İsrail'i 1967 Sınırlarına Sivil İtaatsizlik Çekebilir" - Son Dakika
Güncel

İsrail'i 1967 Sınırlarına Sivil İtaatsizlik Çekebilir"

Filistinli düşünür Münir Şefik, Filistinlilerin yaklaşık bir yıldır İsrail güçlerine karşı verdiği mücadelenin "sivil itaatsizliğe" dönüşerek, İsrail'in "herhangi bir şart koşmadan" Batı Şeria'dan çekilmesinin önünü açabileceğini belirtti.

18.08.2016 12:15
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

SEYFEDDİN TRABLUSİ - Filistinli düşünür Münir Şefik, Filistinlilerin yaklaşık bir yıldır İsrail güçlerine karşı verdiği mücadelenin "sivil itaatsizliğe" dönüşerek, İsrail'in "herhangi bir şart koşmadan" Batı Şeria'dan çekilmesinin önünü açabileceğini belirtti.

Müslüman Alimler Birliği üyesi olan Şefik, Filistin'de yaşanan gelişmelerle ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Filistinlilerin yaklaşık on aydır İsrail güçlerine karşı yürüttüğü mücadeleyi "halk ayaklanması" olarak nitelendirerek, bu direnişin İsrail'in 1967 sınırlarına çekilmesine yol açabileceğini belirten Şefik, "Ancak bunun önünde İsrail ile Filistin yönetimi arasındaki mevcut güvenlik koordinasyonu ile Filistinli grupların İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu hezimete uğratacak bir düşünceye sahip olmaması gibi önemli iki engel bulunuyor." dedi.

Filistin meselesi hakkında iyimser olduğunu kaydeden Şefik, İsrail'in 2006'da Lübnan'da, 2008, 2012 ve 2014 yıllarında Gazze'de girdiği 4 savaşta da "hezimete" uğradığını hatırlatarak, bu nedenle İsrail ordusunun "morali çökmüş zayıf bir ordu" olduğunu ileri sürdü.

"Son savaşlarda İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'ni veya Lübnan'ın güneyini işgal etme gücüne sahip olmadığının açıkça görüldüğünü" vurgulayan Şefik, şunları kaydetti:

"Batı'nın, Arap ülkelerinin başkentlerine ulaşabilecek en büyük güç olması için İsrail ordusuna kurulduğu 1950'li yıllardan itibaren silah yardımı yaptığını unutmamamız lazım. Nitekim İsrail 1967 savaşında Mısır'ın Sina, Suriye'nin Golan bölgesini ve Batı Şeria'yı işgal etmişti. Ancak İsrail ordusunun Lübnan ve Gazze'de yürüttüğü son 4 savaşta da hezimete uğraması, çöküş sürecine girdiğinin bir göstergesidir." ifadelerini kullandı.

İsrail ordusunun gerçek bir savaş veya askeri manevra esaslarında değil, insanları kovalamada maharet kazandığını vurgulayan Şefik, "Söz konusu ordu 25 yıldır polis gücü görevi görüyor. Bu durum ordunun zayıflığını ve savaş gücünü kaybetmesini çok iyi açıklıyor. Ordu, 1987 yılındaki Birinci İntifada'dan bu yana polis güçlerinin görevini yürüterek, taş atan gençleri, çocukları kovuşturuyor." diye konuştu.

-İsrail yönetimi "geri kalmış"

Mevcut İsrail yönetiminin, ülkede kurulan geçmiş yönetimlerden çok daha "geri kalmış" olduğunu ifade eden Şefik, "İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman'ın özgeçmişine baktığımızda, bu göreve gelmeden önce Rusya'da 15 yıl gece kulübünde koruma görevlisi olarak çalıştığını görürüz. Bu da söz konusu yönetimin, alt seviyede, çok hata yapan ve hezimete uğraması kolay bir yönetim olduğunu ortaya koyuyor." dedi.

Şefik, İsrail toplumunun artık daha "korkak" olduğunu ileri sürerek şöyle devam etti:

"Bunu ocak ayında Tel Aviv'de Neşet Mulhim isimli bir Filistinlinin gerçekleştirdiği ve 2 İsraillinin ölmesine neden olan saldırıdan rahatlıkla anlayabiliriz. Mulhim, olayın ardından yaklaşık bir hafta kaçmayı başarmış sonrasında ise yakalanarak öldürülmüştü. Bu süreçte, Tel Aviv'de korku hali hakim olmuştu. Oysa Birinci ve İkinci İntifadalarda toplum, şehadet eylemlerinin ardından birkaç saat içerisinde normal hayatına geri dönebiliyordu."

"İsrail artık Batı ülkeleri için bir yük"

İsrail'in Batıyla ilişkilerinin eskisi gibi olmadığına da dikkati çeken Şefik, "Özellikle bölgede kendisinden istenilen hegemonyayı oluşturma gücüne sahip olmaması, Batı ile ilişkilerini olumsuz etkiledi. Ayrıca Batı ülkeleri için artık bir yük haline geldi. Son dönemlerde, Washington ve Paris ile Tel Aviv arasında bir uzlaşmazlık görülmektedir. Ancak bu Batının İsrail'den vazgeçtiği anlamına da gelmiyor." ifadelerini kullandı.

Dünya kamuoyunun "Siyonist oluşum" hakkındaki fikirlerinin eskisi gibi olmadığını ifade eden Şefik, "İsrail'in 2012 ve 2014 yıllarında Gazze'ye karşı yürüttüğü savaşlarda Batı kamuoyu Filistinlilere sempati besledi. 2003'te yapılan Avrupa kamuoyu yoklaması gösteriyor ki, Avrupalıların yüzde 59'u, 'dünya barışına karşı en tehlikeli ülkenin' İsrail olduğu düşüncesini taşıyor." dedi.

"Müzakerelere devam etmek için bir gerekçe yok"

Sekteye uğrayan Filistin-İsrail müzakerelerine de değinen Şefik, şunları söyledi:

"Filistin topraklarındaki yerleşim birimlerinin arttığı, Yahudi yerleşimci sayısının Oslo anlaşmasından önce 100 bin iken 750 bine yükseldiği, ayrıca İsrail'in daha fazla toprak işgal etme, Kudüs'ü Yahudileştirme ve Mescid-i Aksa'yı zamansal olarak bölme girişimlerinde bulunduğu bu ortamda söz konusu müzakerelere devam etmek için bir gerekçe yok. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın bu konudaki ısrarlarına rağmen başarısız olacaktır. "

Filistin Devlet Başkanı Abbas, Eylül 2015'te BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, İsrail'in Oslo antlaşması ve benzeri antlaşmalara uymadığını belirterek, Filistin'in de artık antlaşmalara uymayacağını söylemişti.

Mescid-i Aksa'daki gelişmeler konusunda da tüm dünyanın dikkatini çekmek istediğini söyleyen Abbas, İsrail'in illegal yerleşimcilerin ve radikallerin Mescid-i Aksa'ya girmelerini sağladığını, Müslümanların ibadetlerini engellediğini dile getirerek, "İsrail, Mescid-i Aksa'ya girerek büyük hata yaptı. Çünkü biz buna izin vermeyeceğiz. Filistin halkı, tüm dünya Müslümanlarını üzen İsrail'in bu yasa dışı planını uygulamasına izin vermeyecek" demişti.

İsrail hükümetine illegal eylemleri durdurma çağrısı da yapan Abbas, uluslararası toplum ve BM'den de bu konuda kendilerine destek vermesini istemişti.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) bünyesindeki Merkez Komite, 5 Mart 2015'te İsrail ile olan güvenlik koordinasyonunun tüm yönleriyle iptal edilmesi kararı almıştı. Bu karar fiili olarak uygulanmamıştı.

İsrail-Filistin arasında imzalanan 1993 Oslo ve 1995'teki Taba antlaşmalarına göre güvenlik koordinasyonu, İsrail'le karşılıklı bilgi paylaşımını öngörüyor.

Münir Şefik kimdir?

Kudüs'te 1934'te doğan ünlü düşünür Şefik, aslen Ortodoks Hıristiyan olmakla beraber Marksist düşünceye sahipti. Şefik daha sonra Marksizmi sorgulayarak İslamı kabul etti.

Müslüman Alimler Birliği üyesi olan, Filistin ve İslam düşüncesi konularında kitapları bulunan ve makaleler yazan Şefik'in, "Ortadoğu Sorunu", "İslam Düşüncesinde Değişim", "Devlet ve Devrim", "Medeniyet Savaşında İslam" ve "Çağdaş İslam Düşüncesi" gibi Türkçeye çevrilmiş eserleri de bulunuyor.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel İsrail'i 1967 Sınırlarına Sivil İtaatsizlik Çekebilir' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement