CHP 668 Sayılı Kararnamenin İptali İçin Aym'ye Başvurdu

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, "AYM'ye taşıdığımız 668 numaralı Kararname ve bundan sonra da taşıyacağımız kararnameler, CHP'nin biranda icat ettiği, haydi birkaç satır bir şey yazalım da AYM'ye götürelim dediği ilkeler değildir" dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), OHAL ilanından sonra Bakanlar Kurulu tarafından çıkartılan kararnamelerden 668 sayılı 2. Kararnamenin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurdu. Başvurunun ardından basın mensuplarına değerlendirmede bulunan CHP Grup Başkanvekili Gök, "Bildiğiniz gibi 8 kararname çıkartıldı. İlki 667 sayılı Kararname. 667 sayılı Kararname Meclis gündemine alındı, görüşmelerine başlandı ve Meclis tatile girdi. Meclis tatilinin bitiminden itibaren bu kararnameyi görüşeceğimiz için bu kararnameye ilişkin itirazlarımızı kanunlaştıktan sonra Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacağız. Önümüzdeki hafta 669 sayılı Kararnameyi ve onu takip eden günlerde diğer kararnameleri de AYM'ye götürme hazırlıklarımız devam edecek" diye konuştu.

"İktidarın hukukun dışına çıkmasını istemiyoruz"

15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminde halkın ve parlamentonun tarihi bir görev yaparak darbe girişimini önlediğini söyleyen Gök, "Parlamentoda bulunan bütün siyasi partiler uzun zamandır çatışmalarına karşın milli iradeye, halk egemenliğine ve parlamentonun iradesine dönük olarak gerçekleştirilmek istenen bu darbe teşebbüsü karşısında çok net bir duruş sergilemiştir. O gece birçok yurttaşımız hayatını kaybetmiş, birçok vatandaşımız yaralanmış, Meclis'te parlamentoda bulunan milletvekilleri bombaların altında hayatları pahasına demokrasiyi ve parlamentonun geleneğini korumak için elinden gelen her türlü çabayı göstermiştir. 15 Temmuz gecesi CHP olarak hukuk dışı insanların ölümlerine, yaralanmasına ve ilk defa tarihimizde Meclis'in bombalanmasına yol açan bu darbe teşebbüsü karşısında nasıl net bir duruş sergilediysek, hukuk dışı uygulamaya nasıl net bir duruş sergilediysek, bugün de aynı kararlılıkla iktidarın hukukun dışına çıkmasını istemiyoruz. 15 Temmuz'dan sonra Yenikapı ruhu ile oluşan iklimde siyasi partilerin bir uzlaşma kültürü içerisinde yeni bir siyaset dilini kurması gerektiğini söyledik. Bu konuda genel başkanımız olağanüstü çaba sarfediyor" ifadelerini kullandı.

"İktidara düşen keyfi ve fırsatçı anlayışlar ile kanunları değiştirmek değildir"

CHP olarak 15 Temmuz'dan sonra OHAL'in ilanına karşı çıktıklarının da altını çizen Gök, şöyle devam etti:

"Çünkü parlamentoda bulunan bütün partiler bu darbe girişimine karşı çıkmıştı ve o gün bombalar altında çalıştırılan Meclis'in ondan sonraki süreçte çalışarak normal koşullarda olağan konumda görevini yapması ve biran önce Türkiye'nin normalleşmesine katkı sağlaması gerektiğini düşünüyorduk. Bu nedenle OHAL'e karşı çıktık. Türkiye'nin şuan da varılan uzlaşma ortamında OHAL'e değil, normalleşmeye, demokrasisini daha da taçlandırmaya, insan hakları temeli üzerinde bütün temel hak ve hürriyetlerin özgürce korunmasına ihtiyacı olduğu günlerden geçiyoruz. Bugün AYM'ye taşıdığımız 668 numaralı Kararname ve bundan sonra da taşıyacağımız kararnameler, CHP'nin biranda icat ettiği, haydi birkaç satır bir şey yazalım da AYM'ye götürelim dediği ilkeler değildir. OHAL'deki yönetimlerin amacı biran önce anayasal düzene dönmek ve Anayasa'yı korumak olmalıdır. Sınırlandırmalar, milletler arası hukuktan doğan yükümlülüklerimize aykırı olmamalıdır. Sınırlandırmaların, durumun gerektiği ölçüde olması gerekmektedir. OHAL kapsamında kanun hükmünde kararnamelerde getirilen düzenlemeler, OHAL'in amacını ve sınırını aşmamalıdır. OHAL'in gerekli kılmadığı konuların OHAL kararnameleriyle düzenlenmesi olanaksızdır. OHAL'in gerekli kıldığı konular ancak kararname konusu olabilirler. OHAL kararnameleriyle yasalarda değişiklikler yapılamaz. CHP bugün, AYM'nin kararlarını referans alarak geldi ve dosyasını hazırladı. 668 sayılı Kararnamede askeri mahkemelerin kuruluşu ve yargılama usulü, Askeri Hakimler Kanunu, TSK Personel Kanunu, YAŞ'ın kuruluş ve görevleri hakkında TSK'nın Disiplin Kanunu, Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanunu, Devlet Memurları Kanunu, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu'nda değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler OHAL'in süresinden sonra da geçerli olan değişikliklerdir. Biz CHP olarak, kanunların parlamentoda görüşülmesi ve AYM'nin 1991 yılında vermiş olduğu kararlarda belirttiği gibi, kanunların kararnameye konulmayacak ilkesinden yola çıkarak 668 sayılı Kararnamede kanunla düzenlenmiş olan konuların iptali için AYM'ye götürdük. Şimdi sorumluluk AYM'de. İktidara düşen, hukukun içerisinde kalmak, keyfi ve fırsatçı anlayışlar ile kanunları değiştirmek değildir. Tam tersine parlamentonun iradesinin korunması gerekir. İktidar partisinin KHK'lardaki kolaycılığı ve fırsatçılığı öne çıkartan anlayışını paylaşmıyoruz. Biran önce bütün kararnamelerin Meclis gündemine gelerek görüşülmesini ve kanunlaşmasını bekliyoruz. Meclis'e geldiği zaman kararnameler, orada da görüşümüzü söyleyeceğiz ve kanunlaştıktan sonra da gerekli olduklarını AYM'ye taşıyacağız."

"FETÖ ile mücadele sonuna kadar yapılmalı"

Gök, "668 sayılı Kararnamede, bu darbe teşebbüsünden sonra görev yapan kamu görevlilerinin hukuki ve cezai sorumluluklarının olmadığını düzenleyen maddeyi de AYM'ye taşıdığımız gibi son bir madde olarak OHAL'in ilanı 21 Temmuz'da ilan edildi. İlk kararname 25 Temmuz'da çıkartıldı. 668 sayılı Kararnamede daha OHAL'in ilanından önceki tarihe götürerek 15 Temmuz'dan itibaren geçerli olmasına ilişkin hükmün de iptalini istedik. Meclis baypas edilmemelidir. CHP 15 Temmuz gecesi nasıl rejimin sigortası olmuş, demokrasinin sigortası olmuşsa, şuanda da hukuk devletinin sigortası olarak bugün tarihe not düşmektedir. İktidar partisinin hukuk devleti ilkesinden ayrılmamasını tavsiye ediyoruz. FETÖ ile mücadele sonuna kadar yapılmalı ama mağduriyetlere de yol açılmamalıdır. Şuan da yaşanan mağduriyetler fazla olup, kısa zamanda bunların giderilmesi gerekmektedir. Hükümet, KHK'lar ile adeta darbe dönemini hatırlatan bir fırsatçılığa düşmemelidir. Biz hükümete FETÖ ile mücadelede istediği her konuda destek vermeye hazırız ama tüm sınırlar anayasal sınırlar içerisinde olmalıdır" açıklamasında bulundu. - ANKARA