Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, taşımalı eğitimin belli bir strateji dahilinde rahatlatılması ve bunun öğrenme kalitesine etkisi çerçevesinde bir değerlendirmeye tabi tutulmasının zaruri olduğunu söyledi.
TBMM Genel Kurulunda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü; Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü ile 125 üniversitenin bütçelerinin görüşmeleri sürüyor.
Bakanlığının bütçesi üzerinde konuşma yapan Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "Ülkemizin her çocuğu, gözümüze bakan her evladımız bizim için çok değerli ve eğitime erişimlerini sağlamak bizim bir vebalimiz, bizim bir borcumuz." dedi.
Türkiye'de tekil olarak bazı olaylardan ya da güncel birtakım hadiselerden elbette söz edildiğini, bunların bir kısmının gerçekten söz konusu olduğunu söyleyen Selçuk, şöyle konuştu:
"2018-2019 eğitim öğretim yılında toplam 1 milyon 320 bin 708 öğrenci taşıma hizmetlerinden faydalanıyor. Bakanlık bütçemiz ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'ndan taşıma ve öğle yemeği hizmetleri için toplam 4 milyar 156 milyon lira da kaynak ayrılmıştır. Taşımalı eğitimin belli bir strateji dahilinde rahatlatılması ve bunun öğrenme kalitesine etkisi çerçevesinde bir değerlendirmeye tabi tutulması zaruridir. Çünkü 'taşımalı eğitim kötüdür' ya da 'iyidir' diye bir şey söylemekten çok, rasyonel olarak neye hizmet ettiğine bakmak lazım. Bugün Kanada'da, Amerika'da, Yeni Zelanda'da da benzer bir durum var. Bu, yerleşim yerlerinin dağınıklığından ya da göçlerle ilişkili birtakım durumlardan kaynaklanan birçok parametreden etkileniyor. Ama bu etkileri sağlıklı analiz edip nerede gerçekten ihtiyaç var, nerede gerçekten ihtiyaç yok; bununla ilgili de bir analiz çalışmamız söz konusu."
"Küresel rekabetin bir ana problemi"
"Bir yılın içerisinde Milli Eğitim Bakanlığında en fazla nerede mesafe alınacak?" diye bir soru sorulsa, bunun "mesleki ve teknik eğitim" olduğunu çok rahatlıkla söyleyebileceğini diye getiren Selçuk, çünkü mesleki, teknik eğitimin, ülkenin iktisadi hayatıyla eğitim hayatının buluşturulması ve senkronizasyonu konusundaki etkisinin çok önemli olduğunu söyledi.
Selçuk, "Eğer biz mesleki ve teknik eğitimi dış ticaret açığımızla ilişkilendirmezsek, organize sanayi bölgelerimizle ilişkilendirmezsek, mevcut kaynak yönetimimizle ilişkilendirmezsek, oralar sadece okul olurlar; hayata dokunan, sanayiye dokunan, ekonomiye dokunan kurumlar olamazlar." diye konuştu.
Bu konuyla ilgili birçok kurumlarla işbirliği yaptıklarını anlatan Selçuk, "Bunu sadece eğitim sisteminin ülkemizde iyileştirilmesi olarak görmüyoruz, küresel rekabetin bir ana problemi olarak görüyoruz. O bakımdan çok önemli." değerlendirmesini yaptı.
Selçuk, bilim, sanat, spor ve benzeri alanlardaki özel yetenekli çocukların, yeteneklerine uygun eğitim ortamı sağlamakla ilgili de yeni bir modernizasyon süreci içerisinde olunduğunu bildirdi.
Özel okulların sayısının giderek arttığını ancak mevcut durumda kalitenin de yükselmesine ilişkin ve bir özel okul açmanın standartları ve ana şartları konusunda da bazı tedbirler aldıklarını ifade eden Selçuk, bunu kamuoyuyla yılbaşında paylaşacaklarını kaydetti.
-"Eğitim, mutabakat gerektiren bir kurum"
Selçuk, yükseköğretim anlamında da oldukça rekabetçi bir anlayışa ihtiyaç bulunduğunu, yükseköğretime erişim ve yükseköğretim alanındaki okullaşma oranının kalite bazlı ilerletilmesi ve Yükseköğretim Kalite Kuruluyla ilişkilendirilmesinin bu amaca yönelik olduğunu belirtti.
ÖSYM'nin, 2019 yılında 186 sınav koordinatörlüğü aracılığıyla yaklaşık 8 milyon aday için sınav gerçekleştireceğini bildiren Selçuk, elektronik sınav uygulamasının yaygınlaşmasının da çok önemli olduğunu ifade etti.
Ziya Selçuk, "Biz eğer eğitime bakarken bir sistem bütünlüğü içerisinde bakarsak ve evrensel bakarsak o zaman içeride yaptığımız işin daha sahici olmasına hizmet etmiş oluruz. Aksi takdirde eğitimin operasyonel düzeyindeki bazı tekil sorunlar üzerinden bütün eğitim sistemini yorumlamaya ya da eleştirmeye kalkarsak bütün manzaranın, fotoğrafın silüetini de kaybetmiş oluruz. Yapmak istediğimiz şey eğitim sisteminde küresel rekabete dayanıklı bir altyapı geliştirmek ve bunun için de birkaç yıl içerisinde bir temel çerçeveyi ortaya koymak." değerlendirmesinde bulundu.
Selçuk, sözlerini şöyle tamamladı:
"Eğitim, ülkemizin yarınını şekillendiren en önemli unsur ve bir toplumsal mutabakat gerektiren bir kurumdur. Eğer burada bir mutabakat oluşturmazsak, bir ortak payda oluşturmazsak eğitimle ilgili hiçbir zaman bütünleşik, entegratif bir enerji alanımızı da ortaya koymuş olamayız. Hükümetimiz bu bilinçle hareket etmekte, eğitim alanına yönelik yatırımlarını bilimsel ve pedagojik gelişmelere uygun bir şekilde sürdürmeye çalışmaktadır. Milli Eğitim Bakanı olarak şahsım, eğitim camiamız ve milletimiz adına genel bütçeden en büyük payı eğitime ayırma geleneğini başlatan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bu sürece katkısı olan, bize destek veren herkese teşekkür ediyorum. Eğitimin ortak memleket meselesi olarak görülüp bu desteğin sürdürülmesi oldukça önemlidir."
(Bitti)
Son Dakika › Politika › 2019 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?