2014 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda - Son Dakika
Politika

2014 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda

2014 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu\'nda

Başbakan Yardımcısı Arınç : (2) "Türkiye'de üretilen tüm haberlerin ana sağlayıcısı Anadolu Ajansıdır. Mesela 1 31 Ekim, yani bir aylık süre içerisinde TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerle...

06.11.2013 01:28

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Türkiye'de üretilen tüm haberlerin ana sağlayıcısı Anadolu Ajansı'dır. Mesela 1-31 Ekim, yani bir aylık süre içerisinde TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerle ilgili 496 haber geçilmiş, 31 gün içinde. Bu haberlerin partilere göre dağılımı şöyle: CHP 194, MHP 110, BDP 78, Ak Parti 71. 1 Ekim 2012 ile 30 Eylül 2013 dönemini kapsayan süre içerisinde CHP 498, MHP 213, BDP 35, Ak Parti'nin 95 basın toplantısı izlenerek haberleştirilmiş" dedi.

Arınç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun 2014 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2012 Yılı Kesinhesap Kanunu Tasarısı üzerinde görüşmelerinde komisyon üyelerinin sorularını yanıtladı.

Kurumların bütçeleri üzerindeki görüşmelerin sona erdiğini belirten Arınç, konuşmalar sırasında notlarını aldığını ve eleştirilere cevap vereceğini kaydetti. Arınç, Plan Bütçe Komisyonu'nun huzuruna çıkmaktan gurur duyduğunu ifade ederek, "Meclis Başkanlığım döneminde yapılmayan bir şeyi de yapmıştım. Hesap vermiştim. Hesap vermenin bizim için bir görev olduğuna inanıyorum. Böyle bir komisyonda yer almanın özellikli bir iş olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

Arınç, komisyon üyelerinin sorularından ve konuşmalarından yararlandığını ancak bazı milletvekillerinin mütecaviz bir dil kullanarak, kendisine bağlı Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'nu vatan hainliği ile suçladığının altını çizdi. Arınç, "Bunu kesinlikle reddediyorum ve kendisine iade ediyorum. Bizim kurumlarımızın ve faaliyetlerimizin hiçbirisi ihanetle bağdaşacak faaliyetler değildir. Bu kastını aşan bir sözdür. Özür dilesin desem dilemeyeceğini biliyorum. Ama bunu ifade etmek benim bir görevimdir" dedi.

-Sayıştay raporları

Milletvekillerinni kendisini incitecek şeyler söylediğini ancak iyi niyetli olduklarını düşündüğünü dile getiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayıştay ile ilgili konu. Biraz da benim vicdanıma havale ederek Sayın Aslanoğlu, bu konuda ne düşündüğümü sordu. Dün Bakanlar Kurulu görüşmeleri sırasında bütçe görüşmeleri başladığı için bu konuda arkadaşlarımızın haklı görüşlerini dile getirdiklerini, uzun tartışmalar olduğunu duydum. Ve akşam tv kanallarında tartışmaların yaşandığına şahit oldum. Esasen bu konuya uzak değilim. Bu rapor olarak sunulan toplam 6 sayfalık yazının rapor denebilecek bölümü sadece küçük bir paragrafıdır. Başındaki bu kağıdı ortasındaki bu kağıdı, şunları saymazsanız bunların özeti küçük bir paragraftır. Bunu rapor olarak yazmışlar. Kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz? Bunu herkes kendisi takdir edecektir ama ortada bir sorun var. Sayıştay Başkanlığı Meclisimiz adına doğrudan denetim yapan bir kurum. Benim zamanımda öyleydi. Biz bu kurumla yakın ilişkiler içinde olduk. Başkanını, üyelerini seçiyoruz. Ona güveniyoruz. Onun kamu bütçesinin kullanılması konusunda neler yapması gerektiğini söylüyoruz. Onun raporlarını esas kabul ediyoruz."

Arınç, danışmanlarından birinin Sayıştay Başdenetçisi olduğunu anımsatarak  Sayıştay'ın Divan-ı Muhasebattan bu yana Türkiye için ne kadar önemli olduğunu ve Sayıştay'ın incelemelerine ve sorgulamalarına ne kadar ihtiyaç olduğunu bilen bir kişi olduğuna vurgu yaptı. Arınç, "Şu anda çok iyi bir düzeyde bu görevini yapmadığı kanaatindeyim. Bu benim şahsi düşüncemdir. Yani Sayıştay'ın bu görevlerini layıkıyla yapabilmesi için kendisine bir imkan hazırlanması, yazılı hukuk gerekiyorsa da bir yasal düzenleme yapılması gerekiyor" diye konuştu.

Sayıştay raporunda yer alan ifadeler karşısında hazırlattığı yazıyı komisyon üyelerine veren Arınç, kendisine doğrudan bağlı olan kurumun Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü olduğunu, diğerlerinin tamamının ise özel bütçeli olduklarını belirtti. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün kendi gelirleri ile giderlerini tanzim ettiğini, diğer kurumların da bu şekilde olduğunu kaydeden Arınç, "Özel bütçeli kurumlar açısından saymazsak, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü bakımından bu rapor denilen kağıt ne ifade etmektedir, izin verirseniz tüm arkadaşlarımıza çoğaltarak bunu takdim edeyim" dedi.

Arınç, Anadolu Ajansı'nın bütçesinin komisyon üyeleri tarafından dile getirildiğini ve konuya ilişkin açıklama yapmak istediğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Plan Bütçe'de benim kurumlarımla ilgili olsun olmasın, bütçe ile ilgili olsun olmasın pek çok şey konuşuluyor. Bir kısmına cevap vermeyebiliriz. Bu bizim bütçemizin konusu değil diyebiliriz. Anadolu Ajansı doğrudan bütçesi olmamakla birlikte Basın-Yayın Genel Müdürlüğü bütçesi içinde kendisine kaynak aktarılan bir kurumdur. Şirket statüsündedir. Bu şirket hisselerinin bir kısmı hazineye aittir, bir kısma şahıslara aittir. Ancak her devlette olduğu gibi bir ajansın, devletin bir katkıda bulunması gerekir ki görevini yapabilsin. Atütürk'ün 1920'de kurduğu iki kurum var. Birisi o zamanki Matbuat Genel Müdürlüğü, şimdiki Basın-Yayın, bir diğeri de Anadolu Ajansı. Dolayısıyla Ekrem (Çelebi) beyin Anadolu Ajansı'ndan bahsederken ki söylediği sözler bizim bütçemizle doğrudan olmasa bile dolaylı olarak ilgilidir. Ama burada  bütçesi konuşulmayan tek kurum TRT kurumudur."

TRT'nin 2008'de çıkan kanunla ve daha önceden de özerk bir kurum olduğunu ve denetleme bakımından KİT statüsünde olduğuna işaret eden Arınç, KİT kurumunda TRT'nin her zaman hesap verdiğini ama TRT'nin Meclis yayınları ve tarafsızlık gözetmediğine dair eleştiriler olduğunu anımsattı.

-Meclis TV yayınları

Arınç, TRT3'ten Meclis yayınları yapıldığını, bunun kanunla belirlendiğini dile getirerek, TBMM faaliyetlerinin ne kadar yayımlanacağının TBMM Başkanlığı ile TRT arasında yapılacak protokol ile belirleneceği hususunun ilgili maddede yer aldığını hatırlattı. Protokolün 1994'te, Hüsamettin Cindoruk'un TBMM Başkanlığı döneminde yapıldığını anımsatan Arınç, "2002'nin sonunda Meclis Başkanı olunca TBMM'de iki parti vardı. O güne kadarki uygulamalar, mesela grup toplantıları iktidar grubu 20 dakika, muhalefet gruplarının 10'ar dakikalık yayın süresi vardı. Bunun dışında da sadece haber niteliğinde gördükleri bir iki şeyi yaparlardı. Meclis'in o saatler içindeki yayını devam ederdi. Yayın saatleri de aşılmıştı hatta. Saat 14.00 ile 19.00 arasında değil, gece sabaha kadar yayınlar yapılıyordu" ifedelerini kullandı.

Arınç, Başkanvekili olan Ali Dinçer ve Yılmaz Ateş ile birlikte çalıştığını ve partilerin grup toplantılarının canlı yayınlaması konusunda ve başka konularda düzenlemeler yaptıklarını söyledi.  Bunun kendisi ve Köksal Toptan döneminde sorun olmadan devam ettiğini ancak Mehmet Ali Şahin'in döneminde TRT'nin bir yazı göndererek protokolün yenilenmesi konusunda talepte bulunduğunu kaydeden Arınç, Meclis Başkanlığı'nın mevcut protokolün aynen uygulanacağı konusunda cevabi yazı gönderdiğini anlattı. TRT'nin kanal sayısının 3 iken alındığını ve bugün 15'e çıktığını, TRT3'ten de canlı yayın hakkını aldığı Alman liginin maçlarını yayınladığını anımsattı. Maçların saatlerinin saat 20.00 gibi başladığını dile getiren Arınç, "Öyle bir protokol yapalım ki, hem maçları yayınlama imkanımız olsun, hem de mümkünse sizinkileri de yayınlayalım. veya bu saatlerin dışına taşacak bir protokol yapalım. Ben genel müdüre sordum bunu. Ben Meclis TV yayınlarının alabildiğince geniş olmasına şahsen inanan bir insanım" diye konuştu.

Arınç, CHP, MHP ve BDP'nin grup toplantılarının verildiğini belirterek, kanunla TRT'nin bir kanalının TBMM'nin yayınlarına tahsis edilebileceğini söyledi. Arınç, "Bunu Meclis'ten çıkaracaksınız. Bana sorarsanız, ben size fikrimi söylüyorum. Bugünkü gidişat böyle devam etmelidir diyenler de çıkabilir. Siz Meclis'ten bunu kendiniz diğer partilerin ittifakı ile de çıkarabilirsiniz. Bunun çok örneklerini yaptınız. Milletvekili maaşları konusunu nasıl 4 parti biraraya geldi ve çıkardı. Şikenin, spordaki şiddetin azaltılması veya çogaltılması konusunda nasıl bütün partiler imza verdi ve kanun çıkardı. Benim eleştirmeme rağmen. Böyle bir kanunu getirin mecbur kalırız bir kanalı tamamen size tahsis ederiz. Yol da gösteriyorum" dedi.

Komisyon üyelerinin "Kanuna imza atar mızınız?" diye sormaları üzerine Arınç, "Ben imza atmam. Ben hükümetin bir üyesiyim. Bu işi yapacak olan sizsiniz" yanıtını verdi.

TRT'nin taraflı yayın yaptığı iddiası

Arınç, TRT'nin taraflı yayın yaptığı iddiasının sürekli dile getirildiğini belirterek, "Benim dönemimde biz tarafsızlığa dikkat etmeye gayret ediyoruz. İkincisi özellikle seçim zamanlarda YSK kendi kararlarını alıyor. Bu kararlara göre de eşitlikçi ve adaletçi zaten davranmak mecburiyetindeyiz" dedi.

TRT Genel Müdürüne ve program yapanlara bütün partilerden konuşmacı davet etmelerini söylediğini ancak bazı partilerin özellikle TRT'ye konuşmacı göndermediklerini dile getiren Arınç, "TRT konusunda ambargo var. Yalvarıyoruz. En azından fikirlerini ifade edecek bir arkadaşımız, teke tek de olabilir. Çoklu da olabilir. Bırakınız TRT'ye milletvekilini veya partisini temsilen birisini göndermeyi 'TRT izlemeyin ve izlettirmeyin' diye talimatlar olduğunu da biliyoruz" diye konuştu.

Arınç, TRT'de son aylarda en çok programa çıkan kişinin CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin olduğu bilgisini vererek, BDP Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Sırrı Sakık, Pervin Buldan ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in de TRT yayınlarına çıktığını kaydetti.

-"AA verileri daha enteresan"

Başbakan Yardımcısı Arınç, Anadolu Ajansı'nın verilerinin daha enterasan olduğuna işaret ederek, "Türkiye'de üretilen tüm haberlerin ana sağlayıcısı Anadolu Ajansı'dır. Mesela 1-31 Ekim, yani bir aylık süre içerisinde TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerle ilgili 496 haber geçilmiş, 31 gün içinde. Bu haberlerin partilere göre dağılımı şöyle: CHP 194, MHP 110, BDP 78, Ak Parti 71. 1 Ekim 2012 ile 30 Eylül 2013 dönemini kapsayan süre içerisinde CHP 498, MHP 213, BDP 35, Ak Parti'nin 95 basın toplantısı izlenerek haberleştirilmiş" ifadesini kullandı.

Sayılarının artmasının nedeni olarak bir günde iki grup başkanvekilinin, 3 milletvekilinin basın toplantısı yapması olarak gösteren Arınç, "Aynı dönemde MHP'nin grup başkanvekili düzeyinde 129, CHP'nin 65, BDP'nin 52, AK Parti'nin 9 toplantısının haber yapılmış. Rakamlara bakıldığı zaman AK Parti lehine sayılabilecek bir rakam da doğrusu görünmüyor" dedi.

Arınç, komisyon üyelerinin "içerik de önemli" demesi üzerine  "İçerik de önemli. Tabi içeriği arkadaşlarımız kendileri seçiyorlar. Biz onların ne konuştuğunu bilemeyiz. Yani düşünün ki, her gün bir basın toplantısı yapma gayreti içerisinde olan bir Özcan Yeniçeri arkadaşımız var, her gün ekran önüne çıkmaya çalışan bir Oktay Vural arkadaşımız var. Bir başkası var. O onların haklarıdır. Hakları konusunda bir şey diyemeyeceğim. İçeriği konusunda da bir şey diyemeyeceğim. Ne söylerlerse biz az yayınlarsak belki Star TV daha fazla yayınlıyor. Özel televizyonculuk da var Türkiye'de. Özellikle bazı isimler konusunda bazı televizyonların çok istekli çok iştahlı olduklarını da az çok biliriz" değerlendirmesinde bulundu.

- Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Politika 2014 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement