İçişleri Bakanı Efkan Ala, Suriye'ye yurtdışından giden "yabancı savaşçılar" konusuna ilişkin, "Bugüne kadar 7 bin 833 kişiye Türkiye'ye giriş yasağı koymuş vaziyetteyiz. Bin 56 kişiyi de sınır dışı ettik" dedi.
Ala, Ankara bir otelde düzenlenen 7. Büyükelçiler Konferansında, Türkiye'nin hedeflerinin bulunduğunu bildirdi.
Bu hedeflere ulaşmış, ileri demokrasiye kavuşmuş, ekonomisini daha da güçlendirmiş bir Türkiye'ye ulaşmanın yolunun, reformlardan geçtiğini vurgulayan Bakan Ala, dünyadaki, bölgedeki ve ülkedeki gelişmelerden bunların etkilemesinin doğal olduğunu bildirdi.
Büyükelçilerin, yurtiçinde yapılan çalışmaları, yurtdışında anlatmalarının önemine değinen Ala, dünya genelinde kuzey-güney ve doğu-batı ekseninde bazı ayrışmaların olduğunu söyledi.
Kuzey- güney söz konusu olduğunda zenginlik, fakirlik, doğu-batı söz konusu olduğunda ise kültürler çatışmasının, buluşmasının söz konusu olduğunu dile getiren Ala, iletişim devrimiyle bunların bir araya geldiğini, insanların her türlü bilgiye kolayca ulaşabildiğine dikkati çekti.
Bunun olumlu ve olumsuz yanlarının bulunduğunu vurgulayan Bakan Ala, şunları söyledi:
"Bölgemizde gerçekten istikrarlı Türkiye gibi çok az ülke var. Çok az demokratik, siyasi istikrarını devam ettiren, ekonomik gelişmesini sağlayan ülke var, Türkiyemiz var ama yanı başımızda çok ciddi sorunlar yaşayan Suriye, Irak, Ortadoğu ülkeleri var. Bütün bunların bizi etkilemesi söz konusu. Böyle bir dünyada yolumuza reformlarla devam ediyoruz. 90'lı yıllarda dünyada her hangi bir sorun yokken, Türkiye 3-4 krizi bir arada yaşamıştı. 2002'den beri son yıllarda gelişmiş ülkeler kriz yaşarken, Türkiye yoluna devam ediyor. Bunu nasıl sağlıyor? Siyasi istikrarıyla, yaptığı reformlarla."
Anadol örneği
Türkiye'nin toplumsal olarak tarım, sanayi ve bilgi çağını bir arada yaşadığını belirten Ala, siyasal sistemin ise 1960'dan bu yana defalarca dolaylı ve doğrudan darbelere maruz kaldığını söyledi.
Bu sistemin oluşturduğu bir statükonun bulunduğunu vurgulayan Ala, "Bu statükoyla ittifak yaparak, müttefik olarak kendisini besleyen bazı mekanizmalar var" diye konuştu.
Reform yaparken bu mekanizmalara dokunulduğunu, engellemeleriyle karşılaşıldığını aktaran Bakan Ala, "Reform yaparken kuralları demokratikleştiriyorsunuz, eğer kurumları demokratikleştirmezseniz, demokratik ülkelerde, batıda aldığınız sonucu alamıyorsunuz. Çünkü bir otoban yapıyorsunuz, kurallar diyelim, üzerindeki otomobil Anadol. Yol almıyor. Çünkü o kurumları da eğer otomobile benzetirsek, demokratikleştirmemiz gerekiyor ki o kurallardan arzu ettiğimiz demokratik sonuçlar çıksın" ifadelerini kullandı.
"Ciddi bir tutarsızlık ve paradoks var"
Değişim süreçlerinin başarılı olması için tepeden başlaması gerektiğini bildiren Ala, "Bu reformları yaparken hangi iklimi soluyoruz? Halen 1980'de yapılmış bir anayasanın oluşturduğu siyasal iklimi soluyoruz ve onun içerisinde reform yapmaya çalışıyoruz" dedi.
Türkiye'nin demokratik atmosferde yapılmış, sivil, demokratik bir anayasaya ihtiyacının olduğunu vurgulayan Bakan Ala, "Bunu henüz topyekun gerçekleştiremediğimiz için de içerideki reformlarda ciddi dirençlerle, bu anayasal düzenin, kurulu düzenin, statükonun beslediği kimseler, kurumlar, kimseler, oluşumlar tarafından ciddi dirençlerle karşılaşıyoruz" diye konuştu.
AK Parti hükümetlerinin sürekli reform yaptığını ifade eden Bakan Ala, bu süreçte demokratik açıdan geriye götürecek bir adımın atılmadığını da vurguladı. Demokratik düzenlerde kuralları değiştirmek konusunda muhalefetin daha atak olmasının beklendiğine dikkati çeken Ala, "Ama ülkemizde böyle olmuyor. Hangi reformu yapmaya çalışırsak, adım atarsak, o statükonun müttefikleri tarafından dirençle karşılaşıyorsunuz. Bir direnç söz konusu olabiliyor" diye konuştu.
Türkiye'nin her zaman AB ilerleme raporlarında, jandarma üzerinde sivil denetimin ve yetkinin yeterli olmamasından dolayı eleştirildiğini hatırlatan Ala, "Şimdi onu giderici bir tasarı gönderdik Meclis'e. Hemen Türkiye içerisinden ve AB'den yana olduğunu söyleyen mekanizmalar tarafından ya da partiler tarafından, sivil toplum örgütü diyebileceğimiz yerler tarafından eleştiriliyor. Burada ciddi bir tutarsızlık ve paradoks var" görüşünü paylaştı.
Yabancı savaşçılar
Bakan Ala, normal kurallar içerisinde gerçekleşen bir gösteri, toplantı olduğunda demokratik ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de güvenlik güçlerinin, toplantıyı yapanların güvenliğini sağlamak için görev aldığını belirterek, şunları söyledi:
"Oysa sanki o toplantıda olup biteni, onlar olmasın diye oradaymış gibi bir algıyla sürekli eleştiriliyor ya da iş yapılıyor. Bunlardan da bizim çıkmamız lazım. Hem uygulamalarımızla çıkacağız hem de gelişmiş ülkelerden baktığımızda bir takım aksaklıklar varsa onları gidereceğiz. Ama bütün bunları reforme etmek dururken, hiç bu kurallara uymadan ortalığı yakıp yıkmak, şiddet uygulamak sanki toplantı gösteri yürüyüşüymüş gibi bu sefer bazı kesimler tarafından algılanıyor ve böyle anlatılıyor. Bu da doğru değil, tamamen yanlış."
Suriye ve Irak'taki olayların ardından Türkiye'ye 1 milyon 660 binden fazla sığınmacının geldiğini belirten Ala, bununla ilgili 4,6 milyar dolardan fazla harcama yapıldığını, dünyadan ise sadece 200-250 milyon dolar yardım geldiğini söyledi.
Suriye'ye yurtdışından giden "yabancı savaşçılar" konusuna da değinen Ala, "Bugüne kadar 7 bin 833 kişiye Türkiye'ye giriş yasağı koymuş vaziyetteyiz. Bin 56 kişiyi de sınır dışı ettik" diye konuştu.
Ala, söz konusu kişilerin geldikleri ülkelerin bununla ilgili ciddi bir tedbir almadığına dikkati çekerek, "Kaynak ülkeler, oralardan çıkışı önleyecek tedbirler almıyorlar. Almıyorlar da ne oluyor? Yine dönüp bizi eleştirmeye çalışıyorlar. Bu eleştirilerinde ne kadar haksız olduğunu da biz yüksek sesle söylemeliyiz" dedi.
"Yeni bir iletişim stratejisi"
Türkiye'nin yıllardır terörle mücadele eden ve terörün ne olduğunu çok iyi bilen bir ülke olduğuna işaret eden Ala, küresel teröre karşı da her zaman ittifak yapmayı arzu ettiklerini, bunu da söylediklerini hatırlattı.
Bu konuda, statükodan yana olanların ve onların müttefiklerinin kara propagandalarıyla karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Ala, "Buralarda terör örgütlerinin faaliyetlerinin artmasından neredeyse en çok olumsuz etkilenecek ülke olan Türkiye, 'Terör örgütleriyle işbirliği içerisinde' gibi gösterilmeye çalışacak kadar akıldan, izandan yoksun bir takım faaliyetleri gördük" değerlendirmesinde bulundu.
Güvenliği temel hak ve özgürlüklerin yaşanabilmesi için ihtiyaç duyulan kamu hizmeti olarak tanımlayan Ala, bu anlayış içinde de reformlar yaptıklarını söyledi.
"Bu reformları yaparken 1970'lerin öncesi Türkiyesi'nin paradigmalarına kodlanmış zihinlerin aktardığı bilgilerle hareket etmeyelim" diyen Ala, yeni Türkiye'nin yeni anlayışının yeni bir iletişim stratejisiyle aktarılması gerektiğinin de altını çizdi. - Ankara
Son Dakika › Politika › 7. Büyükelçiler Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?