AK Parti Osmangazi İlçe Danışma Meclisi Toplantısı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bugüne kadar ordu eşittir CHP, eşittir iktidar, yargı artı CHP eşittir iktidar, formülüne inanmış bir ana muhalefet partisi var. Öbürünün iktidar emeli yok. Böyle bir iddiası da yok. 'İşte yüzde 10'ları aşarsam, 40-50 milletvekili içeride olursa bana yeter' diye bakıyorlar. Gerçek duran adamlar onlar bence. Ne ileri ne geri. Ne uzar ne kısalır" dedi.

Arınç, AK Parti Osmangazi İlçe Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin her yerde başarılı olduğunu belirterek, bu başarının sırrını örnek alacakları yerde, güçsüz insanların, "dalavereyle, entrikayla, hileyle" Türkiye'de iktidarı yıkmaya çalıştığını söyledi. Söz konusu kişilerin demokrasiye, demokrasinin erdemine inanmadığını vurgulayan Arınç, şöyle konuştu:

"'Ben halk ile daha iyi ilişki kurayım, halk bana sandıkta bana oy versin ve bu iktidarlar, kansız, entrikasız hilesiz el değiştirsin' diyemiyorlar. Çünkü bugüne kadar ordu eşittir CHP, eşittir iktidar, yargı artı CHP eşittir iktidar, formülüne inanmış bir ana muhalefet partisi var. Öbürünün iktidar emeli yok. Böyle bir iddiası da yok. 'İşte yüzde 10'ları aşarsam, 40-50 milletvekili içeride olursa bana yeter' diye bakıyorlar. Gerçek duran adamlar onlar bence. Ne ileri ne geri. Ne uzar ne kısalır."

AK Parti'yi seçenin millet olduğunu dile getiren Arınç, "Ağaçların yapraklarından, bir başkasının kuşlarının tüylerinden oy almıyoruz. Sandığa gidiyor millet ve iki seçmenden birinin oyunu alıyoruz. 'Bu her şey değildir' diyorlar. Kabul edelim her şey değil" ifadesini kullandı.

"İyi ama sen yüzde 20'yi geçtiğin zaman bayram ediyorsun. Yüzde 25'e 'Yarabbi çok şükür' diyorsun. Yani ağzından böyle bir kelime çıkmıyor da halinden de şikayetçi değilsin" diyen Arınç, "Yarabbi çok şükür" demenin bile bir erdem olduğunu söyledi.

Arınç, "yüzde 10'u aştık" diye bayram yapanların bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"2009 seçimlerinde sayın Baykal, 'bir tek İzmir'i kaybetmesek bize yeter' demişti. 81 il var. 80'ini kaybetseler, bir tek İzmir'i kazansalar seviniyor adam. Biz öyle miyiz? 16 büyükşehirden 12'sini aldık, niye 16'sı değil diyoruz. 11 milletvekili çıkarmışız, niye 12, 13 değil, niye Bursa'nın tamamı AK Partili çıkarmasın diyoruz. Bizim iddiamız büyük. Biz başarmaya, kazanmaya mecburuz. Milletten zorla oy alamazsınız."

Türk milletinin, "Sen başaramadın bizi perişan ettin, krizlerde ben yoksullaştım, fakirleştim, 600 bin lira olan dolar bir gecede 1 milyon 600 bin lira oldu. Sen beni perişan ettin. 20 banka soyuldu. Sen seyirci kaldın. Lanet olsun sana oy vermiyorum" dediğini ifade eden Arınç, milletin AK Parti'yi seçtiğini anlattı.

Arınç, birkaç gün önce ABD'den gelen yetkililerin, "Sizdeki sağlık politikası, hastane hizmetleri ABD'de yok" şeklinde Türkiye'den övgüyle bahsettiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Ben bunu daha önce de duydum. Ama işin içinde ABD olunca kimseyi inandıramam sanıyordum. Rahmetli Erbakan hoca, ne güzel söylerdi; 'En güzel şahadet, hasmın şahadetidir. Bir insanın hasmı evet böyledir derse o şahitlik makbuldür' derdi. Şimdi ABD'li de bana bunu söylüyor, Allah senden razı olsun. Senin ağzından duydum ya bunu, CHP görmesin bir şey değil, MHP duymasın bir şey değil be kardeşim. Bunu dünya biliyor."

Başbakan vekilliği yaptığı günlerde Gezi Parkı eylemlerine ilişkin bir grupla görüştüğünü anımsatan Arınç, samimi olanlara teşekkür ettiğini ve yapılan aşırı şiddeti de eleştirdiğini söyledi.

O günlerde kendisine, 3-5 çadırı yakanların polis değil, zabıtalar ve orada iş makinelerinde çalışan müteahhit elemanları olduğunun söylendiğini anlatan Arınç, "Derhal bunlarla ilgili soruşturma yapın, bunlar kraldan fazla kralcı olmuşlar. Kendi işlerini yapacakları yerde, ateşi büyütmüşler" dediğini kaydetti.

Arınç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, geçen gün, 7 zabıta ve 4 müteaahhit elemanının işlerine son verildiğini açıkladığını belirterek, "Ama arkadaşlar, onlara haksızlık yapılmış olsa ve biz tastik etmiş bile olsak, arkasından yapılan kötülükleri izah etmez bu. Arkasından yapılan bu cinayetlere hak verdirmez bu. Neden? Çünkü öyle bir yol açıldı ki, oradan organize suç örgütleri çıktı" diye konuştu.

-"Patrona Halil İsyanı"-

Yakıp yıkan, tahrip eden, milli serveti hiçe sayan suç örgütlerinin çıktığını vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:

"Bütün bunları 15 gün ülkemizi bir kaosa sokmak için uğraştılar. Çok şükür hükümetimiz güçlü, olayların üstesinden geldi. Bu olaylar bize çok şey hatırlatmalı. Sayın Başbakanımızın bu olaylarla ilgili olduğu, bütün kararlarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Sayın Başbakanımız, geldikten sonra bunlarla görüştü. Yargı kararlarının uygulanacağından ve diğer konulardaki kararlılığından bahsetti. 'Gezi Parkı kesinlikle ağaçlandırılmış olacak burada hiçbir şekilde AVM yapılmış olmayacak, ama şehrin bir şehir müzesine ihtiyacı var.' Başbakan daha ne söylesin?"

" Taksim'deki Gezi Parkı'yla, suç işleyenlerin serbest bırakılması arasında nasıl bir ilgi var?" diye soran Arınç,  "'Emniyet Müdürü ve Valinin kellesini isteriz' demenin, Patrona Halil İsyanı'ndaki, yeniçeri bozuntularından ne farkı olabilir? Biz bir hukuk devletiyiz. Bu hukuk devletini kimsenin çiğnemesine müsaade etmeyiz" dedi. Arınç, Türk milletinin, hükümetine güvendiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Büyük bir nefret ortaya çıktı. Biz siyasi partiler, birbirimizin sadece rakibiyiz. Bizim siyasi partiler, AK Parti'ye karşı bir siyasi rakip olarak değil bir düşman gibi hareket  ediyorlar. Düşman, düşmanımızdır, kesinlikle ortadan kaldırılması gerekir, bu toplulukların içerisinde ölüm çığlıkları atanlar vardı. Sizi orada bulsalar, adeta ellerinden kurtulmanız mümkün değil. Bu nasıl bir nefret. Bu nefreti hakkedecek ne yaptık biz?"

Kişi başına milli geliri 2 bin dolardan 10 bin 500 dolara çıkardıklarını, herkesin istediği hastaneyi tercih edebilmesine imkan sağladıklarını dile getiren Arınç, 18 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını, isteyenin, istediği yere uçabildiğini söyledi.

-"Kendilerini çapulcu olarak ilan ettiler"

Bunlara rağmen bazılarının "Onların hiç birisini istemiyorum, benim gözümde kan var. Kan kokusu aldım. Seni rakip görüyorum seni yok edeceğim" dediğine dikkati çeken Arınç,  bunun bir anarşizm ruhu olduğunu, sokakları anarşistlere bırakmayacaklarını ifade etti.

Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "3-5 çabulcudan bahsettiğini" belirterek, "Kendilerini çapulcu olarak ilan ettiler. Türk toplumunun genel değerleri, ortak değerleri içinde çapulcu olmak var mı Allah aşkına? Biz serseri dediğimiz zaman alkışlanacak insan mı anlarız? Berduş, ayyaş, hırsız, uğursuz dediğimiz zaman, bunu iltifat olarak kabul eden bir anlayış var mı Türkiye'de? Yok" dedi.

-"Çapulculuğu benimseyen bir zihniyet"-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün akşam yeni evlenen bir çifte "İki çabulcuyu tebrik ediyorum, onlardan iyi çapulcular bekliyorum" dediğini ifade eden Arınç, şöyle konuştu:

"Arkadaşlar geldiğimiz şu noktaya bakar mısınız? Bunu bir nikahta tebrik olarak söyleyen bir genel başkan, kendi iki çocuğuna da çapulcu gözüyle mi bakıyor? Torunları varsa onlara çapulcunun çocukları gözüyle mi bakıyor, sizi çapulcu gözüyle mi görüyor? Çapulculuğu benimseyen bir zihniyet. Bir kadın düşünün, bütün kadınlarımızdan özür diliyorum, elinde pankart, 'babası ayyaş annesi çapulcu çocukları devrimci' yazıyor. Bu pankart bana geçmişi hatırlattı. Biz çocuklarımızı okula gönderirken, yetiştiriren, büyütürken kızlarımız, eşlerimiz hamile kalırken, çocuklarını nur topu gibi doğururken, benim oğlum çapulcu olsun diye mi saçını başını okşuyoruz. Bu ne utanmazlıktır yahu. Bu ne aymazlıktır yahu. Ayyaşlığı, berduşluğu, çapulculuğu benimsemiş bir ahlaki erozyon, bir ana muhalefet partisi liderinin ağzına yakışıyor mu? Yakışmıyor."

-"İddian varsa çapulcuğula değil siyasetçiliğe soyunacaksın"-

"Allah'a hamd ediyoruz ki, biz AK Parti'liyiz" diyen Arınç, "Biz çocuklarımızın milli manevi değerlerle büyümesini yetişmesini isteriz. Çok şükür duamız, çapulculuk üzerine değil hayırlı evlatlar üzerinedir. Araçları yakan, içindekini ateşe veren, insanları göz göre göre ölüme atan, bankaları, iş yerlerini, esnafın dükkanlarını talan eden, yerde yatan insanın cebindeki cüzdanı bile çalmaya kalkan çapulculuk, Türkiye'ye yakışmıyor" ifadesini kullandı.

Arınç, bunların özenilenecek şeyler olmadığını vurgulayarak, "Başbakanımız çok sabetli söylemiş, '3-5' demiş. 3-5'in arasına girmek, içerisinde görünmeye çalışmak ne kadar büyük bir gaflet" diye konuştu.

Konuşmasına bir Nasreddin Hoca fıkrasıyla devam eden Arınç, şunları kaydetti:

"Nasreddin Hoca'yı bir gün çok kızdırmışlar. Sokağın içine girince basbas bağrımaya başlamış, 'filanlar' diye. 'Şimdi filanlar dersem üzerine alır birileri.' 'Filanlar' demiş sokağın öbür tarafına doğru. Bütün millet, salkım saçak balkonlardan, pencerelerden bakmaya başlamış, 'Hoca niye bağırıyor acaba' diye. Hoca kendi kendine söylenmeye başlamış, 'Ulan ne kadar da çoklarmış' demiş. Kendisini kızdıran 3-5 kişiydi, canı sıkıldı, sokağa geldi, bağırmaya başladı, millet de 'niye bağırıyor' diye pencerelerde. Hocanın da esprisi de 'ne kadar da çoklarmış.' Kılıçdaroğlu kulağına küpe olsun. Biz, sokakları yakıp yıkan, talan eden, ülkeyi ateşe verenlere çapulcu diyoruz, cevap Kılıçdaroğlu'ndan geliyor 'beni de unutmayın' diyor."

Ana muhalefet partisinin yarının iktidar partisi olduğunu belirten Arınç, "İddian varsa çapulcuğula değil siyasetçiliğe soyunacaksın, siyaset yapacaksın, memleketini, milletini, insanı seveceksin. İnsanın ortak değerlerine saygılı olacaksın" dedi.

Tüm İslam aleminin kandilini kutlayan Arınç, "Sayın Kılıçdaroğlu, senin de Berat Kandilin mübarek olsun" diyerek sözlerini tamamladı.

- Balıkesir