Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Cezalarda esas olan caydırıcılıktır. İdam konusunda yeni düzenlemeye ihtiyaç yok. Bugün Bakanlar Kurulu'nda Sayın Başbakanımız yüreğinin yandığını söyledi. Bir cani eşini sokak ortasında döve döve öldürmüş. Türkiye'de idam karşılığı olan suçların tamamı ağırlaştırılmış müebbet ile karşılanıyor" dedi.
Bakanlar Kurulu sonrası gazetecilerin sorularını cevaplandıran Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'Köşk adayı olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı aday görüyorum' açıklamasının sorulması üzerine, "Konuşmam çok açıktı. AK Parti Bursa İl Danışma Meclisi toplantısında yaptım. ve tam istediğim gibi televizyonlarınız olduğu gibi bu konuşmayı verdi. Bu benim konuşmamdır. Bana göre doğrudur ve yerindedir" diye konuştu.
"Hücre cezası söz konusu olacak mı?" sorusu üzerine Arınç, "Ana hatlarını saydığım bu yasal düzenlemenin detaylarını size sayın bakanlarımız anlatırlar. Hücre cezası dediğimiz konu esasen İnfaz Kanunu içerisinde bulunan ve geçmişte dayalı bir konudur. Ben size bazı suçları işleyenleri ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet habis cezası alanların, haklarında hüküm kesinleşmiş olanların infazı nasılsa, cinsel suçlar ve cinsel sebeplerle öldürmeler neticesinde verilen kararların da adeta onlarla aynı şekilde uygulanacağını söyledim. Yani ağırlaştırılmış müebbet olursa infazı 39 sene olacaktır ve müebbet hapis olursa 33 yıl olacaktır. Şüphesiz bu infazın içerisinde tek başına bir hücrede, belli bir süreyi geçirmesi şartı da vardır. İnfaz Kanunu'nda bu cezalardan mahkum olanlar nasıl bir infaz hukukuna tabi ise bizim yaptığımız düzenlemede de böyle olacaktır" dedi.
"TIBBİ MÜDAHALEDEN HADIMLAŞTIRMAYI KASTETMİYORUZ"
"Tıbbi müdahaleden bahsettiniz, bunu biraz açabilir misiniz? Hadım edilmekten mi bahsediliyor?" sorusuna ise Arınç, "Tıbbi müdahaleden hadımlaştırmayı kastetmiyoruz. Suçun faili bu konularda psikolojik olarak tedavi noktasında veya bir başka biyolojik olarak tedavi noktasında olabilir. Bir tedavi kendisine ön görülebilir ama kısırlaştırma, hadım olması bunlar yasa tasarısı içerisinde düşünülmedi" yanıtını verdi.
Diziler ile ilgili soru üzerine de Arınç, "Bu suçlar kendiliğinden ortaya çıkmıyor. Bu suçlarda artış mutlaka var. İstatistiklerde bakanlar kurulumuzda gündeme geldi. Bunun toplumsal sebeplerimize eğilmemiz lazım, sosyal sebeplerine eğilmemiz lazım, eğitimle ilgili konulara eğilmemiz lazım. Gençlerin veya bazı insanların bu suçlarla karşı karşıya gelebilmesini hazırlayan bir zemin varsa önce onu bilip, onunla mücadele etmemiz gerekir. Cezaları ne kadar arttırırsanız arttırın, bazıları bütün bunları bilerek ve isteyerek suç işlemeye devam edeceklerdir. Önce zemini bataklık olmadan çıkarmamız lazım. Elbette bu suçların işlemesinde bir takım toplumsal, sosyolojik, psikolojik sebepler varsa bunlar üzerinde de ayrıca durmamız gerekir. Şüphesiz bir yasaklayıcı zihniyete sahip değilim, yasakçı bir zihniyete sahip değilim. Dizilerin çok büyük bir kesimi etkisi altına aldığını biliyorum. Anayasa bize gençliği koruma görevi veriyor. Diziler konusunda bizim bir yaptırım kararı almamız söz konusu değil. Ben uyarıcı görevimi yapıyorum. RTÜK'ün koyacağı müeyyidelerdir" diye konuştu.
"MAVİ MARMARA'DA SON İLETTİĞİM NOKTADAN ŞU ZAMANA KADAR HENÜZ BİR GELİŞME YOK"
Mavi Marmara'ya ilişkin haberlerin sorulması üzerine Arınç, "Son ilettiğim noktadan şu zamana kadar henüz bir gelişme yok. Dolayısıyla gazetelerde çıkan haberleri daha önceki açıklamaların kapsamında düşünebilirsiniz. Aramızdaki tazminat görüşmeleri olumlu cereyan etti. Belli bir noktaya kadar geldik ancak henüz imza noktasında değiliz veya imza atalım artık deme noktasında değiliz. Buna da yakın bir zamanda kavuşabileceğimizi ümit ediyorum" ifadelerini kullandı.
KPPS sınavının kaldırılacağı iddialarının sorulması üzerine Arınç, "Bugün için böyle bir görüşme olmadı. Böyle bir konu konuşulmadı, kararlaştırılmadı, imza altına alınmadı" dedi.
"Cinsel saldırı düzenlemesinin kamuoyu vicdanını yeterince tatmin ettiğini düşünüyor musunuz?" sorusuna Arınç, "25 yıl ceza avukatlığı yapmış bir insan olarak metodoloji dediğimiz bir şey var. Suç ve ceza arasında bir oran olması esastır. Bir insan mağdur olmaya görsün. Size veya evladınıza karşı bu tür suçlar işlenmişse ben de siz de vatandaşlarımızın büyük bir kısmı da bunları asmak lazım diyebilir. Ancak siyasetçi olarak meseleye nasıl bakacağımızı bilmemiz lazım. Unutmayalım Türkiye'de idam cezasının kalması neredeyse 15 yılı buldu. O zaman kaldırıldı da tekrar geri getirelim. Böyle bir siyasi talebin hangi siyasi partide güçlü olduğunu bana söyler misiniz? CHP'den, MHP'den, BDP'den böyle bir teklif duyduk mu? Kimden duyduk BBP'den. Haksız değiller, onların taleplerini de anlamak lazım. İdamın tekrar getirilmesi konusunda şüphesiz aykırı düşünüyoruz. Cezalarda asıl olan caydırıcılıktır. Siz 39 yılı az mı sanıyorsunuz" cevabını verdi.
Arınç, şöyle devam etti:
"Hayır. İdam cezasının tekrar getirilmesi konusunda aykırı düşünüyoruz. Bunun yerine ne yapılabilir? Cezalarda esas olan caydırıcılıktır. İdam konusunda yeni düzenlemeye ihtiyaç yok. Bugün Bakanlar Kurulu'nda Sayın Başbakanımız yüreğinin yandığını söyledi. Bir cani eşini sokak ortasında döve döve öldürmüş. Türkiye'de idam karşılığı olan suçların tamamı ağırlaştırılmış müebbet ile karşılanıyor."
"Ayasofya ibadete açılabilir mi?" sorusu üzerine ise Arınç, "Bizim sosyal medyadaki kampanyaları gündemimize alıp amel etmek gibi bir durumunuz yok" dedi. - ANKARA
Son Dakika › Politika › Bakanlar Kurulu Toplantısı Sona Erdi (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?