CHP'nin Bakan Atalay Hakkında Verdiği Gensoru - Son Dakika
Politika

CHP'nin Bakan Atalay Hakkında Verdiği Gensoru

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP'nin Başbakan Beşir Atalay hakkında verdiği gensoru önergesinin, Anayasa'nın "Mahkemelerin bağımsızlığı"nı düzenleyen 138.maddesi gereği görüşülmemesi gerektiğini belirterek, "Beşir Atalay'ı hukuk"...

31.03.2012 18:23

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP'nin Başbakan Beşir Atalay hakkında verdiği gensoru önergesinin, Anayasa'nın "Mahkemelerin bağımsızlığı"nı düzenleyen 138. maddesi gereği görüşülmemesi gerektiğini belirterek, "Beşir Atalay'ı hukuk fakültesindeki talebe arkadaşlığımdan beri tanırım. 40 yıldan beri namuslu olduğuna, sorumluluk bilinci içinde hareket ettiğine ve hiçbir kusuru olmadığına şahidim" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, CHP'nin, Atalay hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmelerde, CHP grubu adına söz alan Konya Milletvekili Atilla Kart söz aldı.

Kart, 2007 yılında tüm işlemlerin kayıt altında olduğu belirtilen Deniz Feneri'ne, sosyal sorumlulukta lider olduğu gerekçesiyle TBMM Üstün Hizmet ödülü verildiğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın TBMM Başkanlığı yaptığı dönemde, Meclisin eskiyen eşyalarının da bu derneğe bağışlandığını ifade eden Kart, Arınç'ın da yasal ve vicdani sorumluluktan kurtaramayacağını söyledi.

Sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan Arınç, konuyla ilgili konuşan CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel ile Kart'a teşekkür etti. "Sayın Atilla Kart her zaman olduğu gibi hüküm ifade eden cümlelerle çoğu zaman yanlış değerlendirmelerde bulundu" diyen Arınç, şöyle devam etti:

"Benim Deniz Feneri olayı ile ilgili toplam 4 konuda konuşmam vardır. Bir tanesi Başbakan Yardımcısı olarak RTÜK'ten sorumlu olduğum zaman, ismi geçen Zahid Akman kurumun başkanıydı. Üst Kurulun başkanıydı. Kendisiyle ilk görüşmemde, 'bu dava üzerinde isminizden çok bahsediliyor. Siz de kurum da yıpranıyorsunuz. Dolayısıyla kurumun başından ayrılmanızı istiyorum' dedim. Bunun üzerine tartışmalı günler oldu. Ancak süreci doldu, kurumun başkanlığından ayrıldı. İkincisi Deniz Feneri'nin ben Türkiye'deki teşkilatını bilirim. Almanya'yı bilmem. Bunu da çok açık o tarihlerde ifade ettim. Türkiye'deki çalışmalarına da bilfiil katıldım. Kendim maddi destek sağladım. Eşim de top kumaşlar aldı arkadaşlarıyla. Küçük çocuklar için elbiseler dikti. Kapı kapı bunları dağıttı. Halen de bu derneğe yardım ederim. Halen de bu derneğin sağlam, namuslu, hamiyetli olduğuna inanırım. Ama Almanya'yı bilmem. Meclis başkanıyken bunlara malzeme verdiğim doğrudur. Ben bunları o zaman da açıkladım. Soru önergeleriyle... Ama unutmayın Meclis Başkanlığım 5 sene sürdü. Lojmanlardan çıkılmıştı. Bu kurumun bütün malzemelerini de yeniledim. Ortaya çıkan malzemelerden özellikle kamu yararı bulunan dernek ve vakıflara malzeme yardımı yaptım. Bunların içerisinde Deniz Feneri de var. Verdiğim tabaktır, çataldır, kaşıktır. Hatta söylemek ayıp olmasın, o tarihlerde 2002'de milletvekili olanlar bilirler. Tarafsız davrandığımı söylemek için ifade ediyorum. Sayın Baykal çok daha iyi bilecektir. Ali Rıza Gülçiçek isminde bir milletvekilimiz vardı."

-"2 dakikada bir şey anlatılmıyor"-

Arınç konuşurken, süresi dolduğu için mikrofon otomatik olarak kapandı. Birleşimi yöneten Sadık Yakut, Arınç'a, "Sayın Arınç yapabileceğim bir şey yok. Gruplar itiraz ediyor. Genel uygulama böyle" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin, Arınç'ın konuşmasını sürdürmesini istemesi üzerine Yakut, "Sayın İnce, itiraz etmiyorsanız veririm ben ama siz itiraz ediyorsunuz. Gruplar itiraz ediyor. Ben İçtüzüğü uyguluyorum" diye konuştu.

Mikrofonu yeniden açılan Arınç, "Sayın Başkan, işinizin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Kurallara uymamız gerekiyor. 2 dakikada da bir şey anlatılmıyor. Arkadaşlarımıza ne bileyim 1 dakika, 2 dakika versek iyi olacak" dedi.

Konuşmasını sürdüren Arınç, malzemeleri dağıttığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Ali Rıza Gülçiçek arkadaşımı çağırdım. 'İstanbul'daki alevi derneklerini, cemevlerini siz biliyorsunuz, ben bilmiyorum. İhtiyacı olanlar varsa lütfen bana isimlerini verin. Onlara da malzeme göndereyim' dedim. Gönderdim. Tam 65 tane dernek ve vakfa malzemelerden verdim. Helali hoş olsun. Bunların içinde yatak var, yorgan var, mutfak malzemesi var, var... Bunların listesi de var. Kamu yararı var. Halen bu dernek Türkiye'de faal. Almanya ile bağlantısı sadece İçişleri Bakanlığının kayıtlarına göre ki İçişleri Bakanlığının verdiği cevapta da yasalara uygun faaliyet gösterdiği söyleniyor. Bir 13,5 milyondu zannediyorum, bu paranın geldiği ve Türkiye'deki hesabına girdiği ve buradan harcandığı da çok açık sabit."

CHP'li Kart'ın yerinden tepki göstermesi üzerine Arınç, "Atilla Bey sizin saplantınızdan kurtulmak mümkün değil. Ben size söylüyorum. Türkiye'dekini biliyorum. Almanya ile ilgili bağlantı çıktığı zaman yine bir şey söyledim. Dedim ki madem Almanya'daki sanıklar bu davayı kabul etmişler cezadan kurtulmak için... Şu veya bu şekilde, o zaman bu karar kesinleştiğine göre bunun Türkiye'de bağlantısı da olduğu iddia ediliyor. Bu bağlantı soruşturulmalı, yargıya gitmeli. İsmi geçen kişiler de yargıda hesap vermeli dedim. Hala da aynı kanaatteyim. Bu kanaatimi ifade ediyorum" karşılığını verdi.

Bununla ilgili 3 kişi tutuklandığını ve 3 ay sonra da tahliye edildiğini hatırlatan Arınç, şunları söyledi:

"Tahliye edildikleri gün, 'as olan tahliyedir, umarım ki bu tahliye kararı uzun tutukluluk içinde mağdur olanlar için de bir emsal teşkil eder' dedim. Daha ne diyeyim. Bütün bunları şahsım adına söyledim. Şu anda yalnız dava soruşturma safhasındadır. Henüz iddianame yazılmamış olsa bile soruşturma safhası, yargı yetkisinin kullanıldığını gösterir. Anayasa'nın 138. maddesine göre, böyle bir gensoru vermeniz Anayasa'ya aykırıdır. Bu olayla ilgili olarak hükümetimizin kesinlikle bir ilişkisi yoktur. Beşir Atalay'ı hukuk fakültesindeki talebe arkadaşlığımdan tanırım. 40 yıldan beri namuslu olduğuna sorumluluk bilinci içinde hareket ettiğine ve hiçbir kusuru olmadığına da şahidim."

-"Bunu yaparken başkasını suçlamayın"-

Kart'ın, Adalet Bakanlığı'nın, Deniz Feneri soruşturmasına ilişkin soru önergesine verdiği yanıtın yalan beyandan oluştuğunu iddia etmesi üzerine söz alan Adalet Bakanı Sadullah Ergin de soru önergelerinin bir çoğunun Adalet Bakanlığı üzerinden cevaplanmak üzere Bakanlıklarına geldiğini ifade etti.

Bakan Ergin, gerekli kayıtların kendi Bakanlıklarında bulunmaması halinde ilgili Bakanlıklardan toplanarak, önergenin cevabının hazırlandığını belirterek,

"Sayın Kart, 'Adalet Bakanı yalan söylüyor' derken kendi kayıtlarımıza ilişkin mi yoksa bizim Bakanlığımızda olmayan bilgileri mi kastediyor-" dedi.

Ergin, şöyle devam etti:

"Ayrıca, 'Müfettişler bu soruşturmanın gizliliğini ihlal etmiştir' diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Atilla Kart, CHP Grup toplantı salonunda kırmızı klasörleri sallayarak, konuşma tapelerinin içeriğini okuyarak soruşturma gizliliğini ihlal etmiyor musunuz- Soruşturma devam ediyor. 'Telefon tapesi' diye söylediğiniz her söz, soruşturmanın gizliliğini ihlaldir. Ama bunu yaparken başkasını suçlamayın.

'Adalet Bakanı da bu soruşturmanın ilerlemesini önlemek için müdahale etmiştir' gibi ithamlar var. Uluslararası Ceza İşleri'nde, Adli Yardım Sözleşmesi'ne göre, bu tür durumlarda Adalet Bakanlığı'nın iki ülke adli makamları arasındaki adli yardım taleplerinin ilgili mercilere ulaştırılmasına aracılık etmek dışında en ufak görevi ve sorumluluğu yoktur. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Almanya'ya göndermek için tarafımıza gönderdiği belgeler, aynı veya ertesi gün Alman makamlarına gönderilmiştir. Alman makamlarından gelen cevaplar da aynı gün veya ertesi gün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir."

- TBMM

Kaynak: AA

Son Dakika Politika CHP'nin Bakan Atalay Hakkında Verdiği Gensoru - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement