"Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi" Semineri

Diyanet İşleri Başkanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanı Doç. Dr. İsmail Karagöz, "Afeti sadece deprem olarak düşünmemek lazım. Mesela gündemde olan Gezi Parkı olayları, toplumsal bir olaydır. Birçok insan sıkıntı çekti. Deprem, sel, çığ, trafik kazaları, yangın, kasırga bunların hepsi de birer afettir" dedi.

Kızılay Ağrı Şubesi ve Ağrı İl Müftülüğü tarafından İbrahim Çeçen Üniversitesi Nezehat Çeçen Konferans Salonu'nda düzenlenen "Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi" seminerinde konuşan Karagöz,  afet olayları gibi olağanüstü hallerde din hizmetlerinin önemli olduğunu belirterek, değişik zamanlarda yapılan anketlere bakıldığında insanların afet olaylarına batıl inanç algısıyla yaklaştıklarını ve oluşan her olayı kadere bağlamamak gerektiğini söyledi.

Karagöz, olası afet olaylarına karşı gerekli önlemlerin alınması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Afeti sadece deprem olarak düşünmemek lazım. Mesela gündemde olan Gezi Parkı olayları, toplumsal bir olaydır. Birçok insan sıkıntı çekti. Deprem, sel, çığ, trafik kazaları, yangın, kasırga bunların hepsi de birer afettir. Kaderci bir zihniyetle bunlar Allah'ın işidir diye mi bakacağız olaya? Bizim kusurumuz var mı, toplumu yönetenlerin burada etkisi var mı, bunlara bakmamız lazım. Peki biz bu afetleri dinin neresine koyacağız ve dini açıdan bunların mahiyetini nasıl yorumlayacağız. Böyle olaylara öncelikle kaderci bir yaklaşımla asla yaklaşmamamız lazım. Eğer toplumda bir olay oluyorsa bunu sadece kadere bağlamamız lazım. Bunun için olası afet olaylarına karşı önce önlemimizi almamız lazım. Bu gibi durumları anlamak için Allah'ı ve Kur'an-ı iyi bilmek lazım. Yoksa isyana gider toplum."

Olağanüstü hal denilen deprem, yangın, kaza, kasırga, çığ gibi olayların aynı zamanda birer musibet olduğunu ifade eden Karagöz, musibetlerin ayet ve hadislerde aniden gelişen olaylar olarak tabir edildiğini belirterek, musibetleri anlamadan afetin açtığı yaraları sarmanın mümkün olmayacağını vurguladı.

Halkın afet olayları hakkında doğru bilgilendirilmesi gerektiğini belirten Karagöz, şöyle devam etti:

"Olağanüstü durumlarda din işleri ve diğer sosyal kurumalara çok iş düşmektedir. Halkı doğru bilgilendirmek gerekiyor. Yoksa insanlar yanlış bildiklerine inanarak yaşayacaklar. Marmara depreminden sonra bir anket çalışması yapıldı ve insanlara afetlerin sebeplerini soruldu. Bazıları afet olaylarına 'Allah'ın işidir' dedi, bazıları 'bir cezadır' dedi, bazıları, 'ibrettir, doğanın bir cezasıdır, fay kırılmasıdır, doğanın intikamıdır' dedi. Gerçek şu ki bu gibi afet olayları Allah'ın kudretini gösteren, Allah'ın doğaya verdiği düzen içinde gelişen içinde Allah'ın gücü olan ve bilimsel olarak da açıklaması olan Allah'tan gelen bir durumdur. Hiçbir zaman insan iradesini devre dışı bırakmamamız lazım. Bazı insanlar gelişen olaylara kaderci bir yaklaşımla yaklaşarak Allah istedi ve oldu diyorlar ancak toplumun hiçbir kabahati yok mu? Binaları yapanların, toplumu yönetenlerin kabahati yok mu? Evet, Allah yapıyor da peki bizim hiç kusurumuz yok mu? Her zaman önlemimizi alacağız sonra tevekkül edeceğiz. Allah, insanları sınamak için de dert ve sıkıntı verir."

Seminer konuşmaların ardından deprem ve diğer afet olaylarının nedenleri, olası afet olaylarına karşı alınması gereken önlemler, afet öncesi risk azaltma yöntemleri, olası afet olaylarına karşı vatandaşları bilgilendirme, olağanüstü afet olaylarında din görevlilerinin toplumu bilgilendirme görevleri gibi konular hakkında slayt gösterileri yapıldı.

Seminere, Karagöz ile Ağrı Müftüsü İzani Turan,  Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Jeofizik Mühendisi Yavuz Güneş, Diyanet İşleri Başkanlığı Cami Hizmetleri Daire Başkanlığı Şube Müdürü Zeki Şener ve Türk Kızılayı Eğitim Yönetimi Bölümü Müdürü Funda Gülay Önal, ilçe müftüleri ile din görevlileri ve öğretmenler katıldı. - Ağrı