Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Çatışma - Son Dakika
Güncel

Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Çatışma

Sincan Uygur Özerk Bölgesi\'ndeki Çatışma

ASİMED Başkanı Yrd. Doç. Dr. Eğilmez: "Bütün bu baskı ve işkencelerin yanında bölgenin demografik yapısı da hızla değiştiriliyor. Çin, çok keskin bir asimilasyon politikası uyguluyor. Bu zulmün bitmesi için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız"

02.07.2013 15:59

Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki çatışmalara ilişkin, "Bütün bu baskı ve işkencelerin yanında bölgenin demografik yapısı da hızla değiştiriliyor. Çin çok keskin bir asimilasyon politikası uyguluyor. Bu zulmün bitmesi için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız" dedi.

Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi de olan Eğilmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Doğu Türkistan'ın Çinlilerin iddia ettiklerinin tam aksine Türk toprakları olduğunu belirterek, Çinlilerin 1884 yılına kadar bu toprakları da içine alan Orta Asya'nın önemli bir kısmına "Batı Bölgeleri" (Xiyu) ismini verdiğini söyledi.

Bu bölgeye, 1884 yılından sonra "eyni hudut" anlamına gelen Sincan adı verilerek, bu toprakların işgal ettiğini ifade eden Eğilmez, şunları kaydetti:

"Şehname'ye göre milattan önceki tarihlerde, Türklerin yaşadıkları topraklara 'Turan' denirdi. Milattan sonra 7. yüzyıldan itibaren Arap ve Fars kaynakları Türk bölgeleri için 'Türkistan' adını kullanmaya başlamışlardır. Marco Polo'nun seyahatnamesinde Doğu Türkistan bölgesine 'Büyük Türkiye' denmiştir. Büyük Türkiye'nin batı kısmı 19. yüzyılın ikinci yarısında Ruslar tarafından işgal edilince, doğuda kalan kısmına 'Doğu Türkistan' denmiştir. Bu bölgede yaşayan insanlar Çin, Moğol ve Tibet yönetimi altında büyük baskı ve zulüm politikaları altında ezilirken, buradaki halk, bölgeye hakim olan Uygur devlet ve hükümetleriyle huzurlu ve rahat bir yaşama kavuşmuşlardır. Bunun en önemli kanıtı ise 10. yüzyılda Çin tarafından Uygur topraklarına gönderilen Wang Yen-Te'nin tuttuğu seyahat notlarıdır. Bu notlarda Uygurların zengin kültürleri yanında, uyguladıkları hoşgörülü ve adaletli yönetiminden örneklerle bahsedilmiştir."

Söz konusu günlüklere göre, Çinlilerin at evcilleştirmeyi Türklerden öğrendiğine dikkati çeken Eğilmez, "Ayrıca bu eğitim süresi içerisinde Türklerin Çinlilere büyük bir misafirperverlik örneği gösterdiklerini yazar. Seyyah Türklerin davranışlarını aynen şu şekilde not düşmüştür:  Öyle ki Çinliler bir şeyler öğrenmek maksadıyla bile gelmiş olsalar Türkler onları misafir olarak kabul eder, en iyi sofralarda ağırlar, en güzel odalarda yatırırlar" diye konuştu.

"Doğu Türkistan'da Türkler ikiden fazla çocuk sahibi olamıyor"

Çinlilerin, Türklerden demirden silah yapmayı da öğrendiğini vurgulayan Eğilmez, şöyle devam etti:

"Çok sayıda silah, evcilleştirilmiş at satın alırlardı. Türklerin devlet ve askeri teşkilat yapısını öğrenir ve devlet organizasyonlarını ve ordularını bu yapıya göre düzenlerlerdi. 1 milyon 828 bin 418 kilometrekare alana yayılmış yaklaşık 50 milyon Müslüman Türk'ün, Çin zulmü altında yaşadığı hak ihlalleri hem çok büyük hem de oldukça dramatiktir. Çin, Türklerin ata yurdu olan Doğu Türkistan'ı işgal ettiği 1949 yılından günümüze kadar kültürümüzü, tarihi eserlerimizi, dilimizi ve inançlarımızı imha etmektedir. Doğu Türkistan'da Türkler ikiden fazla çocuk sahibi olamıyor. 18 yaşından küçüklerin camiye gitmesi, toplu dini faaliyetlere katılması kesinlikle yasak. Toplu tutuklama ve gözaltında işkencelere maruz kalma, aniden ortadan kaybolma, tutuklulardan aylarca haber alınamama gibi hukuksuzluklar sıradan olaylardır. İletişim çok kısıtlı ve tamamen devlet kontrolü altındadır.

Çin rejimi eğitim alanında da büyük bir haksızlık yaparak, istediği kişiye istediği istikamette ve istediği bilgileri öğretmektedir. Buradaki halk bırakın yurtdışına seyahat etmeyi, bir şehirden diğerine hatta bir mahalleden diğerine bile özgürce gidememektedir. İş vaadiyle ailelerden zorla alınan Türk kızları, bir yandan fuhuş batağına sürüklenirken, bir yandan devlet eliyle yürütülen organ ve uyuşturucu ticaretinde kullanılıyorlar. Buna rağmen batı dünyası Türkleri hala görmezden geliyor."

Eğilmez, "Bütün bu baskı ve işkencelerin yanında bölgenin demografik yapısı da hızla değiştiriliyor. Çin çok keskin bir asimilasyon politikası uyguluyor. Han Çinliler, sistematik olarak Sincan'a (Doğu Türkistan) göç ettiriliyor. Kesin olmayan rakamlara göre her gün Sincan'a bin Han Çinli'nin yerleştiğinden bahsediliyor. Bir zamanlar nüfusun yüzde 93'ü Türk iken bugün ancak yüzde 47'sini Türkler oluşturuyor. Oradaki soydaşlarımız çok zor durumda olsalar bile tarih boyunca bizden kardeşliklerini esirgememişlerdir. Örneğin, Osmanlı'nın Balkan Savaşı yenilgisinin ardından Doğu Türkistan Türkleri, işgal altında bulunmalarına rağmen İstanbul'a yardım göndermişlerdir" ifadelerini kullandı. - Erzurum

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Çatışma - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement