Türkiye'nin Tehlikeyi Görmezden Gelmesi Mümkün Değil"

ASTANA (AA) – Türkiye'nin Astana Büyükelçisi Nevzat Uyanık, Türkiye'nin sınırında herhangi bir terör unsurunun mevcudiyetine müsamaha göstermesinin mümkün olmadığını söyledi.

Uyanık, Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin Büyükelçilik binasında basın toplantısı düzenledi. Büyükelçi Uyanık, Türkiye'nin Suriye'de terörizmin engellenmesi, barış ve istikrarın sağlanması, sınır güvenliğinin temini, Suriyelilerin ülkelerine geri dönmeleri için hem siyasi, hem insani hem de terörle mücadele alanlarında somut katkı sağladığını belirtti.

Türk Silahı Kuvvetleri'nin (TSK) geçen yıl Fırat Kalkanı Harekatı düzenlediğini hatırlatan Uyanık, ancak sınırlardaki Suriye kaynaklı terör tehdidinin hala devam ettiğine dikkati çekerek, bu nedenle TSK tarafından ocak ayında Zeytin Dalı Harekatı'nın başlatıldığını anımsattı.

Geçen yıl Afrin bölgesinden, Hatay ve Kilis illerine ve o civardaki karakol ve üslerin yanı sıra İdlib'deki askeri gözlem noktalarına 700'e yakın saldırı gerçekleştiğini aktaran Uyanık, hudut karakollarının, Afrin bölgesindeki terör örgütlerinin sürekli tehdit ve saldırısına maruz kaldığını kaydetti.

Büyükelçi Uyanık, "Türkiye'nin, sınırında herhangi bir terör unsurunun mevcudiyetine müsamaha göstermesi gerek dost ve kardeş bölge halkı, gerek sınırlarımıza yakın yaşayan halkımızın can ve mal güvenliğine yönelttiği tehlikeyi görmezden gelmesi mümkün değildir." diyerek, bu çerçevede Zeytin Dalı Harekatı'nın uluslararası hukuk temelinde yürütüldüğünün altını çizdi.

Uyanık, Zeytin Dalı Harekatı'nı protesto etmek amacıyla teröristlerin ve sempatizanlarının çeşitli Avrupa ülkelerinde düzenledikleri gösterilerin ve şiddet olaylarının, PKK ve PYD/ YPG arasındaki organik bağı bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi.

Uyanık ayrıca, Türkiye'nin BM çatısı altında yürütülen Cenevre süreci ve onun tamamlayıcısı olan Astana sürecine aktif bir şekilde katkı sağladığına dikkati çekerek, "Ülkemiz, sekizinci yılına giren Suriye krizinde 3,5 milyondan fazla Suriyeliye ev sahipliği yapmakta ve bu alanda ne yazık ki bugüne değin uluslararası toplumdan arzu edilen ölçüde somut katkı görememektedir." dedi.