BursaFotoFest'in Son Konusu 'Trajedi, Çok Kültürlülük, Fotoğraf' - Son Dakika
Güncel

BursaFotoFest'in Son Konusu 'Trajedi, Çok Kültürlülük, Fotoğraf'

BursaFotoFest\'in Son Konusu \'Trajedi, Çok Kültürlülük, Fotoğraf\'

5. Bursa Uluslararası Fotoğraf Festivali'nin (BursaFotoFest) son panelinde 'Göç olgusu ışığında geleceğe dair bir projeksiyon; Trajedi, Çok Kültürlülük, Fotoğraf' konusu ele alındı.

29.10.2015 11:15

Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kent Konseyi (BKK) ve Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği (BUFSAD) işbirliğiyle bu sene 5'incisi yapılan Bursa Uluslararası Fotoğraf Festivali kapsamındaki son panelde 'Göç olgusu ışığında geleceğe dair bir projeksiyon; Trajedi, Çok Kültürlülük, Fotoğraf' konusu işlendi. Panelin moderatörlüğünü Festival Küratörü Kamil Fırat üstlenirken, Fotoğraf Sanatçıları Mehmet Ünal, Osman Demir ve Meral Kuru konuşmacı olarak katıldı.

"Yaşadığımız zaman diliminde beden göç ediyor, ruh eski yerinde kalıyor"

Bu sene Bursa Uluslararası Fotoğraf Festivali'nde göç temasını işlediklerini, tüm dünyanın da bu konuyu konuştuğunu söyleyen Kamil Fırat, büyük bir kısım tarafından göçün bugüne dair değerlendirdiğini, oysa geçmişte ve bugün olan göç olaylarının geleceği nasıl etkileyeceğinin konuşulması gerektiğini ifade etti. Sonuç çıkarılmaması ve üzerinde düşünülmemesi halinde sadece düne dair olanların bugün fotoğraflarının çekileceğini belirten Fırat, "Ruh ve beden hep beraber yolculuk eder. Ama yaşadığımız zaman diliminde beden göç ediyor, ruh eski yerinde kalıyor. Bunların tekrar buluşturulması gerekiyor. Bu insanlar bu dünyada yaşamanın keyfini alsın. Bizim coğrafyamızdaki sürekli olan yer değiştirmeler yeni kültürlerin, yeni davranış biçimlerinin ortaya çıkmasını sağlıyor. Bizler bunu ancak annemize, babamıza, dedemize baktığımızda anlıyoruz. Başka yerden göç eden ailelerimizin davranış ve tepkilerinin bizden farklı olduğunu görüyoruz. Nüfusumuza yeni eklenen iki buçuk milyon kişi, sadece sayısal artış değil, buradaki yaşamla karışarak yeni kültür demektir. Yeni kültürler bıçak sırtındadır. Toplumu çökertebilir de ileride götürebilir. Gelen insanların ayak uyduracağı gibi, biz de onlara ayak uydurmalıyız. Almanya bu konuda çok iyi bir örnek" dedi.

Bütün fotoğrafların durum tespiti yaptığını, ancak gelecekten söz etmek için objeyi meseleye dahil etmek gerektiğini söyleyen Fırat, fotoğrafçının karaya vuran veya çıkan insanların görüntülerini çalan kişi olmaması gerektiğini, o insanların hayatını değiştiremese de başka vizyon taşıması gerektiğini belirtti. Bu festivalde bilinç oluşturmayı amaçladıklarını aktaran Fırat, "Fotoğrafçı, rol modelliğiyle politikacıların yapması gerektiğini yapar. Mesele, fotoğrafın estetik tarafından değil, başka tarafından olmalıdır. Fotoğrafı çeken kişi karşı tarafa dokunmalı. İletişim kurmalı. İnsanlar fotoğraf için yaratılmadı. Biz onların farkına ismini bildiğimiz zaman varabiliriz. Bunu Patrick Zachmann örneğinde çok iyi görüyoruz" diye konuştu.

"Politikanın getirdiği dengeyle büyük kısmında entegrasyon var"
Uzun seneler Almanya'da yaşayan, Türkiye'den Almanya'ya giderek çalışan 4 kuşak üzerinde fotoğraf çalışmaları yapan Mehmet Ünal, 1961'de Türkiye ile Almanya'nın kitlesel iş göçü için kağıt imzaladığını, bunun dünyada örneği olmadığını hatırlattı. Almanların ilk defa hazırlıksız yakalandığını, Türklere misafir işçi olarak bakıldığını anlatan Mehmet Ünal, Almanyalı bir yazarın 'Biz iş gücü istedik, ama insan geldi' söylemini hatırlatarak, gelen insanların çeşitli sıkıntıları olduğunu, senelerce yerli halk ile yabancı halkın ilişki kurmadığını dile getirdi. Daha sonra yasal statülerin çıktığını belirten Ünal, "Bu arada dördüncü jenerasyon çıktı. O toplumun bir takım huylarını aldılar. Bir kısmı 50 sene orada yaşamasına rağmen entegre olamadı. Bir kısmı kendini entegre olmuş sanıyor, ancak konuşmalarında ilk mahallesinin sıkıntıları değil, Türkiye geliyor. Bir kısmı Alman orta sınıfı gibi yaşıyor. Bir kısmı yanlış yollar sapmış. Yani Türkiye'de ne varsa, orda da var. Burada olanlar sıkı takip ediliyor. Bunlar Türkiye'ye de gelemiyorlar. Buraya geldiklerinde 'izine geldik' diyorlar. Geldiklerinde akrabalarına uğramayıp, Almanlar gibi tatil bölgesine giderek iki haftasını geçiriyor. Politikanın getirdiği dengeyle bazılarında olmasa da büyük kısmında entegrasyon var. Şimdi Suriyeliler geldi. Onların eğitimli olduğu söyleniyor. Devlet onlara 10 milyar avro bütçe ayırdı. Fotoğrafla dünyayı şimdiye kadar kimse değiştiremedi. Önünü açık bırakalım yine belki olur" dedi.

"Zamanı yazan kişi geleceğin fotoğrafçısı olabilir"

Balkanlardan göç eden, oranın kültürünü buraya getirerek Balkanlara özgü tatlı ürünleri yapan aileye mensup olan Osman Demir, ailesinin 1961 senesinde Yugoslavya'dan Türkiye'ye geldiğini, kendisinin de burada doğan ailenin tek ferdi olduğunu anlattı. Doğduğu evde Makedonca konuşulduğunu, sokakta ise Türkçe konuşulduğunu, durumun yan etkisini ilkokulda gördüğünü söyleyen Demir, "Bir topluma entegre olmanın en hızlı sahibi meslek sahibi olmaktır. Dilini bilmeseniz de toplumun içerisinde yer buluyorsunuz. Coğrafya değişmesine rağmen göçün entelektüel güce sahip olduğunu düşünüyorum. Gelen kişi aynı zamanda bilgi taşıyor. Taşınan bilgi yararlı ise toplumda seviliyorsunuz. Göçmen bir ailenin üyesi olmanın avantajını gördüm. Fotoğrafçı, iki boyutlu bir alan baktığında birçok boyutu görebiliyor. Belki de yazarlık konusunda zamanı yazan kişi geleceğin fotoğrafçısı olabilir" diye konuştu.

"Bir şeyleri değiştirmek adına fotoğraf etkili olabilir"

Karadeniz'den göç eden bir aileye mensup olan Meral Kuru ise, çok fazla yer değiştirmenin eksileri olduğu gibi artıları da olduğunu belirtti. Farklı kültürlerin insana değer kattığını, yeniliğe daha fazla açık olabildiğini anlatan Kuru, "Anadolu toprakları, birçok kültürün geldiği, karıştırdığı, boyut değiştirdiği yer. Suriyelilerin gelmesiyle yine aynı durum yaşanacak. Bize avantajları da dezavantajları da olacaktır. Şuandaki tabloda insanların acılarını görebiliyoruz. Onlarla empati kuruyoruz. Acıları beraber kapatabilecek miyiz? Yoksa bir süre sonra duyarsızlaşacak mıyız? Bir şeyleri değiştirmek adına fotoğraf etkili olabilir. Ancak günümüzde insanlar duyarsızlaştığı için çok zor. Bazı durumları değiştirmek için o fotoğrafın doğru kişilere gitmesi gerekir. Ancak o zaman doğru mesajı doğru kişilere iletebiliriz. Buradaki sergide de yanımızda olan ancak göremediğimiz olayı gösteriyor" dedi.

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Güncel BursaFotoFest'in Son Konusu 'Trajedi, Çok Kültürlülük, Fotoğraf' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement