TÜRKİYE'DE ETKİ BIRAKMIŞ 10 DEPREMİ YAŞATARAK FARKINDALIK OLUŞTURUYORLAR-1

İSTANBUL AFAD Eğitim Şube Müdürü Tezcan Buçan, Gölcük'te 1999 yılında meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki depremin 21. yıldönümünde, AFAD'ın olası bir afet ve acil duruma karşı hazırlık ve çalışmalarını anlattı. Buçan, "Burada sarsma tablamız var. Türkiye'de etki bırakmış 10 tane büyük depremi simule ediyoruz. Gölcük, Düzce, Afyon Dinar depremi, Gökova, Çankırı, Erzurum, Bingöl depremlerini birebir simule ediyoruz. Afet farkındalık eğitimi veriyoruz ve kendilerine birebir o depremi hissettiren bir yapımız var. Bu salonda şu ana kadar 100 bine yakın kişiyi ağırladık. Elimizden geldiği kadar onlara afet konusunda bir farkındalık oluşturmaya çalıştık ve bundan sonra da devam edeceğiz" dedi.

Gölcük'te 7.4 büyüklüğünde meydana gelen 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 21 yıl geçti. Uzmanlar, Türkiye'nin bir deprem coğrafyası olması dolayısıyla deprem dayanıklı evlerde oturulması ve afet bilincine sahip olunması gerektiği konusunda sık sık uyarılarda bulunuyor. Afet yönetiminde etkin rol oynayan AFAD, aslında kurulduğundan bu yana risk yönetimine yönelik çalışmalar yapıyor. Bu doğrultuda, Bakırköy'de bulunan AFAD Afet Eğitim Merkezi'nde vatandaşlara farkındalık eğitimleri veriliyor. Merkezde bulunan deprem simülatörü sayesinde katılımcılar, Türkiye'de etki bırakmış 10 depremden birini yaşayarak, olası bir acil durum ya da afet anında nasıl hareket etmeleri gerektiğini öğreniyor. Deprem öncesi, anı ve sonrasında yapılması gereken ve hayati önem taşıyan pek çok bilgiye, AFAD'ın eğitimleri sayesinde sahip olmak mümkün. İstanbul AFAD Eğitim Şube Müdürü Tezcan Buçan, AFAD'ın hazırlıklarını ve çalışmalarını anlattı.

AFET KONUSUNDA FARKINDALIK EĞİTİMİ

Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı'na bağlı olarak 81 ilde İl Afet ve Acil durum müdürlükleri bulunduğunu ifade eden İstanbul AFAD Eğitim Şube Müdürü Tezcan Buçan, "Aynı zamanda 11 ilimizde İl Afet ve Acil Durum Müdürlüklerine bağlı olarak da, afet ve acil durum arama kurtarma birlik müdürlüklerimiz var. Bu il müdürlüklerimiz ve birlik müdürlüklerimizin görevi, ilinde bulunan lokal afet ve acil durum olaylarına etkin bir şekilde müdahale etmek ya da o afetin yönetilmesini sağlamak. Burada İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü olarak biz, Afet Eğitim Merkezimizde tüm halkımıza yönelik afet konusunda farkındalık eğitimi ve müdahalesine yönelik de arama kurtarma eğitimleri vermekteyiz. Bu yapıda, şu anda bulunduğumuz simülasyon merkezimizin içinde özellikle çocuklarımıza yönelik sinema salonlarımızda, afet konusunda farkındalığı artırıcı bilgilendirmeler yapıyor, eğitimler veriyoruz. Acil çağrı numaralarıyla nasıl konuşmaları gerektiğini öğreten bir bilgilendirme alanımız var. Aynı zamanda eşyaları sabitlenmiş bir ev ile sabitlenmemiş bir ev arasındaki farkları gösteren bilgilendirme alanımız var" şeklinde konuştu.

TÜRKİYE'DE ETKİ BIRAKMIŞ 10 DEPREM SİMULE EDİLİYOR

Olası bir depremde nasıl hareket edilmesi gerektiği konusundaki bilgilendirmede son derece etkili olan deprem simülatörünü ise Buçan, şöyle anlattı:

"Burada sarsma tablamız var. Türkiye'de etki bırakmış 10 tane büyük depremi simule ediyoruz. Gölcük, Düzce, Afyon Dinar depremi, Gökova, Çankırı, Erzurum, Bingöl depremlerini birebir simule ediyoruz. Afet farkındalık eğitimi veriyoruz ve kendilerine birebir o depremi hissettiren bir yapımız var. Bu salonda şu ana kadar 100 bine yakın kişiyi ağırladık. Elimizden geldiği kadar onlara afet konusunda bir farkındalık oluşturmaya çalıştık ve bundan sonra da devam edeceğiz. Bu bilgilendirmeleri yaparken afet öncesi, sırası ve sonrasında neler yapmaları gerektiğini anlatıyoruz. Bunun öncesinde afet olmadan önce neler yapılması gerektiği ile ilgili genel bilgilendirmeden sonra kendilerini içeriye alıyoruz ve o esnada afet sırasında neler yapmaları ve yapmamaları gerektiğini de birebir anlatıyoruz. Örneğin, bir afet esnasında kesinlikle ve kesinlikle balkon, merdiven, asansörlere gitmemeleri gerektiği konusunda bilgilendirme yapıyoruz. İçeride afete yakalandıkları anda, Çök-kapan-tutun hareketini yapmalarını söylüyoruz. 1999 depreminde yapılan bir çalışmada, Gebze ilinde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yüzde 77'sinin kan kaybından öldüğü söyleniyor. Bundan kurtulmanın en basit koruyucu öğelerinden biri de, yatağımızın yanında terlik bulundurmamız gerektiği. Bu tip küçük ama hayata tutunmalarını sağlayabilecek doğru bilgileri, elimizden geldiği kadar eğitimci arkadaşlarımız ile vermeye çalışıyoruz."

"EVİNİZDE TEHLİKE AVINIZI YAPIN"

Olası bir afet ya da acil duruma karşı aile afet planlaması ve evlerde 'tehlike avı' yapılması gerektiğini vurgulayan Buçan, "Bir afet bittikten sonra, evdeki vanaların nereden hangi şekilde kapatılması gerektiği ve gaz kokusu alıyorsak elektrik şalterlerinin kapatılmaması gerektiğini öğretiyoruz. Daha sonra, evimizde herkesin ulaşabileceği bir noktada durması gereken afet çantasını alıp, aile afet planı ile belirlenmiş olan toplanma bölgesine gitmeleri gerektiği ile ilgili genel bilgileri veriyoruz. Özellikle banyo ve mutfaklardaki fayanslar sarsıntı esnasında patlarsa, bir jilet gibi keser. Ama gerçekten orada yakalandınız ve bir yere gidebilecek durumunuz yok. Orada belirlediğiniz alanda çök-kapan-tutun yapmamız gerek. Bizim hep belirttiğimiz şeylerden biri, aile afet planınızı yapın. Evinizde tehlike avınızı yapın. Yani bakacaksınız evinize, sizin için tehlikeli olarak gördüğünüz ne varsa sabitleyip, tehlikeyi bertaraf edeceksiniz. Bertaraf ettikten sonra da çantayı nereye koyacağınızı önceden belirleyeceksiniz, ailemiz ile evimizin içinde nerede buluşacağımızı belirleyeceğiz. Evin içinde hep beraber o noktaya gelemeye çalışacağız. Bir afet olduğunda sadece bir kişiyi arayın. Afet kültürüne haiz bir millet olmak istiyorsak, bütün bunları öncesinden farkındalık eğitimleri ile pekiştirmemiz lazım" dedi.

TAMP PLANI

Buçan, şöyle devam etti:

"Türkiye Afet Müdahale Planı(TAMP) dediğimiz bir planımız var. TAMP'ın içinde hizmet, çalışma grupları vardır. Her çalışma grubu da kendine ait planlarını öncesinden yapar ve bunu belirli tatbikatlarla da pekiştirir. Örnek vermek gerekirse haberleşme-çalışma grubunun temel görevi, ilimizde meydana gelebilecek afet ve acil durumda öncesinden haberleşmenin kesintisiz sağlanması adına ne yapılması gerekiyorsa onları diğer kurum ve kuruluşlarla birlikte yapar. Bizim AFAD olarak bununla ilgili 8 tane çalışma grubunun içinde, ana çözüm ortağı olarak görevimiz var. Bununla ilgili ilimizdeki tüm kamu, kurum, kuruluş hatta vatandaşlarımızla birlikte ortak bir güç oluşturarak afetlere öncesinden hazırlıklı olarak, afet esnasında da bunu karşılamaya çalışacağız"

"İSTANBUL'DA 500 TANE KONTEYNIR BULUNUYOR"

Buçan, "39 ilçemizde toplamda 500 tane AFİS dediğimiz yani Afet İstasyonu dediğimiz konteynırlarımız var. bu konteynırların içinde yaklaşık 38 kalem malzeme var. Bu malzemeler olası bir afet ya da acil durumda profesyonel ekipler gelinceye kadar çevrede bulunan vatandaşlarımızın direkt kullanabileceği ekipmanlar. Mahalledeki gönüllülerin kullanabileceği Hilti, jeneratör, aydınlatma takımı, kazma, kürek, balyoz, battaniye, ilk yardım malzemeleri, radyo gibi küçük ama hafif arama kurtarma ekipmanları var. Bunlar ilgili ilçe belediye başkanlıklarının sorumluluklarında. Düzenli olarak bunların bakımları yapılıyor, tarihi geçmek üzere olan malzemelerin değiştirilmesine yönelik çalışmalar yapılıyor. Sorumluluk tamamen belediye başkanlıklarında olup, bizim tek beklentimiz konteynırın yerinin başka bir yere taşınması durumunda koordinatları ile birlikte bizlere bunun bildirilmesi. Bunların içinde hırsızlık yapılmasını sağlayabilecek değerde de ekipmanlar var. Bunların kilitli olması gayet doğal ama olası bir afet esnasında Ben bunun anahtarını nereden bulacağım? deme gibi bir lüks yok. Onun kilidini çok rahatlıkla kırıp, içindeki malzemelerle herhangi bir şekilde kurtarma faaliyetine etkin bir şekilde katılabilirler" ifadelerini kullandı.

AFAD GÖNÜLLÜLÜK SİSTEMİ

Tüm vatandaşları AFAD gönüllülük sistemine dahil etmeye çalıştıklarını da dile getiren Buçan, "AFAD gönüllüsü denilen bir sistemiz var. Biz tüm vatandaşlarımızı bu sisteme dahil etmeye çalışıyoruz. Ki bu konuda ne kadar fazla sayıda vatandaşımız olursa, afet kültürüne haiz vatandaş sayımız da bir o kadar artar. Bizim AFAD gönüllülük sistemimizde 3 kademeli bir eğitim anlayışımız var. Birbirini takip eden eğitimlerin akabinde eğer kendileri ben bunu bir üst seviyeye daha çıkaracağım dediğinde, uzman AFAD gönüllülük sistemine davet ediyoruz. Bununla ilgili de doğada arama kurtarma, su altı ve su üstünde, sel ve akarsuda ve kentsel arama kurtarmanın ileri eğitimlerine alıyoruz. Böylece olası bir afet ve acil durumda bizimle sırt sırta çalışabilecek gönüllülerle bir ekip oluşturmaya çalışıyoruz. Özellikle AFAD kurulduktan sonra, kriz yönetim sisteminden, risk yönetim sistemine geçtik. Yani bizim afet sırası ve sonrasında yapılacak olan çalışmalardansa, öncesindeki risk yönetimi çalışmalarımız daha değerli" şeklinde konuştu.