Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, şiddet uygulayan erkek zihniyetini çözümlemek gerektiğini belirterek, "Kadın meselesi aynı zamanda bir erkek meselesidir. Toplumsal sorunların kaynağını tespit etmek, onları ortadan kaldıracak çözüm yolları önermek, cinsiyet algılarıyla ilgili yeni kavramsal çerçeveler inşa etmek üniversitelerin meseleleridir" dedi.
Emine Erdoğan, YÖK Başkanlığınca düzenlenen Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Üniversite Çalıştayı'nın açılışında, üniversitelerin, geleceğin teminatı, eğitim hayatının önemli basamaklarından biri, gençlerin hayata atıldığını bir eşik ve toplumsal değişime yön vermesi beklenen pusula olduğunu söyledi.
Türkiye'nin çok önemli toplumsal değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini dile getiren Erdoğan, bu süreçte üniversitelere de büyük görevler düştüğünü belirtti.
Erdoğan, üniversitelerin sadece eğitim kurumları olmadığını vurgulayarak, araştırma, bilgi üretme, bilgiyi dönüştürme, toplumsal değişimi analiz etme gibi topluma danışmanlık yapma misyonunun da bulunduğunu bildirdi.
Üniversiteleri, yalnızca gençlere meslek kazandırma ve uzman yetiştirme kurumları olarak görmeyi "sanayi toplumuna has bir tutum" şeklinde değerlendiren Erdoğan, bugün üniversitelerin işlevinin bambaşka olduğuna dikkati çekti.
Bilgiye ulaşmakta hiç zorlanılmayan bir çağda artık yorum, analiz ve sentez gücüyle donatılmış insan kaynağına ihtiyaç bulunduğunu belirten Erdoğan, üniversitelerin de bu doğrultuda kendini yenilemesi ve sosyal meseleler karşısında varlık göstermesi gerektiğini kaydetti.
Toplumsal sorunlarla mücadele konusunda üniversitelerin, en önemli paydaşlardan olduğuna işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bürokrasi, sivil toplum ve medyayla birlikte üniversitenin dönüştürücü gücü belki de en kalıcı olanıdır. Üniversitelerimizin ilgisini bekleyen nice toplumsal mesele var. Çözüm Süreci, bunlardan birisidir. Ülkemizde çok sayıda misafirin bulunduğu bir dönemde, mültecilik de bir diğeri. Yargıyı, oligarşik yapılardan temizleyecek sağlam bir hukuk sistemi, bir başkası. Nihayetinde kadına karşı şiddet, üniversitelerimizin alakasını bekleyen bir diğer sorun. Bu toplantının amacı da zaten kadınla ilgili pek çok meseleyi, üniversitenin gündemine taşımaktır."
Şiddetin, tüm dünya gibi Türkiye'de de önemli toplumsal sorunlardan olduğunu dile getiren Erdoğan, "Şunu net şekilde ifade etmek gerekir ki şiddete sıfır tolerans bizim değişmez tavrımızdır. İnanıyorum ki bu tavır, tüm toplum tarafından da benimsenmektedir" diye konuştu.
-"Kadın sorunları, kapsamlı mücadele alanıdır"
Erdoğan, hiçbir akıl ve vicdan sahibinin, kadına şiddeti desteklemeyeceğini, onu meşru göstermeyeceğini vurguladı.
"Hal böyleyken, şiddetin neden hala var olduğunu, nice kadının, çocuğun ve ailenin bu sorun altında ezildiğini oturup düşünmemiz gerekir. Şiddeti besleyen kültürel kalıpları analiz etmemiz gerekir" ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şiddet uygulayan erkek zihniyetini çözümlemek gerekir. Çünkü biliyoruz ki kadın meselesi aynı zamanda bir erkek meselesidir. İşte bu noktada üniversitelerimizden beklentimiz büyüktür. Toplumsal sorunların kaynağını tespit etmek, onları ortadan kaldıracak çözüm yolları önermek, cinsiyet algılarıyla ilgili yeni kavramsal çerçeveler inşa etmek üniversitelerin meseleleridir. Hukuki ve yasal tedbirler, elbette işin temelini oluşturmaktadır. Özellikle şiddet gibi acil müdahale gerektiren konularda kadınlarımızın haklarını koruyacak düzenlemeler, kuşkusuz devletimizin öncelikli meseleleridir. Nitekim bu konuda devletimiz, son 12 yılda önemli yasal düzenlemeler yapmış, kadın hakları alanında çok önemli adımlar atmıştır. Ancak kadın sorunları, uzun soluklu çaba ve uzun vadeli politikalar gerektiren kapsamlı bir mücadele alanıdır."
Kadınlara toplumun her alanında hak ettikleri yerin açılması gerektiği söyleyen Erdoğan, kadının ilerlemesinin önündeki engellerin el birliğiyle kaldırılmasının önemini vurguladı.
Siyasette, iş dünyasında, akademide kadın varlığının, adalet, toplumsal denge ve huzurun teminatı olduğunu belirten Emine Erdoğan, "2002'de 24 kadın milletvekili varken, sayı 2011'de 3 kat artarak 78'e çıktı. İnanıyorum ki 7 Haziran seçimlerinde bu sayı daha da artacaktır" dedi.
Türkiye'de kadın akademisyen sayısının dünya ortalamasının üzerinde bulunduğunu bildiren Erdoğan, bu oranın yüzde 43 olduğunu ifade etti. Erdoğan, bunun daha ileri noktalara taşınması gerektiğini kaydetti.
"Kültürel, fıtri özellikler nedeniyle eşitlik, bazen eşitsizliğe dönüşebiliyor"
Kadınların ilerlemesindeki "cam tavan" engelinin kaldırılarak, karar mekanizmalarında kadınlara daha çok yer verilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerçek manada, adalet ekseninde uygulama alanı önce üniversiteler olmalıdır. Çünkü üniversite, ışığını tüm topluma yayacak yegane kurumdur. Akademisyenler, burada 'Bu ışığı nasıl topluma taşırız' sorusunun cevabını arayacaksınız. Öğrencilerin bireysel hayatlarında eşitlikçi ve adaletten yana tutum geliştirmelerini sağlayacak müfredat düzenlemesini tartışacaksınız. Akademik ve idari personele, toplumsal cinsiyet farkındalığının kazandırılması ve her türlü şiddetin akademik hayattan uzak tutulması noktasında neler yapılması gerektiğini ele alacaksınız. Tüm bunlar, esaslı bir bilinç gerektirir ki bunun yeri tam da üniversitelerdir."
Çalıştayın sonuçlarını merakla beklediğini söyleyen Erdoğan, "Umuyorum ki hem şiddet gibi acil konularda hem de kadın aleyhine yerleşik tüm kültürel ve geleneksel kalıpların değiştirilmesi konusunda önemli adımlar atılır. Yeni kavramsal denemelerin yapılması açısından da verimli bir çalıştay olmasını diliyorum. Söz gelimi 'toplumsal cinsiyet eşitliği' tanımını da irdelemek gerektiği kanaatindeyim" dedi.
Emine Erdoğan, tek başına eşitliğinin yetmediğini, eşitliğin adalet perspektifiyle ele alınması gerektiğini dile getirdi.
"Herhangi bir alanda kadın ve erkek oranı sayısal olarak eşit olsa bile kültürel ama daha da önemlisi fıtri özellikler nedeniyle eşitlik bazen eşitsizliğe dönüşebiliyor" görüşünü bildiren Erdoğan, kadınların, çocuk sahibi olma ve annelik gibi sorumluluklarla artan yüklerinin, çalışma hayatındaki ek tedbirlerle hafifletilmesinin önemine değindi.
Hükümetin son aylarda kadının yükünü hafifletecek bazı düzenlemeler yaptığını hatırlatan Erdoğan, kreş imkanı, esnek çalışma saatleri gibi düzenlemelerin adaletin tesisi için atılan önemli adımlar olduğunu kaydetti.
"Toplum sorunlarından uzak fil dişi kuleler olmak yerine..."
Sosyal olayların, yerel şartlarda kültürel alışkanlıklarla yakından ilgisi bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, kadınlarla ilgili kimi sorunların, bazı bölgelerde yerel şartlara bağlı farklı şekillerde çözümlenebileceğini bildirdi.
Emine Erdoğan, şu görüşlerini paylaştı:
"Bunun dışında bir bölgede geçerli olan sebep, diğer bölgede hükümsüzdür. İşte tam da bu noktada, her ilde bir üniversite yapılanması hayati önem taşımaktadır. Bugün ülkemizin her vilayetinde asgari bir üniversite var. Üniversiteyi, bina ve tabela olmaktan çıkaracak şey, üniversitenin fonksiyonunu icra edebilmesidir. Bulunduğu şehrin nabzını tutabilmek, yerel sorunları teşhis edebilmek, sorunlara çözüm üretmek, üniversitelerin temel işlevlerindendir. Üniversiteler, toplum sorunlarından uzak fil dişi kuleler olmak yerine, gerektiğinde yerel yönetimlerle işbirliği yaparak toplumsal hayata artı değer de katmalıdır."
Kadınla ilgili sorunların çözümünde "kadın duyarlığının" çok önemli olduğuna işaret eden Erdoğan, bu nedenle özellikle kadın akademisyenlerin çabalarının çok kıymetli olduğunu vurguladı.
Emine Erdoğan, kadın araştırma merkezleri ve enstitülerinin aktif şekilde toplumsal değişim sürecine dahil edilmesini isteyerek, "Ülkemizin aydınlık geleceği sizlerin ellerinde. Akademisyen Kadınlar Birliği gibi oluşumlar kurarak, kadınlarımız akademik alanda daha kolay inisiyatif alabilir" dedi.
Türkiye'nin, ilmin ve sanatın merkezi durumunda bulunduğunu dile getiren Erdoğan, "İnsanlığın bütün birikimini içine alan bir kuşatıcılıkla üniversitelerimizin gerçek işlevini yerine getirmesi, özellikle adalet temelli toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir ortam inşa etmesi bugün en büyük ihtiyaçlarımızdandır" diye konuştu.
Bunların gerçekleşebilmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Emine Erdoğan, Türkiye'de 181 üniversitede 5 milyon 600 bin öğrencinin okuduğunu ve bunların yüzde 46'sını kızların oluşturduğunu kaydetti.
Gençlerin Türkiye'nin geleceği olduğunu anlatan Erdoğan, "Bu gençler, sizlerin açtığı yolda yürüyecek. Adalet, merhamet, şefkat konusunda birbirine karşı duyarlı nesiller yetiştirmek sadece kadınla ilgili sorunların değil başka toplumsal meselelerin aşılmasını da sağlayacaktır. Bu yolda bizler de her zaman yanınızdayız, rehberliğinizi ve ışığınızı bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Son Dakika › Güncel › Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Üniversite Çalıştayı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?