Şiddeti Dışlayan Her Parti Özgür Olmalı - Son Dakika
Güncel

Şiddeti Dışlayan Her Parti Özgür Olmalı

Şiddeti Dışlayan Her Parti Özgür Olmalı

Yurt dışında 31 yıl yaşadıktan sonra 2 ay önce Türkiye'ye dönen Kemal Burkay'dan çarpıcı açıklamalar.

15.10.2011 13:06  Güncelleme: 14:50

Yurt dışında 31 yıl yaşadıktan sonra 2 ay önce Türkiye'ye dönen yasa dışı Kürdistan Sosyalist Partisi'nin eski lideri Kemal Burkay, "Şiddeti dışlayan her parti ve fikir özgür olmalı" dedi.

Kemal Burkay, Kuzey Irak'taki Dengê Agirî sitesinin yaptığı, 'Denge Azad' sitesinde de yayınlanan röportajda, 31 yıl önce terk ettiği Türkiye'ye 2 ay önce gelmesine rağmen yeterince dolaşmadığı için ülkedeki ve toplumdaki değişimi yeterince gözlemleyebildiğini söyledi. Burkay, gördüğü kent, kasaba, hatta köylerin görünümlerinin oldukça değiştiğini, şaşırtıcı bir yapılaşma gördüğünü, İstanbul'un dört bir yanının gökdelenlerle donandığını, uzun dönemler kaldığı Ankara ve Diyarbakır'ın tanınamaz hale geldiğini anlattı. Burkay, "Neyse ki İstanbul'un çevresini saran geniş yeşil alanlar tükenmemiş daha. Belgrad ormanları duruyor. Boğaz ve adaların güzelliği sürmekte. Haliç'in çevresi bir ölçüde temizlenmiş ve düzenlenmiş, yeşil alanlar oluşmuş. Otoyolların çevresi de öyle, ağaçlandırılmış ve çiçek tarhlarıyla bezenmiş. Diyarbakır'ın tarihsel yapıları korunmuş ve onarılıyor. Surların çevresi temizlenmiş, yeşillendirilmiş. Hevsel bahçeleri de sürmekte. Ama hızlı yapılaşma yeşil alanları tehdit ediyor" diye konuştu.

Türkiye'de uzun süren baskı rejimi ve çatışma döneminin ardından demografik yapıda ve toplum psikolojisindeki değişimin dikkat çektiğini belirten Kemal Burkay, şöyle dedi:

"Hemen her kesimde, sol ve İslami cenahta, Kürt kesiminde bir kutuplaşma, 'yarılma', cepheleşme var. İnsanlar gördüklerini yaşadıklarını anlamaya çalışarak değil, önyargılarıyla tavır koyuyorlar. Şiddet erkek-kadın ilişkilerine, sokağa, okula yansıyor. Kürt sorunu nedeniyle on yıllardır süregelen çatışma toplumu yormuş. Kürtler, hem de Türkler arasında çatışmanın durması, sorunların barışçı yöntemlerle çözülmesi ve böylece ülkeye barış ve huzur gelmesi yönünde güçlü bir arzu var. Baskı ve şiddet yoluyla çözümde ısrar edenler giderek güç kaybediyorlar. Federal çözüm eşitlikçi bir çözümdür ve benzer ulusal sorunların çözümü için pek çok ülkede denenmiş ve başarılı olmuş bir çözümdür. Dünyada pek çok örneği var. Kürt sorunu gibi ülkeleri 4 devlet arasında bölünmüş bir halkın durumuna da kanımca uygun düşmekte. Güney Kürdistan bunun somut örneği. Kanımca aynı şey diğer parçalar için de mümkün. Eşitlik temelinde bir çözüm Türk ve Kürt halklarının bir arada barış içinde yaşamasına, bu sorunun tarihe gömülmesine olanak verir."

Kemal Burkay, "Türkiye federal sisteme hazır mı?" sorusuna, Kürtler'in haklarını tanıma temelinde bir çözüm gereğinin günümüzde Türk aydınları arasında da yaygın biçimde tartışıldığını belirtirken, "Ama ne yazık ki Türk tarafı, iktidarı ve muhalefetiyle ve toplum olarak henüz böyle bir çözüme hazır değil. Düne kadar Kürtler yok sayılıyordu ve Kürtlerin varlığını ve haklarını savunmak büyük tepki topluyordu. Şimdi öyle olmasa da toplum henüz, federal çözüm gibi eşitlikçi bir çözüm şurda kalsın, sınırlı bir özerklik talebine bile olumlu gözle bakmıyor. Kamuoyunun buna hazırlanması lazım. Bu da zaman ister ve Kürt tarafının bu süreçte Türk tarafını öfkelendiren, milliyetçiliği ve şovenizmi kışkırtan politikalar değil, Türk toplumunda ve dünyada bize dayanışmayı yükseltecek, dostları arttıracak politikalar izlemesi lazım. Bunlar da barışçı siyasal mücadeleyi temel alan politika ve yöntemlerdir" diye devam etti.

Burkay, geçmişte genel sekreterliğini yaptığı Kürdistan Sosyalist Partisi'nin (PSK) şu anki genel sekreteri Mesut Tek'in yeni anayasada şartlar uygun olursa kendisi ve arkadaşlarının ülkeye döneceklerini açıklamasını olumlu bulduğunu anlattı. Kemal Burkay geçmişte liderliğini yaptığı örgütün silahlı yöntemlerle başvurmadığını, barışçı siyasal yöntemleri kullandığını, federatif çözüm istediğini kaydederken, "Bu tür partilerin bu saatten sonra illegal olmaları ve yöneticilerinin gurbette olması için bir neden yoktur. Türkiye'de artık hem sosyalist, hatta komünist partiler legal planda çalışma yapıyorlar, hem de programında federal çözüme yer veren HAK-PAR gibi partiler var. Yeni anayasanın örgütlenme alanındaki pürüzleri tümden temizlemesi gereklidir. Şiddeti dışlayan her parti ve fikir özgür olmalı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da yeni anayasa ile bunu amaçladıklarını söylemişti. Bu gerçekleşirse PSK ve benzeri partilerin yöneticileri tümden dönebilirler" dedi.

Siyasette ezbercilik, slogancılık insanı körelttiğini, sonuç vermediğini bildirirken, "Siyaset geçmişteki formül, şablonlara göre değil, ulusal ve uluslararası plandaki güç dengelerine göre yapılır. Geçmişin büyük ustalarının dediklerinden yararlanmalıyız, ama onların dediklerini bir dogmaya çevirmemeliyiz. Çağımızın gerçeklerini, toplumsal değişimi göz önüne almalıyız. 12 Haziran seçimleri sonrası diyalog sürecinin gelişmesini, silahların tümden susmasını, yeni ve çağdaş standartlarda, Kürt sorununun çözümüne de uygun bir zemin oluşturacak demokratik bir anayasa yapılmasını beklerken, tam tersine olumsuz gelişmeler oldu. BDP enerjisini daha çok demokrasi ve değişim için parlamentoya ve siyasal alana yoğunlaştıracakken, parlamentoyu boykot etti ve bunu PKK'nın şiddeti tırmandıran zincirleme eylemleri izledi. Bu yanlış hükümetin de dilini sertleştirmesine ve askeri operasyonlara yönelmesine neden oldu. BDP, kamuoyundan gelen yoğun eleştiri ve tepkileri de göz önüne alarak parlamentoya döndü ve bu iyi oldu. Umarım PKK'nın silahlı eylemleri ve Türk ordusunun operasyonları da durur ve daha barışçıl bir ortamda yeni anayasayı tartışmak ve sonuçlandırmak mümkün olur" diye konuştu.

DHA(İD) - İstanbul

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Şiddeti Dışlayan Her Parti Özgür Olmalı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement