CHP Myk Toplantısı - Son Dakika
Politika

CHP Myk Toplantısı

CHP Myk Toplantısı

Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç: "(Meclis Başkanlığı seçimi) BDP'nin son turdaki açık desteğine rağmen, 40'a yakın AKP milletvekili fire vermiştir ve bu koşullarda AKP 3. turda adayını 290'lı oylarda seçtirebilmiştir. Yani kendi içerisinde de Tayyip Bey sonrası fetret dönemine hazırlanan bir AKP manzarası var karşımızda"

03.07.2013 16:33

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, TBMM Başkanlığı seçimine ilişkin, "BDP'nin son turdaki açık desteğine rağmen, 40'a yakın AKP milletvekili fire vermiştir ve bu koşullarda AKP 3. turda adayını 290'lı oylarda seçtirebilmiştir. Yani kendi içerisinde de Tayyip Bey sonrası fetret dönemine hazırlanan bir AKP manzarası var karşımızda" iddiasında bulundu.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.

Toplantı devam ederken, basın toplantısı düzenleyen Koç, MYK'nın gündemi hakkında açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

MYK'da son ekonomik gelişmelerin ele alındığını ifade eden Koç, hükümetin ekonomide patinaj yapmaya başladığını ileri sürdü. AK Parti döneminde, Türkiye'nin dış borcunun 2,7 kat artarak bu yılın mart ayında 350 milyar dolara çıktığını, kısa vadeli dış borçların da nisan ayında 122 milyar dolara ulaştığını öne süren Koç, bu alanda yeni bir rekorun kırıldığını savundu.

Dünyada "bedava para" döneminin sonuna yaklaşıldığını ifade eden Koç, "AKP ekonomiyi borçla şişiren bir yönetim anlayışı sergiledi. Bu rakamlarla ortada" dedi.

Geçen yıl aynı aylarda eksi hanelerde çıkan enflasyon rakamlarının yüzde 8,3'e yükseldiğini, satılan döviz rezervlerine rağmen de dolar kurunun 1,95 seviyesini aştığını iddia eden Koç, "AKP'nin 10 yıldır izlediği 'taşıma suyla değirmen döndürme' diyebileceğimiz, ekonomiyi sıcak paraya teslim etme politikaları, ülkemizi dünyanın en kırılgan ekonomileri arasına maalesef sokmuş bulunuyor" görüşünü dile getirdi.

Hükümetin, "ekonomideki olumsuz tablonun sorumluluğundan kurtulmak için 'faiz lobisi', 'dış odaklar' gibi ne olduğu anlaşılamayan birtakım kesimleri suçlamayı tercih ettiğini" ileri süren Koç, "Ekonomide yaşanan bu tablonun da suçlusu doğrudan Hükümet'tir, artık 'devam devam' demeyi kesip, 'tamam' demeyi de demokratik olarak öğrenmesi gerekmektedir" dedi.

İktidarın ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkeyi yönetme yeteneğini kaybettiği iddiasında bulunan Koç, "Eğer gerçekten yönetme yeteneği ve isteği kalmış olsaydı Başbakanın Reyhanlı'da katledilen yurttaşlarımızı mezhebine göre ayrıma tabi tutmazdı. Bu Alevi bu Sünni diye ayırım yapmazdı. Gerçekten yönetme kabiliyeti olsaydı, yasal haklarını kullanan gencecik çocukların üzerine TOMA'larla, gaz mermileriyle, plastik mermileriyle saldırıp, Türkiye'yi ayağa kaldırmazdı. Emniyet güçlerini yasa dışı müdahaleye zorlamazdı. Bu şekilde 5 yurttaşımızın ölümüne yüzlercesinin yaralanmasına neden olmazdı. Böyle bir olayda vatandaşlarını 'dost', 'düşman' diye  ayırmazdı. Gerçek olmadığını bile bile şehir şehir dolaşıp, 'camide de içki içtiler' yalanını defalarca söylemezdi" ifadelerini kullandı.

Bu konuların hassas olması nedeniyle üzerinde önemle durduklarını anlatan Koç, Başbakan Erdoğan'ın dünkü grup konuşmasında Kılıçdaroğlu'nu "zencilikten beyazlığa geçememiş" diyerek eleştirdiğini öne sürdü.

Koç, şöyle devam etti:

"Gülümseyerek söylüyorum:  CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun böyle bir derdi de sorunu da yoktur. O dert Sayın Başbakana aittir, 11 yıllık iktidarının özetidir aslında söyledikleri. Böyle bir kompleksten kurtulamamanın hikayesidir. Muavini Numan Kurtulmuş'un eski deyiminde ifade ettiği gibi 'Harunken, Karun olan' bizzat bu Başbakandır. On yıl önce 'biz bu ülkenin zencileriyiz' diyorken, bugün statükonun patronu konumuna gelip, yani beyazlığın en üst noktasına terfi eden bizzat bu Başbakandır. Elinin ulaştığı her yeri bölen ve böldüğü her yere de kalıcı nefret tohumları eken, bunu da bir siyaset tarzı haline getiren tek bölücü Başbakan, Recep Tayyip Erdoğan'dır"

-TBMM Başkanlığı seçimleri

Koç, Hükümetin hem içeride hem de dışarıda inandırıcılığını kaybettiğini iddia ederek, dün yapılan TBMM Başkanlığı seçimlerine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Seçimlerde, son turda BDP'nin destek vermesine rağmen AK Parti'de 40'a yakın fire yaşandığını savunan Koç, AK Parti milletvekillerinin Başbakan Erdoğan'dan sonraki döneme hazırlandıkları ileri sürdü.

- Lice'deki olaylar

Çözüm süreciyle ilgili CHP'nin uyarılarının ortada olduğunu belirten Koç, "Bunlara kulak tıkayan iktidar, süreçte de tıkanmış gözükmektedir" değerlendirmesinde bulundu.

Ne sebeple olursa olsun güvenlik güçlerinin kendi yurttaşlarına karşı ateşli silah kullanmasının kabul edilemeyeceğini dile getiren Koç, iktidarın olayı  uyuşturucu lobisine bağlayarak kolaycılığı seçtiğini savundu.

Koç, "Her şeyi bir lobiye bağlamak; faiz lobisi, kendi ifadeleriyle 'Yahudi lobisi', dış mihraklar, dış odaklar, şimdi uyuşturucu lobisi… Bunlar ucuzcu yaklaşımlar. Bu Başbakan Uludere'de de aynısını yaptı. Orada öldürülen çocukların örgüt üyesi olduğunu söyledi, ondan sonra eşi Hanımefendiyi yolladı özür dilemek için. Kendi gitmedi, gidemedi, özür de dilemedi. Yarın Lice'den özür dilemek için hangi yola başvuracak? Hangi yakını yollayacak, onu da hep beraber izleyerek göreceğiz" diye konuştu.

Ankara Emniyet Müdürlüğünün Gezi Parkı odaklı olaylarla ilgili hazırladığı fezlekeye de tepki gösteren Koç, emniyet teşkilatının kanunsuz emirlere uyarak suç işlediğini öne sürdü.

Bu dönemde suç işleyenlerin hem ulusal hem de uluslararası yargıda hesap vereceğini ifade eden Koç, emniyetin raporunda 5 CHP'li milletvekilinin de suçlandığını bildirdi.

Koç, "O CHP milletvekilleri ne söylediyse, ne yaptıysa, Silivri'deki iki arkadaşımız da dahil 134 CHP milletvekili aynı şeyleri söylüyor, aynı şeyleri yapıyor, yarın da aynı şeyleri söyleyecek, aynı şeyleri yapacak" dedi.

Lice'de yaşanan olayın ardından "demokratikleşmeyle ilgili yasal çalışmaları takip edecek bir mekanizma" konusunda AK Parti ile BDP arasında olası işbirliğine ilişkin soruya Koç, şu yanıtı verdi:

"BDP ile AKP arasındaki siyasi izdivacı ne kadar sürdürürler o benim konum değil. Bunun nikah memurluğunu, arabuluculuğunu CHP biz olarak yapmadık. AKP, BDP ittifakı kendi kendilerine kurdukları, ne zaman boşanacakları belli olmayan ama seçim yaklaşırken AKP'nin adım atmakta zorlandığı bir süreç olarak ortaya çıkıyor. Anayasa konusunda '23 Nisan'a kadar süre veriyorum' diye esen, gürleyen, racon kesen Başbakan nerde? Bugün yine kaybolmuş, tatile gitmiş. Bence çok uzun sürsün tatili. O tatil yaptığı sürece Türkiye, rahat nefes alıyor, gerilmiyor. Belki ortadan çekilerek de Türkiye'ye hizmet etmiş, huzuruna katkı sağlamış olabilir."

-Anayasa Mahkemesi kararları

Anayasa Mahkemesinin uzun tutuklama ve yargılamalarla ilgili kararını da değerlendiren Koç, "Anayasa Mahkemesi şu anda hukuki karar almaktan öte siyasi iradenin talepleri doğrultusunda karar alan bir kurum noktasındadır. Bir kişi hakkında kesin yargı kararı olmadan 10 yıla kadar tutuklu kalabileceği Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlanıyor. Bu 'tuz da kokarsa daha sonrası ne yapalım' dedirtecek bir yaklaşımdır. AİHM, her halde 10 yılı duyunca da Strazburg'da hafif çaplı bir hukuk depremi olacaktır" ifadelerini kullandı. - Ankara

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement