TBB Başkanı Feyzioğlu: "Bireysel Başvuru Yolu En Zor Zamanlarda Basıncı Azalttı" - Ankara

- Ankara Üniversitesi İnsan Hakları Uygulama ve Araştırma Merkezi

Ankara Üniversitesi Senato Salonu

"Çocuk Hakları-Kazanımlar ve Geleceği" konulu panelden detaylar

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşması - "Bireysel başvuru yolu en zor zamanlarda basıncı azalttı"

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu da dün Hakkari'den gelen 50 kadının kendilerinden Hakkari'de Çocuk Hakları Merkezi ve İnsan Hakları Merkezi açılması talebinde bulunduğunu belirterek, bu talebi yerine getireceklerini söyledi.

2010 referandumu süresince aktif olarak "Hayır" verilmesi gerektiğini söyleyenlerden biri olduğunu belirten Feyzioğlu, bunda genel olarak ne kadar haklı olduklarının sonradan ortaya çıktığını ifade etti. Bir itirafta bulunmak istediğini dile getiren Feyzioğlu, şöyle konuştu:

"HSYK'nin yapısına yoğunlaşmışken, bireysel başvurunun, hak arama özgürlüğünü kısıtlayacağını, erteleyeceğini düşünmüştük. Tam aksine Anayasa Mahkememiz bireysel başvuru yolunu Türkiye'nin önünü açan, çağdaş medeniyetler seviyesine bizi ulaştıracak yapı taşlarını döşeyen bir yol olarak kullanmaya başladı. Gerçekten ülkenin sibobu oldu, en zor zamanlarda basıncı azalttı, önümüzü açtı. Hatta FETÖ'nün kumpas davalarında zindana atılmış ve nedense bugün birilerinin devletimizi yerden yere vururken hatırlamak, hatırlatmak istemedikleri yüzlerce kahraman subayımız, avukatımız, gazetecimiz, akademisyenimiz zindandaydı. Benden bugün dünyada uluslararası toplantılarda bugünü eleştirirken dünü methetmemi istiyorlar. Şiddetle reddediyorum. Bugünü eleştirebilirim bu benim demokratik hakkım ama eleştirirken yapıcı olmak zorundayım ve dünün FETÖ yargısını metheden hiçbir cümleyi TBB Başkanı ve yönetiminden kimse duyamaz. Çünkü o zindanların kapısını biz birlikte yıktık ve Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru yolunu çok yerinde kullanmasıyla bu ülkeye inanılmaz ferahlama geldi. 15 Temmuz'un önlenmesinde de o zindanların kapısının açılmasının, gerçek vatanseverlerin, milliyetçilerin ülke yönetiminde tekrar etkili olmasının çok büyük rolü var. Dolayısıyla itirafım, bireysel başvurunun bizi geciktireceğine düşündürüyor olmamın yanlış çıkmasıdır."

"Çevreye, doğaya, hayvana, bitkiye dair her şeyin hakkı konuşuluyor"

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş de bugün sadece insan hakkı değil çevreye, doğaya, hayvana ve bitkiye dair her şeyin hakkının konuşulabileceği düzeye gelindiğini söyledi.

20 Kasım 1989'da UNICEF'de yapılan bir toplantıda çocuk haklarıyla ilgili 193 ülke "evet" derken Somali ve ABD'nin ise "evet demediğini anlatan İbiş, şunları kaydetti:

"Medeniyetin beşiği diyoruz o gün evet dememişler ama Türkiye 'evet' demiş ve 1990'da da hemen protokolü imzalamış. Bu sözleşmede onlarca madde var. Çocuğun oyun oynama hakkından dinlenme hakkına, eğitim hakkından kaliteli, onurlu yaşama hakkına, din, vicdan özgürlüğü hakkından ifade özgürlüğü hakkına, bedensel, ruhsal, manevi korunma hakkından istismar, ihmal, şiddet, sömürü, ayrımcılık gibi her türlü tehlikeye karşı korunma hakkına kadar uçsuz bucaksız haklar zincirinin sözleşmesi o gün imzalanmış. Dünyamıza baktığımızda bu hakların ileri ülkelerde bile ihlal edildiğini görebiliyoruz. Gelişmemiş, az gelişmiş, fakirliğin diz boyu olduğu bir de iç savaşların olduğu ülkelerde durum daha da vahim."