen hafta içerisinde izlediğimiz görüntüler, sarin ve sarine ilişkin maddeler olduğuna işaret ediyor. Ancak incelemeler tam olarak tamamlanmadan hiçbir şey açıklanamaz ve kanıtlanamaz. Suriye ile ilgili gerçek yakın zamanda kanıtlanacaktır" dedi.
BM heyetinin saldırının hemen akabinde ülkeye gitmiş olmalarının ve delilleri geç olmadan toplamış olmalarının son derece faydalı olacağını söyleyen Şahoviç, saldırıda tam olarak hangi maddenin kullanıldığını da kesin olarak görme imkanı bulacaklarını kaydetti.
Şahoviç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tam olarak saldırının yapıldığı yerden örnekler toplandı. Aynı şekilde, saldırıda hayatını kaybeden ya da yaralı olarak kurtulanlardan alınan kan, saç, idrar gibi biyolojik örnekler de delil teşkil ediyor. Ayrıca, sonunda sağlık görevlileri ve şahitlerle de mülakat gerçekleştirildi. Söz konusu bu 3 kaynak, kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığının ve kullanıldıysa hangi tür silahın kullanıldığının kanıtlanması için yeterli. Her ne kadar ihtimali az görülse de incelemeler sonucunda kullanılan maddenin kalitesinin de tespit edilmesi mümkün."
Şahoviç, Irak'ta, Saddam Hüseyin rejiminin ülkedeki Kürtler üzerinde benzer bir silah kullanmasının ardından, bir daha böyle bir olayın tekrarlanmasına inanamadığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Küresel anlamda, umuyorum ki Suriye'de yaşananlar bu tür silahların kullanılmasında bir trend haline dönüşmez. Son 50 yıl içerisinde birkaç kez bu tür silahların kullanıldığını gördük. Dünyanın neredeyse tüm ülkeleri, imzaladıkları sözleşmeler ile kimyasal silah kullanımını yasaklıyor. Suriye, Kuzey Kore ile birlikte, bu konudaki istisnalardan biri. Suriye'deki olayın, izole bir olay olduğunu ve bölgedeki diğer ülkelerin de aynı yoldan gitmeyeceğini umuyorum."
"Üzerlerinde baskı olup olmadığı" yönündeki soruyu ise Şahoviç, şöyle yanıtladı:
"Biz bir bilim merkeziyiz. Bu olayda, meslektaşlarım BM tarafından kendilerine verilen açık ve net bir görevi yerine getirmekle yükümlüler. Adli tıp metodlarını kullanarak, araştırmacılar BM'nin sorusuna cevap bulacaktır. Daha sonrası, BM ve diğer büyük güçlerin bu sonuçları nasıl yorumlayacağı ile alakalı bir durumdur. Delilleri inceleyen bilim adamlarımız, araştırmaları süresince herhangi bir politik komplikasyonu göz önünde bulunduramaz."
Bosna'da yaşanan savaşın hemen başında, 1992 yılında ülkesinden ayrılmak zorunda kalan Şahoviç, durumunun, BM heyetinin araştırmalarına katılmasında kendisine motivasyon kaynağı olduğunu söyledi.
Şahoviç, "Belki dolaylı olarak, ama güvenlik meseleleri ve siyaset bilimi ile ilgilenmeyi Bosna'daki deneyimlerim nedeniyle seçtim. Kimyasal ve biyolojik silahlar ile uzun zamandır uğraşıyorum" dedi.
Üzümcü de numunelerin 4 ülkede incelendiğini belirtmişti
Öte yandan Suriye'ye kimyasal silah incelemesi için uzmanlarını gönderen ve toplanan numuneleri laboratuvarlarda incelettirmeye başlayan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (KSYÖ) Genel Direktörü Büyükelçi Ahmet Üzümcü, AA'ya yaptığı açıklamada Suriye'de kimyasal silahların muhaliflerin eline geçtiğine yönelik kendilerine ulaşan bir bilginin bulunmadığını, buna karşı sonuçların 2 hafta içinde belli olacağını açıklamıştı.
Heyetin çok zor şartlar altında görev yaptığını ve kendileriyle gurur duyduğunu dile getiren KSYÖ Genel Direktörü Üzümcü, Suriye'de rejim güçlerinin kimyasal silahlara ilişkin izleri sildiği yönündeki iddialarla ilgili şu değerlendirmede bulunmuştu:
"Doğrusu izlerin yok edilmeye çalışıldığı gibi şeyleri bilemiyorum. Fakat muhalefetin kontrolünde olan yerlerde bütün gerekli temasları yapabildiklerini anlıyorum. Zaten kullandığı iddia edilen yerler şu anda muhalefetin kontrolünde. Hastalarla, doktorlarla görüşmeler yapıldığı noktasında bir zorluk olmamış anladığım kadarıyla."
Suriye'ye yönelik oluşturulan soruşturma komisyonuna verilen görev yönergesinin kimyasal silahların kullanılıp kullanılmadığının tespitiyle sınırlı olduğunu kaydeden Üzümcü, raporda söz konusu silahları kimin kullandığı hususuna girilmesinin öngörülmediğini ifade etmişti.
KSYÖ Direktörü Üzümcü, AA'ya açıklamasında Suriye'nin kimyasal silah varlığına dönük açık kaynaklara dayalı bir bilgiye sahip olduklarını belirtmiş ve miktar olarak "bin tona kadar varan" tahmininde bulunmuştu. Üzümcü, "Çeşitli kategorilerde, hardal gazı veya sarin gibi sinir gazları. Bu önemli bir stok tabii. Çeşitli fırlatma araçları da var. Kullanıldığı takdirde büyük zayiat verecek bir stok. Son zamanlarda bu stoklar nerelerde muhafaza ediliyor, azalma var mı yok mu bunları bilemiyoruz. Fakat şu ana kadar hükümet kuvvetlerinin kontrolü altında olduğu anlaşılıyor. Çünkü aksine bir rapor da görmedik. Yani kontrolünden çıktığı veya kontrolü dışında kalan bölgelerde kimyasal depoları bulunduğuna dair bir rapor görmedik" açıklamasını yaptı.
Üzümcü ayrıca "Suriye'de kimyasal silahların muhaliflerin eline geçtiğine yönelik bize ulaşan bir bilgi bulunmuyor" ifadesini kulanmıştı. - Federation of Bosnia and Herzegovina
Son Dakika › Güncel › Şam'daki Kimyasal Silah Saldırısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?