Böylece yuan da serbestçe kullanılan yani "freely usable" kategorisine girerek dolar, avro, yen ve İngiliz sterlini gibi uluslararası rezervde yer almaya başladı.
Borsamatik'te Uludağ Üniversitesi İktisat Bölümü'nden Yrd. Doç. Cem Okan Tuncel'in kaleme analiz-haberinde, sepetteki ağırlığı yüzde 10,92 olacak yuan, bu açıdan yen ve sterlini geride bırakarak, dolar ve avronun ardından en fazla paya sahip para birimi niteliğini kazanacak.
IMF'nin yeni SDR sepetinin yüzde 41,73'ünü dolar, yüzde 30,93'ünü avro, yüzde 10,92'sini yuan, yüzde 8,33'ünü yen ve yüzde 8,09'unu sterlin oluşturacak. Eski sepet ile karşılaştırınca yeni sepette özellikle avro ve sterlinin payının azaldığı gözleniyor. Sepetteki ağırlığı yüzde 10,92 olacak yuan, bu açıdan yen ve sterlini geride bırakarak, dolar ve avronun ardından en fazla paya sahip para birimi niteliğini kazanacak.
Lagarde: Tarihi dönüm noktası
IMF Başkanı Christine Lagarde, yeni SDR sepetinin faaliyete geçmesini şu sözlerle değerlendirdi:
"SDR sepetinin genişletilmesi IMF, Çin ve uluslararası para sistemi için tarihi bir dönüm noktası niteliği taşıyor. Fon için çok önemli bir değişiklik çünkü avronun kabulünden sonra sepete ilk kez yeni bir para birimi eklendi. Yuanın sepete eklenmesi Çin'in para, döviz ve finansal sisteminde yaptığı reformların ortaya çıkarttığı ilerlemenin yansıması ve finansal sistem altyapısındaki iyileşme ile serbestleşmenin yaratan gelişmelerin onaylanması anlamına geliyor.. Bu çabaların devamı ve derinleşmesi uygun koruna tedbirleri ile birlikte Çin'in ve küresel ekonominin büyümesini ve istikrarını destekleyecek daha sağlam bir parasal ve finansal sistemi ortaya çıkaracak. Bu dönüm noktası aynı zamanda küresel ekonominin devam eden evriminin bir yansımasıdır. Fon bu süreçte önemli bir rol oynuyor ve yuanın SDR sepetinde yer alması bir kez daha IMF'nin küresel değişimlere uyum gösterme konusunda ne denli hazırlıklı olduğunu göstermiştir."
IMF tarafından alınan bu karar, Çin parasının küresel olarak tanındığı anlamına gelmektedir. IMF'nin Çin Halk Cumhuriyeti Direktörü Alfred Schipke, bu gelişmenin öneminin sadece ülke ile sınırlı olmadığını düşünüyor. Schipke "Yuanın SDR sepetine katılmasının Çin kadar dünya finansal sistemi için de bir dönüm noktası olacaktır. Yuan'ın uluslararasılaşmasının geleceği Çin ekonominsin performansı daha fazla etkileyen özel sektörün davranışı ile reformların planlandığı gibi sürdürülmeye devam edip etmeyeceğine bağlı olacaktır" ifadelerini kullandı.
"Reformlar devam etmeli"
IMF cephesi bu gelişmeye daha çok Çin'in finansal sisteminin dünyaya entegrasyonunu sağlayacak reformların devam etmesi gerektiği yönünden yaklaşıyor. Schipke bu yaklaşımı; "Asıl mesele sadece yuanın SDR sepetine katılması değil, asıl mesele Çin'in gerçekte bununla ne yapacağıdır. Buradaki kritik unsur hem yuanın uluslararasılaşmasının için hem de bunun Çin ekonomisindeki uygulamaları açısından reformların ileriye doğru nasıl gideceğidir. Yani bunlar daha çok Çin'in sermaye hesabını serbestleştirmeyi nasıl sürdüreceği, finansal sistemini nasıl sağlamlaştıracağı ile ilgili sorulardır" diyerek özetliyor.
Çin ekonomisi için önemli fırsat
Bu gelişme Çin için reel ekonomisini güçlendirmek adına önemli bir fırsat yaratıyor. Çin'in 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü'ne katılarak uluslararası ticaretin kurallarını benimsemesi sanayi sektörünün yeniden yapılanmasına olanak sağlamıştı. Bu tarihten sonra Çin sanayi kurumsal çerçeve ve teknolojik kapasite açısından önemi bir gelişme gösterdi. Aynı mantık çerçevesinde, Çin'in küresel finansal sistem içindeki yeni konumu finansal reformların devamı ve kurumların kalitesinin yükselmesi için bir etkili faktör olacak.
Küresel ticarette ödeme aracı olarak kullanılan ve ulusal merkez bankaları tarafında rezerv olarak tutulan para hala büyük oranda ABD doları. Dolar bu bağlamda diğer paralara kıyasala başat para birimi olmayı sürdürüyor. Yuan'nın SDR sepetine eklenmesi yuanın uluslararası rezerv para olma yolunda attığı ilk adım olarak değerlendirilmeli. Yuanın küresel ödemlerde yaygın olarak kullanılması ve merkez bankaları tarafından başat rezerv olarak yutulmasının önünde daha uzun bir yol bulunuyor. Bu büyük ölçüde finansal aktörlerin bu konuda ne denli istekli olacağına ve Çin'in reformları sürdürme kapasitesine bağlı. Ancak Çin ekonomik güç ve siyasi irade olarak reformları sürdürme kapasitesine fazlasıyla sahip.
Beijing yeni finansal güç odağı
Diğer taraftan yaşanan bu gelişmenin küresel finansal sistemin boyutlarını aşan uluslararası sistemi politik ve stratejik olarak etkileyen boyutları da var. Yuanın SDR sepetine alınması ile Beijing, küresel finansal sistemde geleneksel olarak etkin olan Washington (IMF, Dünya Bankası), New York ( Wall Street, FED), Londra (LSE), Basel (BIS) ve Frankfurt (ECB) gibi merkezlerin yanında yeni bir güç odağı olarak ortaya çıkıyor.
Bu gelişme aynı zamanda ekonominin yanında küresel politika ve jeostrateji açısından da içinde yeni olanaklar barındırmaktadır. Asya Altyapı Yatırım Bankası, BRICS Bankası gibi yeni ulus üstü mali kurumların doğması ile birlikte Çin'in finansal piyasalardaki yeni konumlanışı yakın gelecekte uluslararası spekülatif sermaye ataklarına karşı kırılgan olan gelişmekte olan ülkelerin direnme gücünü artıracak.
Bu dönüşüm aynı zamanda Çin'in "Açık Kalkınma Stratejisi" ile hayat bulan yeni birçok kutuplu geleceğin inşasında önemli bir dönüm noktası olarak görülmelidir. Çok kutuplu gelecek özellikle Asya ve Afrika'nın yoksul ülkelerinde ekonomik ve insani gelişmenin sağlanması açısından büyük fırsatlar sunuyor.
Son Dakika › Güncel › Yuan'ın rezerv para olması Çin'in gücünü artırıyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?