Gezi Parkı Eylemlerine Katılım İçin Mahalle Baskısı İddiası - Son Dakika
Güncel

Gezi Parkı Eylemlerine Katılım İçin Mahalle Baskısı İddiası

Çevresinin baskısıyla eylemlere katıldığı ve 1 Haziran'daki olaylar sırasında sığındığı otelden babası tarafından alınıp kaldığı yurda teslim edildikten sonra Gezi Parkı'na gitmek için bindiği aracı viyadükte durdurarak intihar ettiği öne sürülen...

15.06.2013 16:09

- Çevresinin baskısıyla eylemlere katıldığı ve 1 Haziran'daki olaylar sırasında

sığındığı otelden babası tarafından alınıp kaldığı yurda teslim edildikten sonra Gezi Parkı'na gitmek için bindiği aracı viyadükte durdurarak intihar ettiği öne sürülen kızın babası Ömer Faruk Erkan:

"Oraya gitmeyen, mücadele yapmayan için; kişiliği olmayan, rüşdünü ispatlamamış, Atatürkçü olmayan şeklinde mahalle baskısının varlığı söz konusu"

-"Dileğim bu sorunların yaşanmaması, öğretmenlerin, öğrencilerin bütün tweetleri, yazışmaları ve MOBESE kameralarının titizlikle incelenmesi"

Kızının sınav döneminde eve gelmeyerek yurtta kaldığını anlatan Erkan, 30-35 kişinin kaldığı bir yurtta güvenliğin üst düzeyde olduğunu kaydetti.

Erkan, kızının başarılı bir öğrenci olduğunu aktararak, "Herhangi bir sorunu olmayan, çok arkadaşı olan bir çocuktu. Twitter'da 1500'e yakın arkadaşı olan biri" dedi.

Ömer Faruk Erkan, olaydan bir gün önce telefonla aradığı kızının kendisine "ders çalışıyorum" dediğini söylediğini aktardı.

"Senin bu işlerle işin olmaz dedim"

Kızının, Gezi Parkı eylemiyle ilgili "Bu olaylar ne olacak baba?" sorusuna, "Bu olayların sonunda hiçbir şey olmaz. Hiçbir yere varmaz. Senin bunlarla işin olmaz. Biz yıllarca bu tür olayları gördük, demokratik hakların bu şekilde aranmasını uygun görmüyorum" diye cevap verdiğini anlatan Erkan, aynı gün saat 16.00-16.30 sıralarında kızını tekrar aradığını ancak kendisine ulaşamadığını kaydetti.

Erkan, bunun üzerine yurdu aradığını, yurt müdürünün kızının yurttan çıkış izninin eşi tarafından SMS yoluyla talep edildiğini söylediğini anlattı.

Bunun üzerine eşini arayarak, yurt sorumlularına mail atmadığını öğrenince paniğe kapıldığını anlatan Erkan, yurt müdürünün "paniğe kapılmayın, öğrenciler kaçmış olabilir, pazartesi hallederiz" şeklindeki sözlerini dinlediğini belirtti.

Erkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kızım ve arkadaşı, Beşiktaş'taki evden ayrılıp taksiyle okula dönmeye karar vermişler. Taksi, Akaretler'den geçerken, olaylar patlamış. Taksici 'götüremeyeceğim' deyince, bir otele sığınmışlar. Okul müdürü de orada tanıdıkları vesilesiyle onları kontrol altına alarak, lobide tutmuş. Ben de  'Lobide kalsınlar, sakın odaya falan çıkmasınlar. Bu çapulcuların işine döndü' dedim. Sabahı zor ettik, saat 05.30 gibi gittim ve kızımı aldım. Kavacık'taki okullarına götürdüm. Götürürken de dedim ki 'Bak kızım, bundan dolayı ceza yersiniz. Bu olaylarda başınıza bir dert gelse, ne olurdu? Bunlar doğru hareketler değil. Ağaçların kestirilmemesiyle Atatürkçülük olmuyor. Bu hareketlerin içinde bulunmak doğru değil, haklarını okuyarak savun.' Okula bırakırken kızımın yanındaki birikmiş parasını aldım. Ertesi gün öğlen aradı, derslerinin iyi olduğunu söyledi."

"Yurt görevlileri kızımın odada olduğunu söyledi ama yoktu"

Erkan, kızının yurtta emniyette olduğu düşüncesiyle evde maç izlediği sırada saat 21.00 gibi Beykoz Devlet Hastanesi'nden yetkililerin arayarak, kızının kaza geçirdiği haberini verdiğini söyledi.

Bunun üzerine okulu aradığını aktaran Erkan, güvenlik elemanlarının ve yurt sorumlusunun kızının yurtta olduğunu bildirdiğini anlatarak, isteği üzerine kontrol edilen odada kızının olmadığının anlaşılması üzerine hastaneye gittiğini ve acı haberi aldıklarını belirtti.

Erkan, olaydan sonra okulun eylemlere destek verdiği ve izinsiz çıkışlara müsaade ettiği yönündeki söylentilere inanmak istemediğini, kızının, güvenliğin üst seviyede olan bir okuldan nasıl çıktığını hala anlayamadığını söyledi.

Ömer Faruk Erkan, şöyle devam etti:

"Kızım okuldan arkadaşının evine gidiyor. Orada oturuyorlar. Rivayete göre alkol alıyorlar. Evden ayrılıyor kızım, Beykoz Konakları'nın oraya gelirken 'kusacağım' diyerek taksi şoföründen durmasını istiyor. Birkaç kez ısrar edince, şoför duruyor. O sırada demir korkulukların oradan kusuyor. Bir rivayete göre kendini atıyor bir rivayete göre ise ayağı kayıp düşüyor."

Erkan, kızının bir kaza sonucu mu öldüğünü yoksa baskılardan dolayı mi intihar ettiğini bilmediğini belirtti.

-" Taksim'e gitmeyenlere mahalle baskısı söz konusu"

Erkan, kızının sadece ihmal kurbanı olmadığını anlatarak, "Böyle bir kontrolün olduğu yerde, bu olay vuku buluyor. Bu olaylar sırasında gitmesine en büyük destek de gördüğümüz, bildiğimiz, etrafında duyduğumuz sadece TED Koleji'ne istinaden değil. Oraya gitmeyen, mücadele yapmayan için; kişiliği olmayan, rüşdünü ispatlamamış, Atatürkçü olmayan şeklinde mahalle baskısının varlığı söz konusu" diye konuştu.

"Savcılığa suç duyurusunda bulundum"

AA muhabirinin, "Kızınızın twitter hesabından, bir kişi veya kurum tarafından Taksim eylemlerine destek çağrısı için hazırlanan fotoğrafı retweet ettiği görülüyor. Kızınızın ölümünün ardından ise bu fotoğraf kaldırılıyor. Kurumsal bir yönlendirme olduğu iddiası söz konusu olabilir mi?" şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:

"Benim twitter hesabım yok, Facebook'u bile fazla kulanmıyorum. O günden beri ilaçla kontrol altındayım. Dileğim bu sorunların yaşanmaması, öğretmenlerin, öğrencilerin bütün tweetleri, yazışmaları ve MOBESE kameralarının titizlikle incelenmesi. Bazı aileler, kendi evlerinden yeğenlerini ve çocuklarını alarak oralara gitti. Bu benim düşünce tarzım değil."

Okuldan eylemlere katılımı teşvik edecek bir çağrı yapılıp yapılmadığı konusunda bilgi sahibi olmadığını anlatan Erkan, bazı okullarda bu tür teşvikler olduğunu duyduğunu söyledi.

Erkan öğretmenlerin incelenmesi gerektiğini dile getirerek, küçük çocukların olaylara katılımını özendirenlerin ortaya çıkarılmasını istedi.

Eylemlere katılmayan öğrencilerin arkadaş çevreleri tarafından baskıya maruz kaldıklarını ifade eden Erkan, yurdun sorumluluğunda olan bir çocuğun 2 gün üst üste rahatlıkla dışarı çakabilmesinin soru işaretleri oluşturduğunu anlattı.

Erkan, kimseyi suçlamak istemediğini belirterek, araştırmalar ve raporlar sonunda gerçeklerin ortaya çıkacağına inandığı dile getirdi.

Öğrencilerin birileri tarafından yönlendirilebileceğine işaret eden Erkan, "O ağaçlar Atatürkçülük için önemliydi bazı öğretmenler adına. Fakat bildiğim birşey var, Taksim'e gitmemek çoğu insan için onur kırıcı bir hareketti. Orada yer almak güçlülük işaretiydi" dedi.

Taksim'de meydana gelen olaylara karışan gençlerin birçoğunun sosyal medya üzerinden müdahil olarak orada yer aldığını kaydeden Erkan, okul yönetiminin cenazede yer aldığını, olayla ilgili herhangi bir açıklama yapmadıklarını söyledi.

Erkan, olayla ilgili ihmal olup olmadığını araştırılması için savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, okul ve yurt hakkında gerekli işlemlerin yapılması için de İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvurduğunu sözlerine ekledi. - İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Gezi Parkı Eylemlerine Katılım İçin Mahalle Baskısı İddiası - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement