TÜSİAD B20 Uluslararası Danışma Kurulu toplantısına katıldı

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), G20 ülkelerinden iş dünyası liderlerinin katılımıyla The Business 20 (B20) çalışmalarının vizyonunu genişletmek amacıyla çalışan ve iklim değişikliği ile mücadele ve kadının güçlenmesi konularına odaklanan B20 Uluslararası Danışma Kurulu toplantısına iştirak etti.

G20 ülkelerinden iş dünyası liderlerinin katılımıyla B20 çalışmalarının vizyonunu genişletmek ve sürece dair farkındalığı artırmak amacıyla çalışacak kurul, ilk toplantısını çevrim içi olarak gerçekleştirdi.

TÜSİAD açıklamasına göre, G20 ülkelerinden iş dünyası liderlerinin katılımıyla B20 çalışmalarının vizyonunu genişletmek amacıyla çalışacak kurul, iklim değişikliği ile mücadele ve kadının güçlenmesi konularına odaklanıyor.

Bu yıl İtalya dönem başkanlığında gerçekleştirilen G20'nin iş dünyası ayağında hükümet liderlerine sunulmak üzere özel sektörün politika önerilerini B20 belirliyor.

B20, TÜSİAD'ın İtalya'daki muadil kuruluşu İtalya Sanayiciler Birliği Konfederasyonu (Confindustria) başkanlığında faaliyetlerini yürütüyor.

TÜSİAD'ın 2009 yılından bu yana Türk iş dünyasını temsilen aktif katılım sağladığı B20 kapsamında bu yıl bir "Uluslararası Danışma Kurulu" (International Advisory Caucus) oluşturuldu.

Kurul'da, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ve TÜSİAD üyesi, Kale Grubu Başkanı ve CEO'su Zeynep Bodur Okyay da yer alıyor.

"Yönetim kurullarında kadınların daha fazla temsil edilmesini sağlamalıyız"

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski toplantıda Uluslararası Danışma Kurulu tarafından belirlenen iki öncelikli temanın TÜSİAD'ın da üzerinde yıllardır çalıştığı, doğru seçilmiş konular olduğunu ifade ederek, "İstihdama erişim olanaklarının arttırılması aracılığıyla kadınların güçlenmesi ve sürdürülebilir ve yeşil ekonomi prensipleri ile iklim değişikliğiyle mücadele, B20'nin küresel ekonominin dönüşüm sürecine katkıda bulunabileceği iki somut alandır." değerlendirmesini yaptı.

İstanbul Sözleşmesi'nin kadın hakları için önemine değinen Kaslowski, "Kovid-19 salgını iş-yaşam dengesi ve ev içi şiddet konularında kadınlar üzerindeki baskıyı daha da artırdı. Uzaktan/esnek çalışma modelleri yeni normal haline gelirken kadınların STEM alanında eğitimini ve çalışmasını teşvik etmeli, çocuk bakım hizmetlerini yaygınlaştırmalı ve şirketlerin yönetim kurullarında kadınların daha fazla temsil edilmesini sağlamalıyız." ifadelerini kullandı.

"Türk iş dünyası çevresel, sosyal ve yönetimsel kriterleri uygulama konusunda hazır"

Simone Kaslowski, toplantıda ayrıca, Paris İklim Anlaşması'nın stratejik bir öncelik olarak benimsenmesi gerektiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"İklim değişikliğiyle mücadele ve yeşil büyüme uzun süredir TÜSİAD'ın gündeminin önemli bir kısmını oluşturuyor. Birleşmiş Milletler Global Compact iş birliğinde gerçekleştirdiğimiz İş Dünyası Plastik Girişimi, bu alanda gerçekleştirdiğimiz önemli çalışmalardan biri. Türk iş dünyası çevresel, sosyal ve yönetimsel (ESG) kriterleri uygulama konusunda hazır."

"İklim değişikliğiyle mücadelede iş dünyası daha hızlı ve etkin çalışmalar yapmalı"

Kale Grubu Başkanı ve CEO'su Zeynep Bodur Okyay da Türk iş dünyası olarak sürdürülebilir gelecek adına son derece önemli iki konuda çalışacak olmanın öneminden bahsetti.

Okyay, şunları kaydetti:

"İklim değişikliğiyle mücadele ve kadının güçlenmesi konusunun önemini biliyoruz. Pandemi, özellikle kadınları daha dezavantajlı konuma düşürdü. Bunun takip edilmesi ve gerekli köklü değişimlerin yapılması gerekiyor. Artan küresel zorluklar karşısında iklim değişikliğiyle mücadelede iş dünyası daha hızlı ve etkin çalışmalar yapmalı. Kale Grubu olarak uzun yıllardan beri sosyal fayda odaklı projelerle bu konuda öncü rol oynuyoruz. Güzel örneklerin paylaşılması ve sürdürülebilirliğin kurumsallaştırılmasını çok önemsiyoruz. Bugünse bu yaklaşımı, tüm iş dünyası ekosistemine yaymak için tüm B20 elçileriyle birlikte çalışmak arzusundayız."

Kapsayıcı politikaların sürdürülebilirlik adına yasal zemini hazırlayacağını ifade eden Bodur Okyay, ülkelerin kendi ihtiyaç ve konumları nedeniyle farklılaştırılmış ancak amacı aynı düzenlemelerle sürdürülebilir kalkınmaya doğru ivme kazanabileceklerini belirtti.