Tunus'ta 23 yıl iktidarda kalan Zeynel Abidin bin Ali'nin ülkeyi terk etmesinin ardından demokrasi süreci işlemeye başladı. Arap ülkelerinde eşine az rastlanır bir demokrasi örneğinin sergilendiği Tunus'ta barışçıl siyasi bir atmosfer içinde iktidar, 3 senede 4 kez el değiştirdi.
Bazı Arap ülkelerinde yaşanan devrimler siyasi ve toplumsal koasa yol açarken, devrim fitilinin ateşlendiği ülke Tunus, demokrasi sürecindeki keskin virajları her defasında uzlaşı yanlısı siyasi manevralarla başarılı bir şekilde atlattı.
Tunuslu bir seyyar satıcının 17 Aralık 2010'da yönetime tepkisini ifade etmek için kendisini yakmasının ardından patlak veren gösteriler, 23 yıldır iktidarda olan Zeynel Abidin bin Ali'nin Ocak 2011'de ülkeyi terk etmesiyle sonuçlandı. Halk, iktidarın Zeynel Abidin bin Ali'nin elinden "barışçıl" yollarla alınması ve geçici hükümetin oluşturulması yönündeki taleplerini ifade etmek için sokaklara döküldü.
Demokrasi yolundaki ilk viraj
Tunus devrimi demokrasi yolundaki ilk virajını, Zeynel Abidin bin Ali'nin ülkeyi terk etmesiyle oluşan otorite boşluğunu Tunus'un Sesi (Nidau Tunus) Partisi genel başkanı Baci Kaid es-Sipsi'ye 7 Mart 2011'de yapılacak genel seçimlere kadar geçici hükümetin başkanlığı görevine getirmesiyle aldı. Ülkedenin çeşitli kentlerinde esen devrim rüzgarı, siyasi güçlerin ulasal diyalog çabalarıyla yön değiştirerek, barışçıl, demokratik bir sürece doğru yol aldı.
İlk demokratik seçim
Tunus'ta Ekim 2011'de yapılan ilk demokratik seçimlerin galibi, İslami geleneklere bağlı, reform yanlısı Raşid el-Gannuşi liderliğindeki en-Nahda Partisi oldu. Gannuşi'nin, seçimlerden hemen sonra başlattığı hükümet çalışmaları, en büyük ortağı Nahda Hareketi olan 3'lü koalisyon hükümetinin kurulması ile sonuçlandı. Nahda Partisi ile koalisyon ortakları, cumhurbaşkanlığı görevine Munsif el-Merzuki'nin getirilmesi, Nahda Partisi genel Sekreteri, Hamadi el-Cibali'nin de başbakan olması konusunda uzlaşıya vardı.
Belıyd suikasti ve yankıları
Demokrat Yurtseverler Partisi Genel Sekreteri Şükrü Belıyd'in 6 Şubat'ta 2013, silahlı saldırıda hayatını kaybetmesinin ardından ülke yeni bir krizin eşiğine geldi. Söz konusu krizi aşabilmek için siyasi düzeyde yürütülen görüşmelerin ardından başbakanlık görevi, Cibali hükümetinde İçişleri Bakanlığı yapan Ali el-Urayyıd'a verildi. Arap ülkelerinde görmeye pek alışkın olmadığımız bir demokrasi ortamında Urayyıd, 15 Mart 2013'de Cumhurbaşkanı Merzuki tarafından yeni hükümeti kurmakla görevlendirildi.
Urayyıd hükümeti, ülkedeki ekonomik sıkıntıların gölgesinde görevini yerine getimeye çalışırken, 25 Temmuz 2013'de muhalif lider Muhammed el-Brahmi'nin öldürülmesi, Tunus'ta yeni çalkantılara neden oldu. Ülkenin çeşitli kentlerinde düzenlenen gösterilerde, Urayyıd hükümetinin istifası, Ulusal Kurucu Meclisi'n dağıtılması talep edildi.
Başbakanlıktan gönüllü istifa
Ülkede yaşanan siyasi krize çözüm bulunması için 17 Eylül'de "Ulusal Diyalog Görüşmeleri" çerçevesinde bir girişim başlatıldı. Çözüm planında, mevcut hükümetin yerini alacak teknokrat hükümeti kurulması öngörüldü. Başbakan Urayyıd, çözüm süreci kapsamında istifasını "gönüllü" olarak cumhurbaşkanına sundu.
Cumhurbaşkanı Merzuki, Sanayi Bakanı Mehdi Cuma'yı yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi. Cuma'nın 28 bakandan oluşan yeni kabinesi, 149 kabul, 20 ret ve 24 çekimser oyla güenoyu aldı. Oylamada, 3'te 2 çoğunluğu sağlayan yeni hükümet resmen kabul edilmiş oldu. -
Son Dakika › Güncel › Tunus'un Demokrasi Süreci - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?