CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2) - Son Dakika
Politika

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2)

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Sayın Erdoğan o açıklamayı yapmadan yarım saat önce Milli Eğitim Bakanına sorsaydınız 'TEOG nedir?

21.09.2017 23:54
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Sayın Erdoğan o açıklamayı yapmadan yarım saat önce Milli Eğitim Bakanına sorsaydınız 'TEOG nedir?' diye, öve öve bitiremezdi. Bakanlara sorsaydınız, AK Parti'nin bütün milletvekillerine sorsaydınız öve öve bitiremezlerdi. Bir kişi söyledi, bütün hepsi TEOG'u tu kaka yaptı." dedi.

Kılıçdaroğlu, Habertürk'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

CHP'nin FETÖ'yü savunduğu iddialarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bunun tek nedeni var. Biz haksızlıklara, hukuksuz işlemlere karşı çıkıyoruz. Bunun için onlar da rahatsız oluyorlar. FETÖ ile ne ilgimiz olacak." karşılığını verdi.

Hayatlarının FETÖ ile mücadeleyle geçtiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Önergelerimiz var. Soru ve araştırma önergelerimiz var. 'Yapmayın, etmeyin, milletin başına bela edeceksiniz' dedik. Okullarına, üniversitelerine karşı çıktık. Şimdi Bank Asya'nın önünden geçeni içeriye atıyorsun, oradan kredi çekip villa alan adama hiçbir şey yapmıyorsun. 'Burada bir haksızlık var' demeyecek miyim? Dediğimizde 'efendim siz FETÖ'cüsünüz.' Ben mazlumları savunurum."

"FETÖ'cüler mazlum mu?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Hayır ben 'mazlumları savunurum' dedim, 'FETÖ'cüler mazlumdur' demedim. Paralel yapı içinde devleti ele geçirip, darbe girişiminde bulunan insanlara nasıl 'mazlum' diyeceğim. Gidecek, yargılanacaklar. Hiç itirazım yok." dedi.

Aile boyu suç üretildiğini savunan Kılıçdaroğlu, " İbrahim Kaboğlu'nun, Ahmet Şık'ın, Kadri Gürsel'in, Murat Aksoy'un, Cumhuriyet ve Sözcü Gazetesinin FETÖ ile ne ilgisi var?" diye sordu.

Kılıçdaroğlu, bunlara itiraz ettiklerinde de "CHP FETÖ'cüleri destekliyor." denildiğini belirterek, "Destekleyen sizsiniz. FETÖ'cü damatları dışarıda. ByLock kullanan belediye başkanının damadıysa dışarıda. Parası varsa dışarıda, parası yoksa, gariban içeride." iddialarında bulundu.

"Parası olup içeride olanlar da var" ifadesi üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"İktidara yakınsanız, ulaştığınız kişiler ve paranız da varsa dışarıdasınız. Gazetelere manşet oldu. Gidip AKP'nin önemli bir kişisinin savcılığa oturup, insanları nasıl tek tek dışarı çıkardığını biliyoruz. Hükümete yakın FETÖ'cü suçlanan birisi telefon ediyor 'seni yakalayacaklar kaç.' Bu adama bir şey yapıldı mı? Yapılmadı el üstünde taşınıyor. Bunu yapan bir CHP'li var mı? Yok."

Kılıçdaroğlu, "Nasıl oluyor?" sorusu üzerine de bunun bir akıl tutulması olduğunu vurgulayarak, yargının bağımsız olmadığını, siyasi otoritenin emrinde bulunduğunu ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, "Şimdi dosyaya belge koymaya gerek yok zaten. 'Alıyorum seni içeri' diyor, mesele bitti. Savcı talimatı yukarıdan alıyor." dedi.

-"Varsa delili koysunlar ortaya"

"MKYK gibi yerlerde sızma olmuş mu?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bize göre yok. Varsa delili koysunlar ortaya. Enis Berberoğlu'nun FETÖ'cü olma şansı var mı? Böyle bir şey olabilir mi? Celal beyin (CHP'nin avukatı) digitürk aboneliğini iptal ettirmesi gerekçelerden biri. Ben de iptal ettirdim. İptal ettirdik, başka bir dijital alana geçtik diye FETÖ'cü mü olduk? Buna akıl tutulması denir. Bu devleti yönetememe. Belli kişilerden, kurumlardan intikam almak için yola çıkıştır. CHP'den intikam almak istiyor. Neden? Çünkü iktidar partisine karşı muhalefet eden tek parti biziz. Bizim muhalefetimizden hoşlanmıyorlar. Ben 'fındık' diyorum, hoşlanmıyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin kozmik odasını bir terör örgütüne teslim eden hükümete ne denir? Vatan hainliği denir. Başka ne denir ki? Bana çıksın bir Allah'ın kulu desin ki 'hayır efendim bu vatanseverliktir, cahilliktir.' Terör örgütüne devletin kozmik odasını açıyorsunuz."

Tutuklu bulunan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkındaki iddialara değinen Kılıçdaroğlu, "Berberoğlu'nun ne günahı var? Can Dündar kitabında 'solcu bir milletvekilinden aldım' diyor. Berberoğlu o tarihte milletvekili değil. 25 yıla mahkum ediyorsunuz. İnsaf denen bir şey var. Hukuk nerede?" dedi.

-"Öyle bir Danıştay Başkanı yok"

Danıştay Başkanı Zerrin Güngör'ün CHP'ye yönelik açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Danıştay Başkanı Danıştay'ın Başkanı değil ki. Öyle bir Danıştay Başkanı yok. O bir siyasi partinin Danıştay'daki temsilcisi. Ben öyle tanımlıyorum. Hangi Danıştay Başkanı'ndan söz ediyoruz? Yok, hayır o Danıştayın Başkanı değil, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Danıştay'daki temsilcisi. Bir Danıştay Başkanı, bir hakim önünü iliklemez. Önünde düğme yok, ilik yoktur. Düğme arıyor, ilik arıyor. Siyasi konuşma yapıyor. Çıkarırsın cüppeyi, gelirsin meydana. Hem cübbeyi çıkarmayacaksın hem bizim adalet yürüyüşüne söz edeceksin.

Yargıç kararlarıyla konuşur. Yargıç kimsenin önünde kalkmaz. Birileri geliyor diye yargıç kalkarsa, esas duruşta olursa ona hakim denmez, kimse kusura bakmasın. Hakim tarafsız, bağımsızdır. Hakimde vicdan, ahlak olması gerekir. Hakim herkesle gidip konuşmaz, hakim her kahveye, her lokantaya gitmez. Hakim üstlendiği görev nedeniyle toplumda ayrı bir statüye sahiptir. Böyle olması lazımdır."

-"Atatürk'ün izinden değil, önünden koşmak zorundayız"

Kılıçdaroğlu, "müfredatın çağdaşlık üzerinden değil, laiklik ve Atatürk üzerinden tartışıldığı" yönündeki bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, şu karşılığı verdi:

"Aynı görüşteyim. Mustafa Kemal Atatürk bu ülkedeki bütün insanların siyasi görüşü, kimliği ne olursa olsun hepimizin ortak değeridir. Öyle bakmamız lazım. Bu ortak değere hepimizin ortak olarak sahip çıkması lazım. Sadece benim değil, fırıncının da ayakkabı tamircisinin de marangozun da generalin de ortak değeri olması lazım. Mesele çocuklarımıza çağdaş bir eğitim verecek miyiz, vermeyecek miyiz? Zaten Atatürk hedef göstermiş, çağdaş uygarlığı aşmak. Bitti. Bu kadar basit. Bir ismin arkasından değil de bir ilkenin arkasından gitmemiz lazım. Gösterilen hedef çağdaş uygarlıksa, o çağdaş uygarlığa doğru hepimiz koşmak zorundayız. Atatürk'ün izinden değil, önünden koşmak zorundayız. Eğer biz geçmişe takılıp kalırsak 'Atatürkçü' değiliz. Geleceği belirlemeyiz. Bize geleceği tanımlamıştır. Nedir o gelecek? Çağdaş uygarlık."

TEOG'un kaldırılması

TEOG'un kaldırılmasına ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Sayın Erdoğan o açıklamayı yapamadan yarım saat önce Milli Eğitim Bakanına sorsaydınız 'TEOG nedir?' diye, öve öve bitiremezdi. Bakanlara sorsaydınız, AK Parti'nin bütün milletvekillerine sorsaydınız öve öve bitiremezlerdi. Bir kişi söyledi, bütün hepsi TEOG'u tu kaka yaptı. Yerine ne gelecek? 'Bir ay içinde karar vereceğiz.' Böyle bir eğitim sistemi olmaz." açıklamasında bulundu.

Eğitimin önemine değinen ve bu konudaki kararları siyasilerin değil, eğitimcilerin alması gerektiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, TEOG'un kaldırılmasının ise mantıklı tek bir nedeninin olmadığını söyledi.

Türkiye'deki eğitim sisteminden memnun olan tek bir aile bulunmadığını dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Yazık günah değil mi bu ülkenin çocuklarına? Her okulda ayrı bir eğitim var. Eğitimde birlik falan tamamen yıkıldı. Siz Türkiye'nin geleceğini kurguluyorsunuz eğitim politikalarıyla. Hangi gelecek? Şimdi yer gök imam hatip okulu oldu. Biz imam hatip okullarına karşı değiliz, ilahiyat fakültelerine karşı değiliz, açan da biziz. Çünkü bu ülkede yetişmiş, aydın din adamına ihtiyaç var. Çıkacak toplumu aydınlatacak. Dinini, inancını değerlerini öğretecek. Kim buna itiraz edebilir. Ama 'bütün okullar buraya gelecek.' Kardeşim, bu ülkenin, fiziğe, matematiğe, tıpa ihtiyacı var..."

"TEOG'un kalması iyi olmadı mı?" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, "Ne gelecek yerine? Gelen eğer bundan kötüyse, kalkması iyi olmadı. Gelen daha iyi olursa bir sorun yok. Bütün mesele neyin geleceği." yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Ben şunu merak ederim; Sayın Erdoğan'ın birikimi nedir? Ben daha 4 yıllık diplomasını görmedim. Ben merak ediyorum bir insan 4 yıllık diplomayı gizler mi? Orijinal diploma yok ortada. Benim diplomamı istiyorlarsa orijinalini ben hemen kendisine gönderebilirim. 'Benim diplomam var' derim. Kapı gibi diplomamız var. Oturur asarız, çerçeveletir asarız değil mi? Hukuk fakültesinden, tıp fakültesinden mezun olmuşuzdur, sınava girerken ilgili kamu görevlilerine teslim ederiz, noterden gider bir örneğini alırız vesaire. Ben böyle bir diploma daha görmedim. Ama sağolsun her konuda söz sahibi. Eğitim konusunda da. TEOG'u kaldırırken kime danıştı? 4 artı 4 getirirken kime danıştık? Vallahi de billahi de bunlar devleti karanlık sokaklara sürüklüyorlar, çocuklarımızın geleceği ile oynuyorlar."

Sanatçılara eleştiri-

Kılıçdaroğlu, iktidarın sanatçılara sahip çıkmadığını ve eleştirilere tahammül edemediğini de belirtti.

Birçok sanatçının zaman zaman Huber Köşkü'ne ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne davet edildiğinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sanatçı dediğiniz dünyaya eleştirel gözle bakar. Eleştirel gözle bakanlardan oraya davet edilen var mı? Yoksa sadece kendisini alkışlayanlar mı? Hitler'in önünde eğildi diye, şu anda ismini hatırlamıyorum, ünlü bir Alman müzisyen bütün dünyada eleştirilmiştir. Sanatçı kimsenin önünde eğilmez, el pençe divan durmaz. Sanatçı özgür dünyanın insanıdır. Eleştirel gözle bakar. Bu şarttır. Aksi halde sanatçı olmaz. Rejimi destekleme ayrı bir konu ama eğer siz demokrasiyi reddeden, hukuku redden, toplum üzerinde baskı kuran insanı desteklerseniz, sizin sanatçılığınız dünyanın her tarafında yargılanır. "

Türkiye'nin kendisiyle aynı kategorideki ülkelere kıyasla daha yavaş büyüdüğünü belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin sadece inşaat yapanların kazandığı bir toplum haline geldiğini söyledi.

Cumhurbaşkanlığına aday olacak mı?

" Meral Akşener'in kurduğu partiyi nasıl görüyorsunuz?" sorusu üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz her partiye saygı duyarız. Türkiye'de Siyasi Partiler Yasası'na göre kurulan dünya kadar parti var. Meral Hanımın da bir parti kurma çalışması var. Saygı duyuyoruz tabii." değerlendirmesini yaptı.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir erken seçim bekliyor musunuz?" sorusu üzerine ise "Erken seçim olabilir, biz hazırız. Zaten yarın seçim olacakmış gibi çalışıyoruz." yanıtını verdi.

CHP'nin cumhurbaşkanlığına kimi aday göstereceği ve kendisinin aday olup olmayacağı yönündeki bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, bu konudaki düşüncelerini daha önce ifade ettiğini hatırlattı.

"Kuralımız, cumhurbaşkanının tarafsız olmasıdır." diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Çünkü anayasadaki yemin metni değişmedi. 'Tarafsız olacağıma dair, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.' Ben bu konuda Erdoğan'ı çok eleştirdim. 'Namus ve şeref kavramından ne anlıyorsun?' diye. Tarafsız değil çünkü. Üstelik partinin genel başkanı oldu şimdi. O nedenle kendisi 80 milyonu temsil etmiyor, kendi partisini temsil ediyor. Biz cumhurbaşkanı adayını belirlerken, demokratik parlamenter sistemin bütün eksik yönlerini giderecek ve yeniden saat gibi çalışacak bir parlamenter demokratik sistemin gelmesini isteyeceğiz. Bizim adayımız bunu isteyecek.

Kimin olacağına ben karar vermem. Bizim partimizin diğer partilerden farklı bir yönü vardır. Bizim karar organlarımız var, oturur tartışırız. Bu adayı belirlerken tabii ikinci turda herkesin de rahatlıkla oy vereceği bir aday bulmamız lazım. Bulacağız. 2019'da bu ülkeye huzuru, barışı, gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz. 20 Temmuz'da bir sivil darbe yaşadık. Bugün Türkiye bir sivil darbenin baskısı altındadır. Bu darbe, Türkiye'nin bütün dokularına sinmiş durumda. Türkiye'yi darbeden arındıracağız. Gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz."

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement