Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilerin karşısına çıktı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Gazze ziyaretini ertelemesinin iyi olacağını söyleyen ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'ye sert çıkan Arınç, "Kimseden izin alacak değiliz. Gazze'ye ziyaret tarihine hükümetimiz karar verir" diye konuştu.
Arınç açıklamasında İsrail hükümetinin Mavi Marmara'da hayatını kaybeden ve yaralananların yakınlarına ödeyeceği tazminatlarla ilgili şöyle konuştu:
TAZMİNATLARLA İLGİLİ PARAMETRELER BELİRLENDİ
İsrailli yetkililer ve Türk tarafının heyet olarak görüşmesi genelde olumlu geçti. Tazminat miktarı konusunda bir şey konuşulmadı. Ancak ödenecek miktar konusunda bu meblağın hesaplanmasına yönelik usül ve esaslar görüşüldü. Bundan sonraki toplantıda bu parametreler çerçevesinde tazminatta tam bir mutabakat sağlandığında, iki tarfın da yetkili makamlarınca onaylanınca bu iş bitmiş olacak. Bundan sonraki toplantının yeri ve tarihi belirlenecek. İkinci toplantı kafi gelmiyorsa üçüncü toplantıda bu konu çözülmüş olacaktır.
AFGANİSTAN'DAKİ VATANDAŞLARIMIZ KURTARILACAK
Afganistan'da zorunlu iniş yapan helikopterde alıkonulan Türk vatandaşlarımız meselesi takip ediliyor. 8 Türk, Afgan ve Rus vatandaşının alıkonulduğu anlaşılmaktadır. Dışişleri Bakanlığımız ciddi bir takibin içindedir. En kısa zamanda vatandaşımızın kurtulmuş olacağını ümit ediyoruz.
THE SUNDAY TİMES'İN HABERİ TAMAMEN GERÇEK DIŞI
The Sunday Times'te yayınlanan Arkıncı Üssü iddiası tamamen yalan bir haberdir. Bunun ne maksatla yayınlandığını biliyoruz. Bu tür haberler manipülatif haberlerdir. Fransa'da hiçbir şekilde İsrail'den herhangi bir basın organına demeç vermedim. Daha sonra İsrail'de bir gazetede benim ağzımdan mülakat verdiğimi iddia ettiler. Daha sonra kendileri ile görüşüldüğünde 'Biz kendisinin konuşmalarını derledik' dediler. Kendi yorumlarını mülakat gibi vermişler. Bu ve buna benzer birtakım yakıştırma haberler, dedikodular ortaya çıkabilir. Dolayısıyla Sunday Times veya bir başka gazetenin bugünlerde farklı bir şekilde haberler yayınlamaya çalışmasını beklenen bir olay olarak görmek ama böyle bir şey sözkonusu değildir. Böyle bir şeyi Türk hükümetine teklif etmek de herkesin kârı değildir.
MAVİ MARMARA GEMİSİ'NDE ÖLENLER ŞEHİT OLMUŞTUR
Mavi Marmara'dan ötürü hem kırgınız hem de kızgınız. 9 yurttaşımızın hayatına malolmuştur. Türkiye hükümeti ısrarla 3 yıldan bu yana dik durmuştur. Özür, tazminat ve Gazze'ye uygulanan ambargo konusunda sürekli talepte bulunmuştur. 3 yıl sonra talepler gerçekleştirilmiştir. Bu başarıdır. Mavi Marmara'da ölenler şehittir. Onların Gazze'ye yardım götüren bir sivil gemide seyahat ettiklerini biliyoruz.
ONLARI KIRACAK ÜZECEK DAVRANIŞ İÇİNDE OLMAYIZ
Bizim için onların bütün düşünceleri değerlidir. Onları kıracak, üzecek hareketi içinde değiliz. Olayın mağdurlarının tazminat talepleri hukukidir. Bu talepler hem vicdani, hem de hukukidir. Hem de inançlarının da gereğidir. Şu anda Türkiye'de farklı şehirlerde farklı mahkemelerde açılmış 27 tazminat davası vardır. Bunlardan 3'ü ölünlerin yakınlarıdır. Tazminat davasını açmak konusunda farklı düşünenenler olduğu gibi bir hak olarak görenler de vardır, doğrusu da budur.
HERGÜN TAZMİNATIN RAKAMININ ZİKREDİLMEMELİDİR
Hergün tazminat kelimesinin zikredilmesi, tazminat miktarı hakkında bir şeyler yazılıp, çizilmesi şehit ailelerinin yakınlarına zor geliyor ağır geliyor. Bizim yaptığımız şey özürün arkasından verilen zararın tazmin edilmesidir. Ben sadece bu çalışmayı koordine eden bir bakan olarak çalışmaları bana ifade ediyorlar. Geçenlerde birtakım mağdurların gemi önünde basın toplantısı yaparak bazı açıklama yaptıklarını biliyorum. Onlardan ricam polemik yaratacak durumdan sakının. Yapacağımız şey çok basit. Sonunda bir karara vardığımızda bunu mağdurlara götürüp kabul edenlere tazminatlarını vermek kabul etmeyenlerden feragatlarını alıp bu işi bitirmektir. Şehitlerimize tekrar Allah'tan rahmet diliyorum, zarar gören herkese geçmiş olsun dileklerimi tekrar ifade ediyorum. Bunun dışında tazminat şu kadar olacak, bu kadar olacak bazı insanları rencide edebilir.
GAZZE'YE GİTMEK İÇİN İZİN ALMAK DURUMUNDA DEĞİLİZ
Sayın Başbakanımız imkan bulabilseydi, belki Nisan ayı içerisinde bunu gerçekleştirebilecekti. Bu Mayıs da olabilir, farklı bir tarih de olabilir. Amacımız sayın Başbakanımızın bu bölgeyi ziyaret etmesidir. Sayın Kerry Türkiye'de üçüncü, dördüncü defa geliyor. Doğrudan sayın Başbakanın Mayıs ayı içerisinde gitmesini arzu etmiyoruz şeklindeki açıklaması diplomatik açıdan mahsurludur, yanlıştır, doğru değildir. İzin almak durumunda değiliz. Dolayısıyla gerekli olan çalışmalar yapıldıktan sonra sayın Başbakanımızın verdiği tarih Amerika'nın tarihine uyarsa ne ala uymazsa biz bunu yine gerçekleştiririz.
SAYIN DIŞİŞLERİ BAKANI DOĞRUCA BİZE SÖYLEYEBİLİRDİ
Gaze'ye ziyarete hükümetimiz karar verir. Görüşünü sayın Dışişleri Bakanına veya Başbakanamıza doğruca söyleyebilirdi. Bunun dışında açıklama yapma şeklini doğru bulmadığını söyleyebilirim. Çok eskilerden bilirim, birilerinin bacak bacak üstüne atması Türkiye'de sorun olmuştur. Onların bu rahatlıkları görülebilir. Bir Dışişleri Bakanı, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın yapacağı ziyareti bu şekilde söyleyemez ve söylememelidir.
ÇÖZÜM SÜRECİ FARKLI BİR ŞEY TERÖRLE MÜCADELE FARKLI
Hükümetimiz kendine ait yetkilileri yeri ve zamanı geldiğinde kullanır. Şu ana kadar hukuk dışı, yetki dışı hiçbir uygulama yapılmamıştır, bundan sonra da yapılmayacaktır. Jandarma, Kara Kuvvetleri mensupları ne şekilde bir yetki istiyorsa kendilerine verilebilir. Bir taraftan çözüm süreci olumlu bir şekilde ilerliyor ama güvenlik güçlerimiz görevinin başındadır. Silahlı bir eyleme karşı güvenlik güçlerimiz ellerini kavuşturup bir kenarda oturmuyor. Çözüm süreci farklı, silahlı mücadele farklı bir şey.
HÜKÜMETİMİZ ESKİDEN OLDUĞU GİBİ TSK'YA DİREKTİF VERİR
Hükümetin zaman zaman Bakanlar Kurulu kararıyla zaman zaman Meclis'ten aldığı yetkiler doğrultusunda uygulama usül ve esasları hükümetimizin direktifi ve aldığı kararla olur. TSK'nın bugün kendi sitesinde yaptığı açıklama 'terörle mücadelede görevimizin başındayız' diyor. Bundan daha fazla bir açıklamaya gerek yoktur sanıyorum.
AKİL İNSANLAR SON DERECE FERAGÂT EDEREK ÇALIŞIYOR
Bazı yerlerde yaşanan protesto ve saldırıya varan birtakım çalışmalar konusunda İçişleri Bakanımız bilgi sundular. Akil İnsanlar şüphesiz 63 kişiden ibaret değil, ama 63 kişi çok fedakârca çalışma yapıyorlar. Hepsi huzur ve güvenliğe katkı sağlamak için kimi Uludere'de, kimi İzmir'de, kimi İstanbul'da çalışıyor. Hiç kimse rahatını bozarak geçmişte tehlikeli sayılan bölgede böylesine içten bir çalışma yapamaz. Bu insanlara bölgelerdekilerin teşekkür ettiğini de biliyorum. Bu insanlara her türlü sorular sorulabilir bu doğaldır. Doğal olmayan ellerinde bayraklarla onları protesto etmek, bağırıp, çağırıp hakaret etmek yanlıştır. Bunun için şüphesiz gereken tedbirler alınacaktır. 10-15 günlük performanslarına baktığımızda bu insanlara milletimiz adına teşekkür etmek istiyorum.
Son Dakika › Politika › Arınç: Kimseden İzin Alacak Değiliz - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?