CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Biz şu anda cumhurbaşkanlığı seçimine endeksli olarak Tayyip Erdoğan'ın Kürtlerle ayrı milliyetçilerle ayrı dans ettiğini düşünüyoruz. Tayyip Erdoğan birgün Kürtlerle dans ediyor, birgün milliyetçilerle dans ediyor. Hem Kürtleri hem Milliyetçileri buradan uyarmak isterim ki Tayyip Erdoğan'ın bu sinsi senaryolarına alet olunmamalıdır" dedi.
Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, son haftalarda Meclis'in yasama ve denetim faaliyetlerinin Başkanlık tarafından bir şekilde engellendiğini, aksatıldığını, bilinçli şekilde geciktirildiğini ileri sürdü.
İktidarın dört bakan hakkındaki Meclis Soruşturma komisyonuna hala üye bildirmediğini belirten Altay, "Meclis Başkanlığı ile Meclis Soruşturma Komisyonuyla ilgili 7. yazışmamızı da dün yaptık" dedi.
Meclis Başkanlığı'nın CHP'nin üye listesinde bazı isimlere itiraz ettiğini ve 9 ismin bu komisyonda yer alamayacağına hükmettiğini aktaran Altay, Başkanlığın böyle bir yetkisi bulunmadığını, bu yaklaşımın cumhurbaşkanlığı seçimine ayarlı bir engelleme girişimi olduğunu savundu.
Komisyonun kurulmasına karar verileli 31 gün olduğunu ifade eden Altay, şöyle devam etti:
"Burada çift taraflı bir taktik yürütülüyor. İktidar partisi üye isimlerinin bildirilmesini geciktirerek, Meclis Başkanı muhalefet partilerinin verdiği üye listelerini süzgeçten geçirerek, kendisinde olmayan bir yetkiyi kullanarak, bize yazılar yazdı. Dün biz en son İçtüzük ve Anayasaya atıfta bulunarak Meclis Başkanı'na yeni bir yazı yazdık. ve bu yazıda bizim verdiğimiz soruşturma önergesinde imzası bulunan İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil'in isminin çıkarılmasını, bunun doğru olacağını söyledik. Onun yerine de İstanbul Milletvekilimiz Müslüm Sarı'nın eklenmesini bildirdik. Bu yazıda isimlerin Genel Kurul'da okutulmasını, Genel Kurul'da İçtüzüğün 109'uncu maddesine dayalı bir itiraz olması durumunda bizim orada savunmamızı yaptıktan sonra Genel Kurul'da yapılacak bir oylamayla bu isimlerin reddedilebileceğini kendisine hatırlattık."
Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in, CHP'nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında verdiği soruşturma önergesinde yer alan telefon konuşmalarının önergeden çıkarılması talebine de değinen Altay, "Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili bir gensoru önergesini Meclis Başkanı'nın da keyfi olsun diye tapeleri çıkarak verdik. Dört bakanla ilgili soruşturma komisyonunun cumhurbaşkanlığı seçiminden önce göreve başlaması istenmiyor, Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili verdiğimiz önergemiz de 3.5 gün Meclis Başkanlığı'nda tutulduktan sonra bize iade edilmek suretiyle cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi asrın yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun kamuoyunun hafızasından kaçırılması hesaplanıyor" diye konuştu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kamu yararı ve özel hayatın söz konusu olduğu davalarda aldığı bazı kararlardan örnekler veren Altay, bir hukuk adamı olarak Meclis Başkanı Çiçek'e bu kararları hatırlattığını söyledi. Altay, "Recep Tayyip Erdoğan ile Bilal Erdoğan arasında geçen ve sosyal medyada çarşaf çarşaf bütün kamuoyuyla paylaşılan ve aslında herkesin de bildiği bu konuşma tapeleri özel hayatın gizliliğine girmez. Bir ülkede başbakanlık görevini işgal eden bir insanın oğluyla gün içinde 6,7 defa telefon konuşması yaparak milyonlarca, belki milyarlarca Dolar ve Avro'yu sağa sola saklaması özel hayat değildir, genel hayattır" ifadelerini kullandı.
"5. Yasama Yılı çalışmalarına başladığında tekrar soruşturma komisyonu için önerge vereceğiz"
Meclis Başkanı Çiçek'in iktidar partisinin komisyona isim bildirmemesiyle ilgili "Elimde tankım, topum yok ne yapayım" şeklinde bir açıklama yaptığını ifade eden Altay, bu açıklamanın oturduğu makama uygun bir mazeret olmadığını söyledi.
Altay, CHP'nin 17 Aralık ve 25 Aralık soruşturmalarının peşini bırakmayacağını da vurgulayarak, "TBMM 5. Yasama Yılı çalışmalarına başladığında tekrar Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili soruşturma komisyonu kurulmasına yönelik önerge vereceğiz" dedi.
- "AK Parti ve Eğitim Bir-Sen okullara müdür belirliyor"
Altay, yeni yasal düzenleme kapsamında ülke genelindeki 53 bin örgün eğitim kurumundaki okul müdürlerinin, müdür yardımcılarının, 81 ildeki il milli eğitim müdürleri ile tüm ilçe milli eğitim müdürlerinin görevlerinin 15 Haziran tarihinde resmen sona ereceğini hatırlatarak, bunun anayasaya aykırı olduğunu söyledi. Siyasi hesaplar için eğitim sistemiyle oynamanın kabul edilemez bir durum olduğunu belirten Altay, CHP'nin bu kanun ile ilgili Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruyu hatırlattı. Yüksek Mahkemenin bu konuyu ivedilikle görüşmesi ve yürütmeyi durdurma kararı vermesini beklediklerini ifade eden Altay, aksi halde milli eğitim sisteminin bir kaos içine gireceğini kaydetti. "Şu an itibariyle Türkiye'nin 900 ilçesinde iktidar partisi ilçe başkanları ile Eğitim Bir-Sen adlı sendikanın yöneticileri her ilçede, ilde okullara müdür belirliyorlar" diyen Altay, bu garabetin biran önce önlenmesini istedi.
-"Konunun bir tek çözüm yeri vardır, o da TBMM'dir"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Altay, "İmralı ile siyasi görüşme" tartışmalarının sorulması üzerine, "Bendeki bilgi İçişleri Bakanı'nın 'bu görüşmeleri artık AKP yapıyor' açıklamasıdır. Bu çok enteresandır" dedi.
Ana muhalefet partisi olarak çözüm süreci hakkında bilgilendirilmediklerini tekrarlayan Altay, "Biz şu anda cumhurbaşkanlığı seçimine endeksli olarak Tayyip Erdoğan'ın Kürtlerle ayrı milliyetçilerle ayrı dans ettiğini düşünüyoruz. Tayyip Erdoğan birgün Kürtlerle dans ediyor, birgün milliyetçilerle dans ediyor. Hem Kürtleri hem milliyetçileri buradan uyarmak isterim ki Tayyip Erdoğan'ın bu sinsi senaryolarına alet olunmamalıdır. Türkiye'nin Kürt sorunu Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına giden yolun kilometre taşları olarak yerlere serpilmemelidir. Bu konunun bir tek çözüm yeri vardır, o da TBMM'dir" diye konuştu.
Terör örgütü tarafından kaçırılan çocuklarla ilgili soruyu da yanıtlayan Altay, "Çözüm insanları dağdan indirmek içinde ama geldiğimiz noktada bu süreç insanları dağdan indirmiyor, ilaveten çocukları, gençleri dağa çıkarıyor. Burada çelişik, vahim bir durum var. Bunun sorumlusu da Recep Tayyip Erdoğan'dır. ve onunla bu işi götürmeye çalışan diğer paydaşlarıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Altay, terör örgütünün yol kapatmasıyla ilgili soruya ise ise " Taksim'de gösterilen marifetin Diyarbakır- Bingöl devlet karayolunda gösterilememesi herkesin kafasında soru işaretine yol açmaktadır. Devlet ülkenin belli bir bölgesinde eğer inisiyatifini kaybetmişse o ülkede vahim bir durum var demektir, devletin egemenliğinde bahsedemeyiz" karşılığını verdi. - TBMM
Son Dakika › Politika › CHP Grup Başkanvekili Altay Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?