Türkiye'nin Mültecilere Yaklaşımı Örnek Gösteriliyor"

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Temsilcisi Katharina Lumpp, "Türkiye'nin mültecilere yaklaşımı, birçok konuda örnek olarak gösteriliyor." dedi.

İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) önderliğinde, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ortaklığıyla hayata geçirilen ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu tarafından finanse edilen "Mülteci Hakları için Medya ve Sivil Toplum İş Birliği" projesinin toplantısı yapıldı.

Programın açılış konuşmasını yapan İGAM Başkanı Metin Çorabatır, yaklaşık iki senedir devam eden ve Türkiye'de farklı birçok şehirde medya mensuplarıyla buluşan projenin kısa bir süre sonra sona ereceğini söyledi.

Türkiye'de genel anlamda mültecilerle ilgili olumlu bir haber dilinin hakim olduğunu ifade eden Çorabatır, bu projeyle çeşitli illerde gazetecilerle bir araya geldiklerini ve mültecilerle ilgili haberlerin nasıl olması konusunda kendilerine tavsiyelerde bulunduklarını anlattı.

BMMYK Türkiye Temsilcisi Lumpp da özellikle beş yıl içerisinde mülteci sayısında çok ciddi bir artışın olduğuna işaret ederek, dünya çapında yaklaşık 68 milyon insanın savaş, iç savaş ve insan hakları ihlalleri neticesinde yerlerinden edildiğini belirtti.

"25 milyon mültecinin yarısı 18 yaşın altında"

İnsanların daha çok ülke içinde zorla göçe zorlandığını söyleyen Lumpp, "Bu 68 milyonun içinde 25 milyonu uluslararası mültecileri temsil ederken, geri kalan kısım ise ülkeleri içinde göçe zorlanan mültecileri temsil ediyor. Mültecilerin yaklaşık yarısının 18 yaş altında olması da diğer önemli bir bilgi olarak öne çıkıyor." dedi.

Lumpp, bugün mültecilerin genelde farklı ülkelerden geldiğini ifade ederek, Suriye, Myanmar, Güney Sudan, Afganistan ve Somali gibi ülkelerden ayrılan milyonlarca mültecinin başka ülkelerde yaşamlarını sürdürdüğünü vurguladı.

"Türkiye'de mültecilere yaklaşım örnek olarak gösteriliyor"

Türkiye'nin dört yıldır en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumunda olduğuna işaret eden Lumpp, Uganda, Sudan, Bangladeş ve Etiyopya gibi az gelişmiş ülkelerin toplamda 12 milyon mülteciye kucak açarak gelişmiş ülkeleri geride bıraktıklarını söyledi.

Lumpp, Türkiye'nin yıllardır mülteci konusunda aktif bir rol oynadığını ve küresel mutabakat çalışmalarında da yer aldığını dile getirerek, "Türkiye'nin mültecilere yaklaşımı birçok konuda örnek olarak gösteriliyor. Türkiye, mülteciler konusunda diğer ülkelerden farklı olarak yasal bir çerçeveye sahip. Bu da BMMYK olarak bizleri var olan sisteme destek olmaya itiyor. Özellikle Türkiye'yi eğitim alanında yapılan yatırımlar hususunda destekliyoruz." diye konuştu.

Türkiye'deki mültecilerin eğitimlerine de devam devam ettiğini aktaran Lumpp, diğer ülkelerde mültecilerin yüzde biri eğitimlerine devam ederken, Türkiye'de özellikle yüksek öğretim de hesaba katıldığında, bu rakamın yüzde 4'lere kadar ulaştığını kaydetti.

BMMYK Türkiye Temsilcisi Lumpp, Türkiye'nin bu konuda yaptığı yardımların sürdürülebilir olmasının kendisini farklı kıldığını ifade etti.

"2017'de mültecilerin sadece yüzde 3'ü ülkelerine döndü"

Bu konuda en kalıcı çözümün mültecilerin kendi ülkelerine geri dönmeleri olduğunu belirten Lumpp, ancak bu durumun günümüz şartlarında çok da mümkün olmadığını ve 2017'de mültecilerin sadece yüzde 3'ünün ülkelerine döndüğünü belirtti.

Diğer bir çözümün ise mültecilerin üçüncü bir ülkeye yerleştirilmesi olduğunu kaydeden Lumpp, "Daha çok kadın, çocuk ve hastaların daha iyi şartlara sahip olan ülkelere transferi için uğraşıyoruz. Ancak mültecilerin yüzde 10'luk diliminin başka ülkelere göç etmesi gerekirken, biz bunların yalnızca yüzde birlik kısmını götürebiliyoruz. Kalıcı siyasi çözüm olmazsa mülteciler ülkelerine dönemeyecek." dedi.

Bu konuda uluslararası anlamda bir uyumsuzluğun olduğunu dile getiren Lumpp, tüm devletlerin mülteci konusunda eşit sorumluluk alması gerektiğini söyledi.

Program, davetliler onuruna verilen akşam yemeğiyle son buldu.

"Mülteci Hakları için Medya ve Sivil Toplum İş Birliği" projesi

Söz konusu proje, mültecilerin Türk medyasında temsil edilme yöntemleriyle ilgili farkındalık yaratmak, yapıcı mesajları yaymak suretiyle mülteciler hakkında eksik bilgilendirme ve yanlış sunumların azaltılması için, Türk medyasıyla sivil toplum arasında daha güçlü bir ilişki kurulması için hayata geçirildi.