CHP Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler Açıklaması

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler, 3. Yargı Paketi'nin kabul edilmesinin ardından tutuklu milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın serbest bırakılması durumunda, tatillerini yarıda keserek TBMM'de olacaklarını söyledi.

11. Kadın Kurultayı çalışmaları hakkında bilgi vermek için parti genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkanı Yardımcısı Birgül Ayman Güler, gazetecilerin '3. Yargı Paketi ile birlikte tutuklu milletvekillerinin tahliyesinin gerçekleşmesi halinde tatil döneminde toplanmayı düşünür müsünüz?' sorusu üzerine, "Böyle bir ihtimalin gerçekleşmesi gerekirdi. Çok geç kalmış bir gerçekleşme. Arkadaşlarımız serbest bırakıldıklarında elbette büyük bir memnuniyetle hepimiz bulunduğumuz yerden tatillerimizi yarıda kesip, çalışmalarımıza son verip burada olacağız" diye konuştu.

Bir başka gazetecinin "Tahliyelerin ne zaman gerçekleşmesini bekliyorsunuz?" sorusuna ise Güler, "Bunlar siyasi tasarruflar olduğu için AK Parti'nin paşa gönlüne bağlıdır. Tahminlerde bu zamana kadar yanıldık hep" karşılığını verdi.

Tutuklu milletvekillerini her zaman Meclis'te görmek istediklerini söyleyen Güler, "Tutuklu milletvekilleri Türkiye'nin en büyü ayıbıdır. TBMM Başkanı Cemil Çiçek'i, sandalyesini hak etmez bir hale getiren uygulamadır. Yargı organlarına hükümetin kabul edilmez tasallutudur. Türkiye'yi dünya kamuoyunda çok zor duruma düşürdü. Dünya artık bunun farkında, Türkiye'nin değil AK Parti'nin hareketidir. Sayın Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ı 11. Kurultayında mesajlarıyla göreceksiniz" dedi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in daha önceki açıklamalarında yargıya müdahale edilmemesi gerektiğini ifade ettiğinin, dünkü basın toplantısında ise 'yargı meclisin mesajını almıştır' dediğinin hatırlatılması üzerine Güler, Bekir Bozdağ'ın da böyle bir açıklamasının olduğunu belirterek, "Çok konuşan Adalet Bakanı şimdi hiçbir şey söylemiyor. Bu şunu gösterdi. Hem Çiçek'in, hem de Bozdağ'ın açıklaması 'şimdiye kadar bu kararlar bizim mesajlarımızla verildi' anlamına geliyor. Tutukluluklar öyle sürdü. İtiraftır. Şimdi biz de 'bazı koşullar değişti, hadi bakalım gerçekleştirin' diyoruz. Böylece Türkiye'de adli sistemin gerçekte siyaseten işlediğini kendi ağızları ile söylediler" dedi. - ANKARA