Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Kimsenin dışlanmadığı, herkesin farklı dini, kültürel, mezhebi, etnik arkaplanıyla bütün bir insanlık birikiminin parçası olarak görüldüğü ve demokratik bir uluslararası sistem işleyişiyle siyasal, yani BM karar mekanizmalarına katıldığı, bununla birlikte uluslararası ekonomik düzende adaletin yerleştiği yeni bir perspektifi geliştirme zarureti var" dedi.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından Çırağan Sarayı'nda düzenlenen "Uluslararası Kalkınma İşbirliği: Eğilimler ve Yükselen Fırsatlar Yeni Aktörlerin Bakış Açıları Konferansı"nda konuşan Davutoğlu, "Uluslararası düzenin yeniden inşa edilmeye ihtiyacı var. Uluslararası siyasal, ekonomik, kültürel düzeninin yeni bir ruha, yeni bir nefese, sese ihtiyaç hissettiği bir dönemden geçiyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin bütün ulusları siyasal karar mekanizmasının parçası kılma ilkesinden hareket ettiğini anlatan Davutoğlu, "Kimsenin dışlanmadığı, herkesin farklı dini, kültürel, mezhebi, etnik arkaplanıyla bütün bir insanlık birikiminin parçası olarak görüldüğü ve demokratik bir uluslararası sistem işleyişiyle siyasal, yani BM karar mekanizmalarına katıldığı, bununla birlikte uluslararası ekonomik düzende adaletin yerleştiği yeni bir perspektifi geliştirme zarureti var. Bunun için biz BM reform sürecinin başarılı olmasını ve BM reformuyla ilgili de öncülük yapılmasını savunageldik. Önümüzdeki günlerde de bu konularda toplantılara Türkiye'de evsahipliği yapacağız" diye konuştu.
Ekonomik sistemin de mutlaka yoksulluğu ortadan kaldıracak şekilde revize edilmesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, "Dünyanın kaynaklarından insanlığın her bir ferdinin istifade edeceği yeni bir ekonomik adalet anlayışının yerleşmesi gerektiğini düşündük. Onun için 2015 hedeflerine çok sadık bir şekilde sıkı sıkıya bağlandık" dedi.
Türkiye'nin medeniyetler çatışması tezine karşı medeniyetler ittifakı, arabulucular girişimi gibi BM inisiyatiflerine destek verdiğinin altını çizen Davutoğlu, "Dışlayan, parçalayan, kutuplaştıran bir kültüre değil, insanlığı birleştiren, kaynaştıran, ortak hedefe yönelten bir yeni uluslararası kültürel düzenin öncülüğünü yapmaya çalıştık" ifadesini kullandı.
Bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde UNDP'nin özel bir öneme sahip olduğunu belirten Davutoğlu, "UNDP'yle kurduğumuz ilişkiyle hem ihtiyaç sahibi olan halklara, toplumlara, dünyanın her köşesindeki kardeş ve dost milletlere yardım elini uzatma imkanı buluyoruz hem de bu yolla uluslararası barışa katkıda bulunuyoruz" değerlendirmesini yaptı.
Yardım bütçesi Dışişleri bütçesinden fazla
Türkiye'nin geçen yıl 3,2 milyar dolar kalkınma yardımı yaptığını anlatan Davutoğlu, "Bu bizim Dışişleri Bakanlığımızın bütçesinden çok daha fazladır. Bütün bu büyükelçilikler açılırken, çok ciddi bir açılım içindeyken Dışişleri Bakanlığımızın toplam bütçesi kalkınma yardımlarının gerisinde. Biz bununla iftihar ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki Türkiye'nin barış içinde olması için dünyanın barış içinde olması lazım. Dünyanın barış içinde olması için dünyadaki ekonomik adaletsizliklerin bitirilmesi lazım" diye konuştu.
"Türkiye son yılların uluslararası donör gücüdür" ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Onun için biz Somali'deyiz. Herkes gözünü kapattığında, biz Somali'ye onun için gittik. Hiçbirşey beklemeden gittik. Karşılığında hiçbirşey talep etmeden gittik. Somali'deki her bir okulda, hastanede, yolda Türkiye öncülük yaptı. Bütün bu katkıları yapan başta TİKA olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkürü borç biliyorum. Afrika'nın her yerinde TİKA ve diğer vasıtalarla açığı kapatmaya çalışıyoruz."
Türkiye'nin 2010 yılında En Az Gelişmiş Ülkeler Eş Başkanı olduğunu anımsatan Davutoğlu, "2020'ye kadar da Türkiye En Az Gelişmiş Ülkelere koordinatörlük yapacak. Yıllık 200 milyon dolar yardımı En Az Gelişmiş Ülkelere vermeye başladık, veriyoruz" dedi.
"Gizli gündem yok"
Kalkınmakta, zorluk içinde olan ülkelerin derdini, daha önce bu zorlukları yaşayan Türk milletinin bileceğini anlatan Davutoğlu, "Çok zor şartlar içinden geçerek bugünkü yükselen Türkiye'yi inşa ederken hangi aşamalardan geçtiğimizi bildiğimiz için aynı aşkla, aynı şevkle kendimiz için istediğimiz her şeyi, geri kalmış veya kalkınmakta olan ülkelere de istediğimiz için dünyanın her yerinde varız. Hiçbir gizli gündem olmaksızın varız" değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, Türkiye'de bugün yoksulluk baremi olan günlük 3 dolar gelirin altında hiç kimsenin kalmadığını, 10 yıl önce yüzde 30 olan günde 4 dolar limitinin altında yaşayanların oranının ise yüzde 2,8'e düştüğünü belirterek, "Gayrısafi milli hasılamız 4 misli arttı. Bunu kendi halkımızla birlikte kalkınma hamlelerini gerçekleştirmeye borçluyuz. Şimdi bu tecrübeleri bütün uluslarla paylaşma iradesiyle, UNDP'yle bu çalışmaları yapıyoruz. Dışişleri Bakanlığımızın ve dış stratejimizin ana omurgalarından birini, kalkınma yardımları oluşturuyor. TİKA onun için dünyada bir marka halini almıştır. Çünkü Afrika'da açılan her kuyuda, hastanede, karatarakt ameliyatında, insanlar TİKA'yla birlikte Türkiye'yi de ve UNDP'yi de anıyorlar" diye konuştu.
Türkiye'nin UNDP'yle iş birliğini sürdürmeye kararlı olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Dünyada ekonomik adaleti inşa etmeden, kuzey ile güney arasındaki uçurumu kapatmadan barış söz konusu olamaz. Bütün Afrika'nın harcadığı toplam enerji, batıda, ABD ya da Avrupa'da bir ya da iki şehrin enerjisine eşitse, bu adaletsizliği gidermek lazım" dedi.
"Doğal kaynak değil, alınteri"
Türkiye'nin insanlar arasındaki seçkin ya da geri kalmış milletler ayrımını ortadan kaldırmak için elindeki bütün imkanlarla seferber olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bizim imkanlarımız çok geniş değil, bu kalkınma programlarımızı yürütürken biz büyük doğal kaynaklardan istifade etmiyoruz, halkımızın alınteriyle ödediği vergilerle bunu yapıyoruz. Ama halkımız da biliyor ki bunun bir karşılığı vardır, insanlığa olan o derin borcumuz ödemektir."
Türkiye'nin gelecek yıl hem G-20 zirvesine, hem de En Az Gelişmiş Ülkeler Gözden Geçirme Konferansı'na evsahipliği yapacağını anlatan Davutoğlu, "Dünyanın en gelişmiş 20 ülkesi ile en az gelişmiş 47-48 ülkesi İstanbul'da buluşacaklar. Ayrı ayrı toplantılar olacak ama buluşacaklar. Biz G-20 gündemine en az gelişmiş ülkelerin sıkıntılarının, kalkınma problemlerinin de gelmesi için çaba sarf edeceğiz" şeklinde konuştu.
Türkiye'de 2016 yılında ilk defa BM İnsani Zirvesi'nin gerçekleşeceğini belirten Davutoğlu, bunun da İstanbul'da yapılacağını ifade etti. Tarihteki ilk insani zirvenin İstanbul'da yapılacağını ve bundan büyük gurur duyduklarını söyleyen Davutoğlu, "İnsanlığın merkezlerinden İstanbul, önümüzdeki dönemde barışçıl bir küresel düzenin de başşehirlerinden biri olmaya kararlıdır, adaydır" dedi. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Uluslararası Kalkınma İşbirliği Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?