'Hukuk Devletinde Yargı Bağımsızlığı' Konulu Açık Oturum

Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, baroların hukuku temsil ettiğini ve yargı bağımsızlığının baroların ilgi alanına girdiği belirterek, 'Biz 70 bin avukatız. 70 bin avukatın bu ülkede olmaz dediğine kim olur der şaşarım' dedi.

Ankara Barosu, Türk Hukuk Kurumu ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve gazeteci Uğur Mumcu'yu anma etkinlikleri kapsamında, 'Hukuk Devletinde Yargı Bağımsızlığı' konulu açık oturum düzenlendi.

Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde düzenlenen açık oturumda konuşan Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, 'Türkiye'de, demokratikleşme adına demokrasinin nasıl yok edildiğinin bir örneğinin yaşanmak üzere olunduğunu' savundu.

Türkiye'nin çok önemli bir referandum süreci geçirdiğini ve ülkenin 100-150 yıllık geleceğinin belli bir çoğunluğun oyuyla karara bağlandığını ifade eden Feyzioğlu, referandumda, işin güvenoyuna dönüştürüldüğünü ve magazin boyutunun tartışıldığını, ancak referandumla Türkiye'ye getirilmek istenenlerin üzerinde tartışılmadığını söyledi.

Üniversiteler, TBB ve baroların, referandum ile neler getirilmek istendiği ve götürüldüğünü anlatmadıklarını savunan Feyzioğlu, 'Üniversitelerimiz, Mera Kanunu'ndan daha fazla ilgi göstermedi referanduma' dedi.

Bazı şeylerin anlamının, teneffüs edilen oksijen yok edildiğinde anlaşıldığını belirten Feyzioğlu, 'Barolar ve TBB neredeydi referandum öncesinde. Bundan üzüntü duyuyorum. Çünkü ben vatan söz konusu ise gerisinin teferruat olduğuna inanıyorum. Koltuk ucuz bir sandalye, makam ucuz bir odadır. Biz 70 bin avukatız. 70 bin avukatın bu ülkede olmaz dediğine kim olur der şaşarım' diye konuştu.

Baroların hukuku temsil ettiğini ve yargı bağımsızlığının baroların ilgi alanına girdiğini kaydeden Feyzioğlu, referandum öncesi ve sonrasında hiçbir kuruluşun üzerine düşen tarihi görevi yerine getirmediğini savundu.

Siyaset yapmakla eleştirildiğini ifade eden Feyzioğlu, 'Hukukun üstünlüğünün siyasetini yapıyorum. Çok şükür hiçbir yaram yok ki gocunmuyorum' dedi.

Feyzioğlu, 2006 yılında, 150 ile sınırlanması öngörülen Yargıtay üye sayısının, bugün Cumhuriyet döneminde görülmemiş bir artışla 387'ye çıkartılmasının istendiğini bildirerek, 'HSYK'nın da yapısının değiştirildiğini ve Adalet Bakanlığının adeta bir dairesi haline getirildiğini' savundu.

'Yarın 24 baronun, hiçbir şeyden çekinmeden, hiçbir korkuya kapılmadan, Türkiye'de yapılmak istenenleri, gazetelerde tam sayfa ilanla duyuracağını' belirten Feyzioğlu, 'Sivil toplum kuruluşları bir araya gelmeli ve Türkiye'yi sahiplenmelidir. Teferruatlar bir kenara bırakılmalıdır' diye konuştu.

- 'BU MÜCADELEDE HER ZAMAN OLACAĞIZ'-

TBB Başkan Yardımcısı avukat Talay Şenol ise Muammer Aksoy ve Uğur Mumcu'nun, düşünceleri ve inançları için korkusuzca dimdik yaşadıklarını, katıksız birer vatansever ve Atatürkçü olduklarını söyledi.

Siyasi iktidarların her zaman ve yerde yargıyı ayak bağı olarak gördüğünü ve onu kontrol altına almak istediğini kaydeden Şenol, 'Şu andaki iktidarın, yargıyı bütünüyle ele geçirmek için elinden geleni yaptığını' iddia etti.

Şenol, 'Yılmaya ve umutsuzluğa kapılma hakkımız yoktur. Biz avukatlar bu mücadelede her zaman olacağız' dedi.

Ankara Barosu avukatlarından Mustafa Kemal Çiçek de 'Siyasi iktidarın gücünü başka hiçbir kurumla paylaşmak istemediğini' ileri sürdü.

Çiçek, 'Hitler de seçimle işbaşına geldi. Her şeyin kanununu çıkardı. Bugün itibariyle de ülkemizde yaşanan budur. Türkiye'deki hadise erklerin bir arada toplanması hadisesidir' diye konuştu.

(HGK-BER) - ANKARA