Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz kadının kafasındaki örtüyle değil, kafasının içindeki fikirlerle, üzerindeki elbiseyle değil, yüreğindeki inançla ve sevgiyle değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için 'başı açık', 'başı kapalı' ayırımı yapmıyoruz, yapamayız, buna hakkımız yok. Bu, insana değer vermemektir" dedi.
Erdoğan, Büyük Anadolu Oteli'nde düzenlenen Türk Metal Sendikası Kadın İşçiler 21. Büyük Kurultayı'nda bir konuşma yaptı.
Kadınların iş hayatında her zaman bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kadını, ekonomik ve sosyal hayattan tecrit edilmiş olarak sadece evine hapseden anlayış, yakın döneme ait bir tasavvurdur. Bu yanlış kabulü yıkmak adına geliştirilen refleksler ise tam bir ifrattan tefrite savruluş örneğidir. Açık söylüyorum, bana göre kadına en büyük zararı, hayatı 'ekonomik özgürlük parantezine' mahkum eden anlayış vermiştir. Halbuki, hangi annenin yaptığı iş, paraya tahvil edilebilir? Bunun bedeli olabilir mi? Olamaz" ifadesini kullandı.
"Ailesinin tüm hayatını çekip çeviren kadının bu gayretini, fedakarlığını hangi maddi ölçüyle değerlendirebiliriz" diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aile kurumunu yıkarak, değerleri yok ederek, kadını özgürleştiremezsiniz. Tam tersine bu, kadının her alanda istismarının önünü açan bir yaklaşımdır. Kadın emeğinin ve bedeninin sömürülmesine yönelik her girişim aslında toplumların geleceğini hedef alıyor. Batı'da bu tehdidin acı sonuçları aile kurumunun zayıflaması, nüfusun azalmaya başlaması ve değerlerin çöküşüyle görülmeye başlandı. Şu anda çöküyor. Nüfuslar tamamen yaşlanıyor ve 'biz yanlış yaptık' demeye başladılar. Bunu bize söylüyorlar. Bunun için biz diyoruz ki 'Kadınlar iş hayatının her alanında hak ettikleri konumlara gelecekler. Bununla birlikte değerlerin taşıyıcısı, ailenin temel direği olarak anne, babalarıyla, eşleriyle, çocuklarıyla, yakınlarıyla, dostlarıyla olan ilişkilerini de güçlü bir şekilde sürdürecekler.' Elbette aynı sorumluluk aynı derecede erkeklerin omuzlarındadır ama erkeğin olmadığı yerde kadın, kadının olmadığı yerde erkek yarımdır, tek başına bir işe yaramaz. Bize düşen, Rabbimizin takdirine ram olmaktır."
İslam inancında tüm emir, yasakların erkekler ve kadınlar için olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mukaddes kitap Kuran-ı Kerim'de "İyi ve temiz erkekler ile iyi ve temiz kadınlardan, kötü erkekler ve kötü kadınlardan" söz edildiğini aktardı.
Erdoğan, "Bakın birisi bir tarafa, birisi bir tarafa yok, hepsi de ortaya açık konuyor. Mükafat için ölçü ise cinsiyet değil, salih amel olarak belirlenmiştir" diye konuştu.
"Fatura dine çıkarılmamalı"
Hazreti Muhammed'in "Kadınların erkekler üzerinde, erkeklerin de kadınlar üzerinde hakları olduğunu" belirttiğini anımsatan Erdoğan, kadınlarla ilgili birtakım yanlış anlayışların, uygulamaların faturasını kimsenin dine çıkarmaması gerektiğini, bunun art niyetli bir yaklaşım olacağını vurguladı.
Sorunun, zaman içinde ortaya çıkan uygulamaların mutlak kabul olarak vehmedilmesi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Her şey değişirken, kadınlarla ilgili algıların ve uygulamaların aynı kalmasını beklemek adaletsizliği savunmaktır. Kadınların ölçülerimizi, mihenk noktalarımızı sağlam tutmak şartıyla, günümüzün ekonomik, sosyal, siyasi şartları doğrultusunda 'daha adil bir konuma ulaşma' taleplerini sonuna kadar destekliyorum ve bunun arkasındayım. Geçtiğimiz 14 yılda bu konuda gerçekten tarihi önemde reformlara imza attık. Önümüzdeki dönemde de aynı kararlı tavrımızı devam ettireceğimizden emin olmanızı istiyorum. Türkiye geçmişte kadınları sadece cinsiyetlerine değil, kılık kıyafetlerine göre de tasnif eden bir çarpık zihniyetin, bir çarpık, nobran, incitici, kadını aşağılayıcı uygulamalarına da şahit oldu. Biz kadının kafasındaki örtüyle değil, kafasının içindeki fikirlerle, üzerindeki elbiseyle değil, yüreğindeki inançla ve sevgiyle değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için 'başı açık', 'başı kapalı' ayırımı yapmıyoruz, yapamayız, buna hakkımız yok. Bu, insana değer vermemektir."
"Hiç kimse ayrımcılık yapamaz"
Aynı ailenin içinde başı örtülüsünün de açığın da bulunduğunu anlatan Erdoğan, "Anne başı örtülü, icabında kızının başı açık, bunlar birbirine düşman mı olacak? Buna hakkımız var mı? Böyle bir ayrımcılığa hakkımız var mı? Olamaz" dedi.
Geçmişte başörtülü kadınlar mağdur edildiği için onların yanında yer aldıklarını, almaya da devam edeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buna karşılık asla başı açık kadınlara yönelik en küçük bir karşı duruşumuz, tacizimiz, saygısızlığımız söz konusu olmamıştır, olamaz da" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de 12 yıla yakın bir süre Başbakanlık, 2 yıla yakındır da Cumhurbaşkanlığı yaptığını anımsatan Erdoğan, mesai arkadaşlarının içinde başı örtülüsünün de açık olanın da bulunduğunu, hiç kimsenin ayrımcılık yapamayacağını bildirdi.
Daha önce bu makamlara başörtülü olanın giremediğini belirten Erdoğan, "O da bu ülkenin kızı. Üniversiteyi bitirmiş, layık olmuş o da oraya girmek ister, niye almıyorsun? Başı örtülü... Bu adaletsizlik, ayrımcılık değil mi? Onlar bu ülkenin evlatları değil mi? Maalesef bunu yaptılar" dedi.
"Dertliydik, hamdolsun aştık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerini bugüne kadar yaşam biçimi üzerinden eleştirenlerin, bu konuda en küçük örnek veya delil ortaya koyamayacağına vurgu yaparak, kızlarını Türkiye'de okutamadığını anımsattı.
"Dertliyim. Damdan düştüm. Kızlarımı bu ülkede, başörtülü olduğu için okutamadım. Ama Amerika'ya gönderdim, orada okuttum. Düşünebiliyor musunuz? Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya. Amerika'da okutabiliyorsun, bu ülkede okutamıyorsun" ifadesini kullanan Erdoğan, birçok ülkenin devlet başkanının kendisine, "Siz Müslüman değil misiniz? Niye kendi ülkende okutamıyorsun" diye sorduğunu aktardı.
Şimdi böyle bir sorunun kalmadığını, isteyenin başı açık isteyenin de başı örtülü devlette de diğer iş yerlerinde de çalışabildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gerçek demokrasi ve bağımsızlığın bu olduğunu bildirdi.
"Dertliydik, hamdolsun aştık. Aşıldı, daha iyi günler olacak" diyen Erdoğan, Türkiye'nin artık geride bıraktığına inandığı, bu tür sorun ve tahammülsüzlükleri ısıtarak yeniden gündeme getirmeye çalışanlar bulunduğunu belirtti.
"Davet ettiyseniz hakaret niye"
Bursa'daki fabrikalara "aydın müsveddesi" olarak gelip, "destek veriyoruz" diyenlerin bulunduğunu anlatan Erdoğan, bir sendikanın genel kurulunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu'nun protesto edildiğini anımsattı.
Bakan Soylu'nun farklı dünya görüşlerinden olsa da nezaket göstererek, genel kurula katıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ama orada maalesef her türlü edep dışı sloganlar atılıyor. Bir taraftan 'katil devlet' diyorlar. Bir taraftan da adeta oraya terk etmesi için hakaret ediyorlar. O zaman bu davet niye? Davet ettiyseniz bu hakaret niye? Hakaret ettiğiniz kim? Bu devletin, bu hükümetin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı. Yani bir sendika olarak devlette veya hükümette senin kapısını çalacağın bir bakan. Bunu yapamazsın. Yaptığın anda yarın karşılığını bulursun, bulduğun anda da rahatsız olma."
Bu tür sendikacılara zaman zaman karşılık verdiğini hatırlatan Erdoğan, nezaketin nezaketi getirdiğini, nezaketsizliğin de karşılığını bulması gerektiğini ifade etti.
Nezakete nezaketle cevap verdiğini ancak nezaketsizlik yapanların da aynen karşılığını bulacağını yineleyen Erdoğan, makamlarda millet adına bulunduklarını, kendilerine yapılan saygısızlığın millete yapılmış olacağına işaret etti.
"Kutlamaları 365 güne yaymak gerekli"
Kadınların bu yollara tevessül edenlere hak ettiği cevapları her platformda vereceğine inandığını belirten Erdoğan, sendikanın tunç yürekli ve altın kalpli kadınlarını saygıyla, muhabbetle selamladı.
Tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutlamaları bir güne sığdırmanın mümkün olmadığını, 365 güne yaymak gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasını gerçekleştirdiği salonda kadın korumaların fazlalığı da dikkati çekti.
Kurultaya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Türk Metal Sendikası Genel Başkanı ve Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak ile çok sayıda sendika üyesi de katıldı.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Türk Metal Sendikası Kadın İşçiler 21. Büyük Kurultayı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?