Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Yürütmede öyle bir dirayet var ki, dış politika ile yürütme beraber yürüyor" dedi.
Marriott Otel'de düzenlenen 6. Büyükelçiler Konferansı'nın açılışına Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun yanı sıra eşi Sare Davutoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Gökhan Çetinsaya, milletvekilleri ve büyükelçiler katıldı. Bakan Davutoğlu, büyükelçilere hitaben yaptığı konuşmada, güçler ayrılığı prensiplerinin doğru tanımlanmak zorunda olduğunu belirterek, "Yasama, yürütme ve yargı erkleri yerinde ağırdır. Taş yerinde ağırdır. Dinamik ekonomi ancak etkin yürütmede mümkündür. 10 yıl içinde Türkiye ekonomisi 4 kat büyümüşse bunda yürütmenin çok büyük ve önemli bir rolü var. Yürütmede öyle bir dirayet var ki, dış politika ile yürütme beraber yürüyor. Görünmez koalisyonlar, yürütme etkinliğini yok eder. Modern bürokrasi rasyonel bürokrasidir ve aidiyeti devletedir. O aidiyetin göstergesi de gücünü devletten alan siyasi iktidarın halk ile birlikte yürütmesidir" dedi.
Demokratik ülkelerde politikanın siyaset tarafından belirlediğinin altını çizen Davutoğlu, "Siyaset tarafından belirlenen siyaseti büyükelçilerimiz yürütür. Bütün dünyada etkin bir diplomasimiz varsa, bu nedenle var. Bundan sonra da böyle olacak. Demokratik toplumda olduğu gibi kararlar hükümetler tarafından verilecek ve bürokrasi de o hükümetin emrinde devlete aidiyet içerisinde çalışacak. Yürütme ile siyasi irade arasında bir karşıtlık oluştuğu zaman siyasi irade ile test edilemeyen bürokrasi ile karşı karşıya getirme çabası, ülkelere çok büyük zararlar verir. Görünür koalisyonlar her zaman olabilir. Ama görünmeyen koalisyon bir ülkede etkinliği yok eder. Yürütmenin tabii her an hesap verebilir olması lazım ve hesap vermekten kaçınmaması lazım. Bu nedenle 10 yıldır hiçbir hesap vermeden ve verme iradesinden kaçınmadık" ifadelerini kullandı.
"YARGI BAĞIMSIZLIĞI ESASTIR"
Yargı bağımsızlığına dikkat çeken Davutoğlu, "Yargı bağımsızlığı esastır. Siyasetin esası adalettir. Yargı yürütmeyle arasına mesafe koyarak ve özgür biçimde karar vererek tavrını sergileyecek. Ama yargı ile yürütme arasında ilişkilerin flulaşması büyük sıkıntılar doğurur. Terazi mekanizma olarak önemlidir. Ancak önemli olan o teraziyi tutan dayandığı kalp ve oradaki vicdandır. Yani adalet terazisidir, ki bu adalet terazisi kavramı bütün kadim kültürlerde yer etmiştir" şeklinde konuştu.
Bireylerin onurunun ekonomik yeterliliğe sahip olmasıyla ortaya çıktığını söyleyen Bakan Davutoğlu, "Vatandaşın onurunu koruyacaksınız belli bir düzeyin üzerinde tutacaksınız. Devletler de aynı şekilde, ekonomisi güçlü olmayan devletlerin kendi onurlarını koruması zorlaşır. 2002 yılında Türkiye'de günde 1 doların altında yaşayan kişilerin oranı yüzde 0.5 -1 idi. 2012'de 1 doların altında kimse kalmadı. Günde 2 doların altında geliri olanlar da 2-3 idi, bugün 3 doların altında kişi kalmadı. 2002 doların altında geliri olanların sayısı yüzde 30'du, bugün bu oran yüzde 2.3'e düştü. Türkiye ekonomik olarak kalkınırken, belli bir seviyenin üzerine çıkmazsanız demokrasiyi de yaşatmak zorlanır" diye konuştu.
"AB İLE İLİŞKİLERİMİZ STRATEJİK İLİŞKİLERDİR"
Ülkelerin insan kaynağını doğru yönetme ihtiyacına işaret eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Otoriter anlayışlarda vatandaş ya da tebaa göz önünde olmalı ki kontrol edilebilsin. Biz aksini düşünüyoruz. 75 milyon ne kadar hareket ederse o kadar değer üretir diye düşünüyoruz. Hareket eden vatandaşlarımızdan kimi zaman kaçırılanlar oluyor. Hepimiz bunlarla sürekli mücadele ediyoruz. Şu ana kadar 178 vatandaşımızı zor şartlarla aldık getirdik."
Davutoğlu, etkin diplomasinin dört ayağından bahsederek, "Biz tarihimizle gurur duyduk, duymaya devam edeceğiz. Orta Doğu'da da, Balkanlar'da da, Kafkaslar'da da insan onurunu ele alan bir dış politika geliştirmek, yeni çözüm yolları bulmak demektir. AB ile ilişkilerimiz stratejik ilişkilerdir. Biz bir yandan Avrupa'nın ekonomik ve siyasi anlamda bir parçasıyız. Aynı zamanda da siyasi tercihimizdir. Ama bunun yanında da Asya ve Afrika'nın da komşu ülkelerinin de asli unsuruyuz. Afrika'ya, Asya'ya, Ortadoğu'ya oryantalist olarak bakmayız. Çünkü oralar da bizim tarihimizin bir parçasıdır. Bu bakımdan Avrupa'nın parçası olmak ve AB ile müzakere eden bir ülke olmak üzere 2013'ün belki de en önemli konusu vize serbestisi anlaşmasının imzalanmasıdır" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin TKKTC sorununun çözümünde samimiyetini gösterdiğini kaydeden Bakan Davutoğlu, "Proaktif çabalarımızı da sürdüreceğiz. Şimdi Kıbrıs'tan kaynaklanan bütün bu sıkıntılara rağmen AB sürecini hızlandırmak için olağanüstü bir çabayla çalışıyoruz. Onun için yeni fasılların açılması ve 23 ve 24. başlığın açılması için yoğun çaba gösteriyoruz" ifadelerini kullandı.
Davutkoğlu, Türkiye'nin komşuları ile iyi ilişkiler kurmaya başladığını vurgulayarak şöyle devam etti:
" Yunanistan'a bakın. Neredeyse dünyayı birbirimize dar ettik. Batı'dan gelen ziyaretlerde önce Atina'ya gidelim, sonra Ankara'ya gidelim dedik. Bütün cumhuriyet tarihinde 34 anlaşma imzaladığımız Yunanistan ile 50 anlaşma imzaladık. Karşılıklı ziyaretler neredeyse rutine bindi. İran için de durum böyle. Bütün bu ülkelerle kurduğumuz yüksek düzeyli stratejik işbirlikleri ile Türkiye'nin İran, Rusya, Azerbaycan, Kazakistan ve Mısır'la dış ticareti 8 ila 10 misli artmıştır. 13 komşu ülkeyle ticaretimiz 12 milyardı, şu an 98 milyar."
"MAZLUMUN VE İNSANLIK ONURUNUN YANINDA DURUN"
Davutoğlu, büyükelçilere şu uyarıları yaptı:
"Mazlumun ve insanlık onurunun yanında durun. Ortadoğu'daki gelişmeler büyük sancıları beraberinde getiriyor. Arap Baharı'nı Türkiye başlatmadı ama Türkiye'den ilham alanlar oldu. Aynen istiklal mücadelemizden ilham alan diğer ülkeler olduğu gibi. Biz ilham vermeye mümkünse devam edeceğiz. Ama biz başlatmadık Arap Baharı'nı, herhangi bir ülke halkına da bu taleplerde bulunun demedik. Ama talepleri 75 yıllık Türkiye halkının kendisine istediği taleplere uygunsa onun karşısında duramayız."
Suriye konusunda ise Davutoğlu, "Bugün Suriye politikasında etkili olduğu düşünülen ülkelerin çoğu hiçbir müdahalede bulunmazken, biz 2011'de Esad'ı ama halkla orduyu karşı karşıya getirme demekle geçirdik. Şimdi rasyonel diplomasi zamanıdır. Etkin diplomasi saygın diplomasidir. Yanı başımızda Orta Doğu'nun modern dönemdeki en kanlı savaşının yürüdüğünü unutmayalım. İran-Irak savaşını bir yana koyalım" diye konuştu. - ANKARA
Son Dakika › Politika › 'Dış Politika ile Yürütme Beraber Yürüyor' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?