Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Açıklamaları 2… - Son Dakika
Politika

Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Açıklamaları 2…

Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan\'ın Açıklamaları 2…

Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu için, “Son zamanlarda uydurduğu doğru olmayan bir şey var. Diyor ki; ‘İlk defa Hamas ile El Fetih’i ben bir araya getirdim, barıştırdım.’ Ya yalan söyleme. İlk defa bu işin barış olayı, Kabe Anlaşması’dır” dedi.

06.08.2014 08:04

Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu için, "Son zamanlarda uydurduğu doğru olmayan bir şey var. Diyor ki; 'İlk defa Hamas ile El Fetih'i ben bir araya getirdim, barıştırdım.' ya yalan söyleme. İlk defa bu işin barış olayı, Kabe Anlaşması'dır" dedi.

Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Star ve NTV kanallarında ortak yayınlanan bir programda, gündeme ve Cumhurbaşkanı seçimlerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, HSYK seçimleri üzerine sorulan bir soruya, "Şuanda adli tatil var. Bu adli tatil ile birlikte tabii her taraf çalışıyor. Bir platform oluştu. Bu platformun bir çalışması var. Bunun karşısında da paralel yapı kendisine göre bir çalışma yapıyor. Şuanda bu bir seçim yarışı… Yanılmıyorsam Eylül ayı ortalarında bir seçim yapılacak. Bu seçimle birlikte HSYK'nın yeni yapısı ortaya çıkmış olacak" şeklinde cevap verdi.

"KALAN 5 CÜZÜ DE İÇERDE OKURSUN"

Paralel yapıyla ilgili yapılan operasyonlarda gözaltına alınanlara karşı hukuksuz bir tutumun söz konusu olmadığını belirten Erdoğan, "Kendilerine yönelik yapılan herhangi bir anormal muamele söz konusu değil. Bu tabii kendilerinin yandaş medyasıyla yapılan şeyler. Kendileri çok ağırlarını bundan önce operasyonla içeri aldıklarına yaptılar. Onlara böyle bir şey yapılmıyor. Onlar, kendilerine mağdur rolü biçme gayreti içerisindeler. Benzer şeyleri bundan önceki operasyonlarda yaptılar. Bir tanesi çıktı biliyorsunuz, 'Ben ölmüş annem için 67 cüz indiriyordum. Bu 67 cüzün 5 cüzü kaldı. Bu 5 cüzü ben tamamlayamadım, sevenlerime söylüyorum bunu siz tamamlayın' dedi. Bu defa bu beyan çok çok çirkin bir beyan, senin orada zaten vaktin çok çok bol… İçeri girerken yanına bir Kuran-ı Kerim alırsın, o kalan 5 cüzü de orada okursun. Hatta daha bir çok hatim de orada indirme şansın olabilir. Mağduriyeti oynamak… Burada yürüyen her şey hukuk içerisinde yürüyor. Bunların eskiden yönettikleri yargı mensupları oradaydı, onlar da şimdi değişik yerlere atamaları yapıldı tabii bundan dolayı bir rahatsızlıkları var. Şuanda tabii orada yeni bir süreç başlayacak. Şuanda içeriye alınanlardan bir tanesi özellikle yönetenlerdi. Şuanda içeride olmayanlardan bir tanesi, bir televizyon kanalına çıkmış, 'Biz Başbakanla da üstelerimizle de siyasette baba evlat gibiydik' diyor. Nasıl bir baba evlat bu ya! Nasıl bir baba evlat ki; böyle bir ihaneti yapıyorsunuz. Böyle bir şey söz konusu değil. Bunların bu noktada babaları da başka, imamları başka… Değişik değişik şeyleri var… Siyaset mi yapıyorlar, dini noktada ilim mi tahsil ediyorlar, ne yaptıkları belli değil. Ondan sonra da 'helal lokma yiyoruz' havası var ya… Ne alakası var. Haramın tam içindeler. Her attıkları adımda, her topladıklarında tehdit yatıyor. O tehditlerle birçok imkanları toplamak suretiyle bu gücü devşirdiler. Yoksa bu güç nereden geliyor? Bu kadar ülkede okullar, holdingler durup dururken oluşmadı ki… Belli imkanlarla bunlar oluştu. Bunları iyi görmek gerekiyor" değerlendirmelerinde bulundu.

"BAŞBAKANA SADAKATSİZLİK MİLLETE SADAKATSİZLİKTİR"

Başbakan Erdoğan, 'Paralel yapı hassasiyetinin ne zaman başladığı' sorusu üzerine, şöyle cevap verdi:

"Öncelikle hani bu tür paralel-paralel değil hassasiyeti bizde yoktu. Şimdi bizim öncelikli hassasiyetimiz bu konuda oluşmaya başladı. 'Acaba bu kişinin buralarla alakası var mı yok mu?' Ardından da tabi ki ehliyet, liyakat… Bunları arıyoruz. Biz bugüne kadar bunu hep böyle yaptık. Ama bu olaylardan sonra artık birinci sıraya bunu çıkardık. 'Böyle bir özelliği var mı yok mu?' Varsa; biz bunlara bir emanet teslim edemeyiz. Çünkü, teslim ettiğimiz emanete bunlar ihanet ettiler. Düşünün ki; bir başbakanı dinleyen insanlarla yola gidilebilir mi? Bir defa idarede sadakat çok önemlidir. Başbakanın yanında çalışan bir insanın, başbakanına sadakati olmazsa; bu insanın milletine sadakati olabilir mi? Bir başbakana sadakatsizlik millete sadakatsizliktir. Biz ona bir şey emanet ediyoruz. Yeri geliyor imza yetkisi veriyoruz. Bizim verdiğimiz bu imza yetkilerini, o kendi gayri meşru emellerine kullanırsa; biz onunla nasıl aynı yolda yürürüz? Şimdi peyderpey birçok şey geliyor. Adam, bizim verdiğimiz emri yerine getirmiyor. Adam, Pensilvanya'nın verdiği emri, adam Pensilvanya'nın Türkiye'deki imamlarının verdiği emri yerine getiriyor. 'Ona soracağım, o ne derse ona göre hareket edeceğim' diyor. Bunu yargı içindeki seçimlerde de yapıyorlar. Böyle bir davranışta olanlarla siz kalkıp da ulusal güvenliğinizi teminat altına alabilir misiniz? Onun için bunu özellikle araştırıyorum. Burada emniyet ve istihbarat ile araştırmalarımızı yapıp ona göre kararımızı veriyoruz."

"İHSANOĞLU'NUN HAMAS İLE EL FETİH'İ BİRARAYA GETİRDİĞİ İDDİASI YALAN"

Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Erdoğan, IŞİD'in rehin aldığı 49 Türk vatandaşının yaşam koşullarının normal olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin konuyu tahrik ettiğini belirten Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu'nu da yalan söylemekle suçladı. Hamas ile El Fetih'i İhsanoğlu'nun bir araya getirmediğini belirten Erdoğan, "Şunda işi hassasiyetle takip ediyoruz. Bizim buradaki bütün endişemiz, 'bir yanlış adım atılır da acaba buradaki 49 kardeşimize bir şey olur mu?' Şuanda bu 49 kardeşimizin yaşam koşulları normal. Anormal bir durum söz konusu değil. Arada sırada tabii ufak tefek sıkıntılı şeyler olabiliyor. Son getirildikleri yerle ilgili edindiğimiz bilgilerde, yaşam koşullarında herhangi bir anormallik yok. Biz tabii sağ sağlim getirelim istiyoruz. Başlarına herhangi bir şey gelirse bu bizi ciddi manada üzer. Burada ne yazık ki Kılıçdaroğlu, ciddi bir tahrik oynuyor. Ona yazıklar olsun. Devamlı tahrik… Bahçeli, tahrik… Yani bakıyorsunuz adayları da aynı şeyi konuşmaya başladı. Sen bugüne kadar İslam dünyasında neyi hallettin? Arkanda Türkiye gibi bir devlet, bizler gibi bir yönetim olmamış olsaydı senin kıymet-i harbiyen mi vardı? Her sıkıştığında hemen aradığı yer biz; Dışişleri bakanımız, Cumhurbaşkanımız, ben… Bu güçle bile neyi çözdün? Son zamanlarda uydurduğu doğru olmayan bir şey var. Diyor ki; 'İlk defa Hamas ile El Fetih'i ben bir araya getirdim, barıştırdım.' ya yalan söyleme. İlk defa bu işin barış olayı, Kabe Anlaşması'dır. Hamas ile El Fetih orada birleşmişlerdir. Ama çok kısa zaman içerisinde de ne yazık ki o birleşme dağılmıştır. Bu özellikle Suudi Meliki'ni de üzmüştür. Bana bunu kendisi de söylemiştir. Kendisi şimdi bunu, bir menfaate, siyasi ranta dönüştürmek istiyor" diye konuştu.

"SUUDİ KRALI, 'NE OLUR BUNU ALIN' DEMİŞTİ"

Muhalefetin Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun İslam İşbirliği Teşkilatı'ndaki görevi sırasında, başta Suudi Arabistan Kralı olmak üzere, birçok kişi tarafından istenmediğini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Ben geçenlerde de söyledim, özellikle Suudi Kralı 'Ne olur bunu alın, bunun yerine başka birisini verin' demiştir. 'Bu seçimle geldi, alıp da yerine yenisini verme gibi bir imkan yok, artık seçildi bir defa. Bundan dolayı biraz sabırlı olacağız' demek suretiyle orada 8 yılını doldurmuştur. Ama devamlı 'bana sahip çıkmıyorsunuz, beni ortada bırakıyorsunuz' diye bize dertlenmiştir. Zorla olmuyor bu iş bak… Bunlar, koltuğu korumanın gayreti içerisindedir. Bir insan istenmediği yerde durmaz. Demek ki başarılı olamadın ki; seni istemiyorlar. Suudi gibi bir krallık seni istemiyorsa; burada bir şey var. Sen Türkiye'nin hatırına böyle bir şeyi yakaladın. Yoksa, şahsından kaynaklanan bir şey değil. Bunun için attığımız kulislerin haddi hesabı yok. Bu kulislerin neticesinde oraya gelebildin. Bunun için teşekkür etmesi gerekirken, hala 'ben, ben, ben diyor.' Zaten en büyük zaafı o. 'Ben' üzerine kuruludur. 'Biz' üzerine değil. Tevazu diye bir şey yok kendisinde" şeklinde konuştu.

İHSANOĞLU İÇİN 'ŞEMSETTİN GÜNALTAY' ÖRNEĞİ

Muhalefetin Ekmeleddin İhsanoğlu'nu Cumhurbaşkanı olarak aday göstermesini, İsmet İnönü'nün Şemsettin Günaltay'ı aday göstermesine benzeten Erdoğan, "Biliyorsunuz İnönü tutmuştur, 'acaba ben nasıl birisini bulsam da Menderes'i yok etsem' diye düşünmüştür. 'Demek ki, Menderes'e bu kadar ilgi, alaka olduğuna göre; dindar birisini bulmam lazım' demiştir. Şemsettin Gün Altay'ı bulmuş. Şemsettin Gün Altay'ın profesör olması, 3 tane yabancı dil bilmesi… Ama ne oldu? Menderes ezdi geçti. Yani biz tercüman aramıyoruz ki, bu ülkeyi yönetecek bir adam arıyoruz. 4 buçuk yıl İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptım, arkasından kurulan partimizle 16 ayda hemen partimizi kurduğumuz andan itibaren iktidara gelmiş olan bir partinin genel başkanlığını yaptım ve ülkemizde Başbakan olarak hamt olsun 8 seçimi milletimizin teveccühü ile art arda aldık. Şimdi de partimiz, milletimiz Cumhurbaşkanlığı adaylığı için beni öne sürdü. Diğerleri de bir araya gelmek suretiyle bu arkadaşı ileri sürdü. Şuanda yarış devam ediyor. Pazar günü inşallah seçim yapılacak. Milletim, yine en doğru kararı verecektir" ifadelerini kullandı. (OED- - ANKARA

Kaynak: İHA

Son Dakika Politika Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Açıklamaları 2… - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement