Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliğine ilişkin, "Meclis hükümetin işine karışmayacak, hükümet Meclisin işine karışmayacak. Böylece geçmişte ülkemize çok ağır bedelleri olan tartışmaların, kavgaların, çekişmelerin de önüne geçmiş oluyoruz." dedi.
Erdoğan, Adana'da gerçekleştirilen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna parlamentonun üye seçemediğini anımsatarak, yeni dönemde ise 13 üyenin 7'sini parlamentonun, 4'ünü Cumhurbaşkanının seçeceğini, 2 üyenin ise Adalet Bakanı ve Müsteşarının olacağını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hani Meclis feshedilmişti? Bunları Meclis yapıyor. Yasal düzenlemelerin tamamı Meclise ait. Cumhurbaşkanı yasal düzenleme yapamaz. Sadece bütçe kanunu, Cumhurbaşkanı tarafından teklif edilir, Meclis kabul etmezse bir önceki yılın bütçesi yeni dönemde TEFE, TÜFE vesaire uygulamasıyla devreye girer. Yalan söyleme. Artık öğren bunları. Meclis hükümetin işine karışmayacak, hükümet Meclisin işine karışmayacak. Böylece geçmişte ülkemize çok ağır bedelleri olan tartışmaların, kavgaların, çekişmelerin de önüne geçmiş oluyoruz." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, katıldığı bir programdaki sözlerini meydandakilere dinleten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ey Kılıçdaroğlu, işte bu kavga olmasın diye Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığı birleştiriyoruz, anladın mı? Yalanın ölçüsü ve freni olmadığı için hızlarını alamayıp işi Meclisi, muhtarlıkları, lokantaları kapatacağımızı söylemeye kadar vardırıyorlar. 'Muhtarlıkları da kapatacakmış.' Bir defa Cumhurbaşkanı nasıl seçilerek geliyorsa muhtar da seçilerek geliyor. Dolayısıyla kararnameyle muhtarı kapatamazsın. Çünkü yasa, kararnamenin üstündedir, anayasa hepsinin üstündedir. Peki kararname nerede devreye girer? Bir boşluk var, Cumhurbaşkanlığı bununla ilgili bir kararname hazırlar. Eğer bu kararnameyi Meclis beğenmediyse, kabul etmediyse bu kararnameyi de iade edebilir. Her şey ortada. Güç kimde? Parlamentoda. Ama bunu anlatmaktan çekiniyor. Neymiş? 'Lokantaları kapatacakmış.' ya çok ayıp. Bu ülkede lokantaları kapatıp milletimizi Adana kebabından mahrum bırakacak adamın alnını karışlarlar alnını. Böyle saçmalık olur mu? Hani 'Ağzı olan konuşuyor' derler ya. Bunlarınki de tam o hesap. Sadece ağızları olduğu için konuşuyorlar. Ama ne söylediklerinin farkında değiller. Biri çıkıyor, 'evet' diyenleri İzmir'e dökmekten bahsediyor. İzmir'den denize dökecekmiş. Öteki çıkıyor, 15 Temmuz'a 'kontrollü darbe' diyor. İşte bu kadar kontrolü yitirmiş durumdalar. Zerre kadar sende onur varsa, zerre kadar haysiyet varsa çık, dosyalarını, belgelerini ver yargıya, yargı gereğini yapsın."
"Tankın üstüne çıksaydın da bir resim çektirseydin"
Darbe girişimi sırasında gece saat 2.30-3.00 civarında İstanbul Atatürk Havalimanı'na indiğini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"F-16'lar, helikopterler üzerimden uçuyor. Bütün vatandaşımla, halkımla orada bütünleşiyorum. Valimiz, 1. Ordu Komutanımız, onlarla hemen bir dar toplantı yapıyorum. Bana diyorlar ki 'Az önce buradan Kılıçdaroğlu geçti'. Nereye? 'Nereye gittiğini bilmiyoruz'. 11 buçukta falan geçmiş. Sonra öğreniyoruz ki Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gitmiş. Hani ya Kılıçdaroğlu sen diyordun ki 'Bu ülkede darbe olsa tankın üzerine ilk defa ben çıkarım'. Bak orada duran tanklar vardı, birisinin üzerine çıksaydın da oradan bir resim çektirseydin ve bugünün belgesi olsaydı nasıl olurdu? Bu iş yürek işi, yürek. Lafla olmuyor bu. Çıkmış şimdi televizyonlarda utanmadan şunu söylüyor; 'Sayın Cumhurbaşkanı Marmaris'ten hareket ettiği zaman bana haber verseydi, ben de o zaman oraya gelirdim.' İnsaf, insaf. Ben, 7 Ağustos Yenikapı buluşmasında onu davet ettim. Çok enteresandır ve katılamayacağını bildirdi özel kalemime. Daha sonradan nasıl olduysa baskı, baskı, baskı, Cumartesi Yenikapı buluşması, Cuma günü geleceğini bildirdiler. Baskılara dayanamadı. Sen busun. Dürüstlük yok. İşte onun için diyorum ki şimdi yalancının mumu yanıyor. Nereye kadar? 16 Nisan'a kadar bu mum yansın, 16 Nisan'da bu mumu milletçe söndürelim.
Milli iradeye saygısı olmayan, her fırsatta millete hakaret eden bu zihniyet, 16 Nisan'da bir kez daha hüsrana uğrayacaktır. Adana, 16 Nisan'da 'evet' diyerek bu kontrolsüz yalancılara dersini vermeye hazır mı? Adana 16 Nisan'da 'evet' diyerek cumhurbaşkanını seçerken hükümeti de sandıkta kurmaya hazır mı? Adana 16 Nisan'da 'evet' diyerek milletvekillerini sadece asli işlerini yapmak üzere Meclise göndermeye hazır mı?"
Türkiye'yi 3 kat büyüttüklerini belirten Erdoğan, eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette ve ulaşımda yapılanların bunu ortaya koyduğunu söyledi.
Merhum gazeteci Savaş Ay'ın, SSK hastaneleriyle ilgili yaptığı ve dönemin SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu'nun da katıldığı programın bir bölümünü izleten Erdoğan, "Buyrun, şimdi de bizim dönemimiz. Adana Şehir Hastanesi, bin 550 yataklı. Biz buyuz. Bizim farkımız bu. İnşallah çok kısa bir zamanda bu hastanemizi Adana'ya kazandırıyoruz. Fark bu. Niye? Adanalı'ya bu yakışır da onun için." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"İnsanca yaşamanın erdemine ulaşacağız. İşte kısa bir süre önce Mersin'e açtık. İnşallah şimdi şu gördüğünüz Adana Şehir Hastanesi. Bunlar benim aşkımdı, bunlar benim derdimdi. Allahıma hamdolsun şimdi bunlar hayata geçiyor. Hayata geçtikçe mutu oluyorum. Çünkü benim vatandaşım, 'Allah bu hükümetten razı olsun' veya 'Bu Erdoğan kulundan Allah razı olsun' demeleri var ya, bu bize yeter. Onun için bizim tek derdimiz var, hoş bir seda bırakmak. Nerede? Bu kubbede. Derdimiz bu."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Adana'da Toplu Açılış Töreni - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?