Uludere'de 34 kişinin ölümüyle ilgili takipsizlik kararı - Elçi -

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının Uludere olayıyla ilgili verdiği takipsizlik kararına ilişkin, "BM Keyfi ve Kısa Yoldan İnfazların Özel Raportörü ve diğer BM mekanizmalarının harekete geçmesi için girişimde bulunacağız" dedi.

Elçi, baro binasında düzenlenen basın toplantısında, kararın hiçbir hukuki değerinin bulunmadığını savunarak, kendileri için hiçbir hükmünün de olmadığını, kararı savcıya iade ettiklerini söyledi.

Özel yetkili ve askeri savcılardan tarafsız ve adil bir soruşturma beklemediklerini, hiçbir parlamento kararının ve kanun maddesinin ağır suçu haklı, meşru ve hukuka uygun kılamayacağını ve sorumluları cezai sorumluluktan kurtaramayacağını kaydeden Elçi, ulusal ve uluslararası düzenleme hükmünün elinde silah bulunduranlara her türlü keyfiliği ve öldürme yetkisini vermediğini belirtti.

"Silahsız, sivil ve masum 34 insanın tümden ve bir anda ölümünü amaçlayan ve bunu gerçekleştiren bombalama eyleminin, hiçbir ahlaki, insani ve hukuki gerekçesi olamaz. Kaçınılmaz hata denilen durum olsa bile diğer bir ifadeyle Roboskililerin tamamı silahlı örgüt üyesi olsaydı bile, yine de bu katliamın failleri cezai sorumluluktan kurtulamayacaktı" diyen Elçi, olayın takipçisi olacaklarını kaydetti.

Elçi, şöyle devam etti:

"Karara karşı itiraz, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yollarının etkili şekilde kullanılması gibi, Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerini de görev ve incelemeye çağıracağız. BM Keyfi ve Kısa Yoldan İnfazların Özel Raportörü ve diğer BM mekanizmalarının harekete geçmesi için girişimde bulunacağız."

- İHD açıklaması

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici de dernek binasında düzenlediği basın toplantısında, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığınin, Uludere olayıyla ilgili yürütülen soruşturmada verdiği "kovuşturmaya yer olmadığı" yönündeki kararıyla hiç kimseye dava açılamayacağına karar verdiğini savundu.

Bilici, "Genelkurmay Askeri Savcılığının dosya ile ilgili kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı Türkiye'de cezasızlığın bir politika olarak sürdüğünü gösteriyor. Bu karar, Türkiye'de artık özel yetkili ve görevli Ağır Ceza Mahkemeleri ile Askeri Mahkemelerin kapatılması gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur" diye konuştu.

İnsan hakları savunucuları olarak hukuksal süreci takip edececeklerini dile getiren Bilici, şunları kaydetti:

"Şu iyi bilinmelidir ki, Roboski katliamı insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı işlememektedir. Anayasa Mahkemesinde sonuç alınamaz ise dosyanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) taşınacağını, AİHM'in 1994'te Şırnak'ta bombalanan köylerle ilgili verdiği emsal karara uygun bir karar vererek Türkiye'yi bu konuda mahkum edeceğini, bu mahkumiyetle olayda sorumluluğu olanların tümünün yargı önüne çıkarılacağını vurgulamak isteriz."