MHP Genel Başkanı Bahçeli, HSYK düzenlemesini eleştirerek, "3,5 yıl önce evet oyuyla anayasaya hükmü olan hakim ve savcıların mevcut sisteminin hedefe konulması milletimizi yok saymaktır. Uluslararası hukuk reformuna ötanazi uygulanmaktadır" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, bugünü durumdan her kesimin rahatsız olduğunu belirterek, "Ekonomik sorunlar alabildiğine tırmanmaktadır. İşsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk insanları hırpalamakta, keyfini kaçırmaktadır. Hükümet kul hakkına göz koyarken, çalışanlarımızı, emeğiyle geçinen kardeşlerimizi, helal kazancın ardından koşan vatandaşımızı ekonomik felakete rehin bırakmıştır. Türkiye ekonomisi alarm zilleri çalmaktadır. Dövizdeki yükselme herkesi endişelendirmekte, özellikle de sabit ücret ve maaşla geçinen milyonları darboğaza itmektedir" ifadelerini kullandı.
Emeklilikte yaşa takılanlara da değinen Bahçeli, "Milliyetçi Harelet Partisi sorunun çözüme kavuşturulması için gerekli destek ve katkıyı vermeye hazırdır. AKP hükümeti emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını görmezden gelmekte, taleplerini önemsememekte, hallerini umursamamaktadır. Kara paracılara, kaçakçılara, teröristlere kucak açanlar, emeklilikte yaş bekleyenleri görmemeler, onları hiç gündemine almamaktadır" diye konuştu.
"CEVAP 30 MART’TA"
30 Mart tarihinde yapılacak yerel seçimlere 69 günlük süre kaldığını hatırlatan Bahçeli, "Seçimler yaklaştıkça, siyasi tansiyon yükselmekte, anlaşmazlıklar ve anormallikler yaygınlaşmaktadır. İlaveten siyasi üslup dibe vurmuştur. Hakaretler havada uçuşmakta, husumetten beslenen odaklar tahammülleri zorlamaktadır. Mahkeme kararı olmadan, illegal yöntemlerle kaydedilenler çarşaf çarşaf yayınlanmaktadır. Manşetler ve sanal medya video ve kaset pazarı olmuştur. Anayasa’nın 20, 22, 25. maddeleriyle, TCK’nın 132 ve 133. maddeleri alenen çiğnenmektedir. Türkiye her açıdan bir kördüğüm içindedir. Türkiye her seviyede keskinleşen ve genişleten huzursuzlukların sancısını yaşamaktadır. Devlet ve toplum hayatı ihtidalar ve ihtiyaca muhtaçtır. Siyaset ise sağduyu ve sakinliğe ihtiyaç duymaktadır" dedi.
Başbakan Erdoğan’a en iyi cevabın ve demokratik karşılığın 30 Mart’ta verileceğini söyleyen Bahçeli, "Türk milleti 30 Mart’ta güzele, adalete, hakkaniyete ve doğruya bağlılığını kanıtlayacak. 17 Ocak’tan 19 Ocak’a kadar süren ve oldukça yoğun geçen İstanbul ziyareti çok verimli ve heyecanlı olmuştur. İstanbullu kardeşlerimizin ilgisi, gösterdikleri yakınlıkları, sergiledikleri dostane tavırları bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir" şeklinde konuştu.
Bahçeli, İstanbullu vatandaşların üzgün olduğunu belirterek, "Türkiye her açıdan bir kördüğüm içindedir. Yine gördük ki, İstanbul, müşrik, dürüst, ilkeli, milli ve vicdani bir yönetimin özlemini çekmektedir. Istanbul İapay gündemlerde asıl sıkıntıları gizleyen, asıl problemlerin üzerini örtmeye körü niyetli iktidardan mustariptir. İstanbul ülkemizin tüm güzelliklerinin muazzez bir bakiyesidir. Burası kurtulursa Türkiye rahatlayacak, burası huzur bulursa Aziz vatanımıza bahar ve gerçekçi bir barış iklimi hakim olacaktır" diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı almak için kendilerine güvendiklerini ifade eden Bahçeli, "Ne AKP, ne CHP, ille de MHP, Ne AKP, ne CHP, bu defa MHP. Ne AKP, ne CHP Allah’ın izni, milletimizin iradesiyle herkes için MHP. İnandık, başaracağız. Karar verdik, zafere ulaşacağız. Sabrettik, mutlu sona inşallah varacağız" dedi.
“DEVLET VE TOPLUM HAYATI İTİDAL VE İHTİYATA MUHTAÇTIR”
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, devlet ve toplum hayatının itidal ve ihtiyata muhtaç olduğunu söyledi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında yapıtığı konuşmada, ekonomik sorunların alabildiğine tırmandığını ifade ederek, "İşsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk insanımızı hırpalamakta, keyfini kaçırmaktadır. Türkiye Kamu Sen’in bir araştırmasına göre, memurlarımızın yüzde 97’si borçlu, yüzde 60,2’si de borcunu ödemekten uzaktır. Bu düşündürücü, bir o kadar da yürek yaralayıcı tabloyu hiçbir çalışanımız hak etmemektedir. Hükümet kul hakkına göz koyarken, çalışanlarımızı, emeğiyle geçinen kardeşlerimizi, helal kazancının ardında koşan vatandaşlarımızı ekonomik felakete rehin bırakmıştır. Türkiye ekonomisi alarm zilleri çalmaktadır” dedi.
“DEVLET VE TOPLUM HAYATI İTİDAL VE İHTİYATA MUHTAÇTIR”
30 Mart 2014 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri’ne 69 günlük bir süre kaldığını hatırlatan Bahçeli, seçimler yaklaştıkça siyasi tansiyonun yükseldiğini, anlaşmazlık ve anormallikler yaygınlaştığına dikkat çekerek şunları dedi:
“İlaveten siyasetin üslubu dibe vurmaktadır. Hakaretler havada uçuşmakta, husumetten beslenen odaklar tahammülleri zorlamaktadır. Mahkeme kararı olmadan, illegal yöntemlerle kaydedilen konuşmalar çarşaf çarşaf yayınlanmaktadır. Manşetler ve sanal medya video ve kaset pazarı olmuştur. Telekulak çeteleri arşivlerini karıştırdıkça yeni skandallar ortaya saçılmaktadır. Sosyal medya tetikçileri pusuda beklemektedir. İnternet üzerinden sürdürülen karanlık kampanyalar dur durak bilmeden mahrem bilgilerin servis edilmesine çanak tutmaktadır. Anayasa’nın 20, 22, 25’nci maddeleriyle, TCK’nın 132 ve 133’nci maddeleri alenen çiğnenmektedir. Türkiye her açıdan bir kördüğümün içindedir. Türkiye her seviyede keskinleşen ve genişleyen huzursuzlukların sancısını yaşamaktadır. Devlet ve toplum hayatı itidal ve ihtiyata muhtaçtır. Siyaset ise sağduyu ve sakinliğe ihtiyaç duymaktadır. Kaşınan eski yaralar ve üretilen yeni korkular nedeniyle ülkemiz yönetilmez bir duruma sürüklenmektedir. Yaşanan onca ağır sorundan sonra iyimserlik ve geleceğe dönük umutlu bekleyiş irtifa kaybetmektedir. Kutuplaşma dinamikleri, kavga ve kaos gerçeği her geçen gün baskı ve hakimiyetini güçlendirmektedir.”
Toplumsal kural ve değerlerin hasar almasının millet adına büyük bir tehlike, büyük bir handikap olduğunu söyleyen Bahçeli, ”Hukuk herkese karşı tarafsız, bağımsız ve eşit ölçüde uygulandığı sürece bir anlam ifade edecek, vicdanen onay görecektir. Adalet karşısında hiç kimsenin doğuştan veya sonradan kazanılmış farklılığı, imtiyazı ve üstünlüğü olmayacak, olamayacaktır. Bu kural delinir, bu ilke hafife alınırsa milli birlik ve beraberliği ideal seviyede tutmak imkansızlaşacaktır” diye konuştu. Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
“‘Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması’ Başbakan’ın akılla arasını açmış, hezeyan nöbetlerine iyice hapsetmiştir. Yolsuzluğu örtbas etmek maksadıyla inanılmaz, duyunca herkesi hayrete sevk eden söz ve iddialar teker teker Başbakan’ın ağzından işitilmiştir. Nitekim gerçeklerin öğrenilmesini kösteklemek, doğruların anlaşılmasını geciktirmek amacıyla olmadık hayali düşmanlar icat edilmiştir. Başbakan rüşvetin, usulsüzlüğün, haksızlığın üzerine giden Cumhuriyet Savcılarını örgüt üyesi olmakla suçlamış ve görev yerlerini değiştirmiştir. Sözde darbe davalarında kullandığı savcıları bir zamanlar övüp alkışlarken, şimdilerde oklar kendine dönünce alayını birden düşman safına koymuştur.”
TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen HSYK kanun teklifinin bugün Genel Kurul’a geleceğini hatırlatan Bahçeli, “İktidar HSYK’yı Anayasa aykırı olacak şekilde ve siyasi hedeflerine göre tasarlamanın arayışındadır. Anayasa’nın 138’nci ve 159’ncu maddeleri hiç dikkate alınmamıştır. Hakim ve savcıların bağımsızlığı hesaba katılmamıştır. İlgili bakan adaletin patronu, tek belirleyeni seviyesine çıkarılmıştır. Başbakan ve hükümeti panik halinde HSYK’yı baştan ayağa değiştirmekte, rüşvet ve yolsuzlukların soruşturulmasını sabote etmeye gayret etmektedir. 12 Eylül 2010 referandumunda yüzde 57,88’lik oy oranıyla kabul edilen HSYK’nın yeni yapısı, kanunla bozulmak istenmektedir. Çok değil, yaklaşık 3,5 yıl önce, bizatihi millet iradesinin evet oyuyla Anayasa hükmü olan HSYK’nın mevcut sisteminin, rüşvet ve yolsuzluk sisi altında hedefe konulması milletimizin tercihlerini yok saymak anlamına gelecektir. Başbakan ve hükümeti evrensel hukuk normlarına ötenazi uygulamaktadır. Bu yanlıştan dönülmelidir. Bu çıkmaz sokaktan vakit daha erkenken çıkılmalıdır. Elbette adaletin işleyişindeki sorunları görmezden gelmemiz düşünülemeyecektir. Elbette HSYK’nın dünden devraldığı sorunları inkar etmemiz de beklenmemelidir. Anayasa değişikliğiyle yapılan düzenlemenin kanun yoluyla, yürütme zorbalığıyla, Meclisteki sayısal çoğunluk marifetiyle değersizleştirilme teşebbüsü asla bugünkü meseleleri çözemeyecek, hortumcuları kurtaramayacaktır. Başbakan Erdoğan ve partisi HSYK’nın değil, haydutların, rüşvetçilerin, yolsuzluğa adı karışmış herkesin peşine düşmelidir. Madem HSYK’da bir düzenleme yapılması gündemdedir, o halde AKP-CHP-BDP bir araya gelerek Anayasa değişikliğinde uzlaşmanın çarelerine bakmalıdırlar. Başbakan Erdoğan milletin sandıkta kabul ettiği Anayasa’ya riayet etmeli, cesareti ve milli iradeye sadakati varsa yapacağı değişikliği millete sormalıdır. Demokrasilerde, hukuksuz, ilkesiz, kuralsız, ahlaksız bir iktidarın yaşama şansı ne duyulmuş, ne de görülmüştür.”
Bahçeli, Suriye’de muhaliflerin yanı sıra, Esad yönetiminin de kan dökmeye devam ettiğini belirterek şunları kaydetti:
“Varil bombaları masum sivillerin canını almaktadır. İnsanlık Suriye’de rafa kaldırılmıştır. Bu ülke dört bir yandan ateş altına alınmıştır. Suriye’de resmen katliam yapılmaktadır. 22 Ocak’ta İsviçre’de başlayacak 2. Cenevre Konferansı’ndan önce böylesi kanlı bir sürecin yaşanıyor olması herkes adına uyarıcı ve dikkat çekici olmalıdır”.
Esad’a ateş püskürdü
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İnsanlık Suriye’de rafa kaldırılmıştır, resmen katliam yapılmaktadır. 2. Cenevre Konferansı’ndan önce böylesi kanlı bir sürecin yaşanıyor olması herkes adına uyarıcı ve dikkat çekici olmalıdır" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında yapıtığı konuşmada, ekonomik sorunların alabildiğine tırmandığını ifade ederek, "İşsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk insanımızı hırpalamakta, keyfini kaçırmaktadır. Türkiye Kamu Sen’in bir araştırmasına göre, memurlarımızın yüzde 97’si borçlu, yüzde 60,2’si de borcunu ödemekten uzaktır. Bu düşündürücü, bir o kadar da yürek yaralayıcı tabloyu hiçbir çalışanımız hak etmemektedir. Hükümet kul hakkına göz koyarken, çalışanlarımızı, emeğiyle geçinen kardeşlerimizi, helal kazancının ardında koşan vatandaşlarımızı ekonomik felakete rehin bırakmıştır. Türkiye ekonomisi alarm zilleri çalmaktadır” dedi.
“DEVLET VE TOPLUM HAYATI İTİDAL VE İHTİYATA MUHTAÇTIR”
30 Mart 2014 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri’ne 69 günlük bir süre kaldığını hatırlatan Bahçeli, seçimler yaklaştıkça siyasi tansiyonun yükseldiğini, anlaşmazlık ve anormallikler yaygınlaştığına dikkat çekerek şunları dedi:
“İlaveten siyasetin üslubu dibe vurmaktadır. Hakaretler havada uçuşmakta, husumetten beslenen odaklar tahammülleri zorlamaktadır. Mahkeme kararı olmadan, illegal yöntemlerle kaydedilen konuşmalar çarşaf çarşaf yayınlanmaktadır. Manşetler ve sanal medya video ve kaset pazarı olmuştur. Telekulak çeteleri arşivlerini karıştırdıkça yeni skandallar ortaya saçılmaktadır. Sosyal medya tetikçileri pusuda beklemektedir. İnternet üzerinden sürdürülen karanlık kampanyalar dur durak bilmeden mahrem bilgilerin servis edilmesine çanak tutmaktadır. Anayasa’nın 20, 22, 25’nci maddeleriyle, TCK’nın 132 ve 133’nci maddeleri alenen çiğnenmektedir. Türkiye her açıdan bir kördüğümün içindedir. Türkiye her seviyede keskinleşen ve genişleyen huzursuzlukların sancısını yaşamaktadır. Devlet ve toplum hayatı itidal ve ihtiyata muhtaçtır. Siyaset ise sağduyu ve sakinliğe ihtiyaç duymaktadır. Kaşınan eski yaralar ve üretilen yeni korkular nedeniyle ülkemiz yönetilmez bir duruma sürüklenmektedir. Yaşanan onca ağır sorundan sonra iyimserlik ve geleceğe dönük umutlu bekleyiş irtifa kaybetmektedir. Kutuplaşma dinamikleri, kavga ve kaos gerçeği her geçen gün baskı ve hakimiyetini güçlendirmektedir.”
Toplumsal kural ve değerlerin hasar almasının millet adına büyük bir tehlike, büyük bir handikap olduğunu söyleyen Bahçeli, ”Hukuk herkese karşı tarafsız, bağımsız ve eşit ölçüde uygulandığı sürece bir anlam ifade edecek, vicdanen onay görecektir. Adalet karşısında hiç kimsenin doğuştan veya sonradan kazanılmış farklılığı, imtiyazı ve üstünlüğü olmayacak, olamayacaktır. Bu kural delinir, bu ilke hafife alınırsa milli birlik ve beraberliği ideal seviyede tutmak imkansızlaşacaktır” diye konuştu. Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
“‘Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması’ Başbakan’ın akılla arasını açmış, hezeyan nöbetlerine iyice hapsetmiştir. Yolsuzluğu örtbas etmek maksadıyla inanılmaz, duyunca herkesi hayrete sevk eden söz ve iddialar teker teker Başbakan’ın ağzından işitilmiştir. Nitekim gerçeklerin öğrenilmesini kösteklemek, doğruların anlaşılmasını geciktirmek amacıyla olmadık hayali düşmanlar icat edilmiştir. Başbakan rüşvetin, usulsüzlüğün, haksızlığın üzerine giden Cumhuriyet Savcılarını örgüt üyesi olmakla suçlamış ve görev yerlerini değiştirmiştir. Sözde darbe davalarında kullandığı savcıları bir zamanlar övüp alkışlarken, şimdilerde oklar kendine dönünce alayını birden düşman safına koymuştur.”
TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen HSYK kanun teklifinin bugün Genel Kurul’a geleceğini hatırlatan Bahçeli, “İktidar HSYK’yı Anayasa aykırı olacak şekilde ve siyasi hedeflerine göre tasarlamanın arayışındadır. Anayasa’nın 138’nci ve 159’ncu maddeleri hiç dikkate alınmamıştır. Hakim ve savcıların bağımsızlığı hesaba katılmamıştır. İlgili bakan adaletin patronu, tek belirleyeni seviyesine çıkarılmıştır. Başbakan ve hükümeti panik halinde HSYK’yı baştan ayağa değiştirmekte, rüşvet ve yolsuzlukların soruşturulmasını sabote etmeye gayret etmektedir. 12 Eylül 2010 referandumunda yüzde 57,88’lik oy oranıyla kabul edilen HSYK’nın yeni yapısı, kanunla bozulmak istenmektedir. Çok değil, yaklaşık 3,5 yıl önce, bizatihi millet iradesinin evet oyuyla Anayasa hükmü olan HSYK’nın mevcut sisteminin, rüşvet ve yolsuzluk sisi altında hedefe konulması milletimizin tercihlerini yok saymak anlamına gelecektir. Başbakan ve hükümeti evrensel hukuk normlarına ötenazi uygulamaktadır. Bu yanlıştan dönülmelidir. Bu çıkmaz sokaktan vakit daha erkenken çıkılmalıdır. Elbette adaletin işleyişindeki sorunları görmezden gelmemiz düşünülemeyecektir. Elbette HSYK’nın dünden devraldığı sorunları inkar etmemiz de beklenmemelidir. Anayasa değişikliğiyle yapılan düzenlemenin kanun yoluyla, yürütme zorbalığıyla, Meclisteki sayısal çoğunluk marifetiyle değersizleştirilme teşebbüsü asla bugünkü meseleleri çözemeyecek, hortumcuları kurtaramayacaktır. Başbakan Erdoğan ve partisi HSYK’nın değil, haydutların, rüşvetçilerin, yolsuzluğa adı karışmış herkesin peşine düşmelidir. Madem HSYK’da bir düzenleme yapılması gündemdedir, o halde AKP-CHP-BDP bir araya gelerek Anayasa değişikliğinde uzlaşmanın çarelerine bakmalıdırlar. Başbakan Erdoğan milletin sandıkta kabul ettiği Anayasa’ya riayet etmeli, cesareti ve milli iradeye sadakati varsa yapacağı değişikliği millete sormalıdır. Demokrasilerde, hukuksuz, ilkesiz, kuralsız, ahlaksız bir iktidarın yaşama şansı ne duyulmuş, ne de görülmüştür.”
Bahçeli, Suriye’de muhaliflerin yanı sıra, Esad yönetiminin de kan dökmeye devam ettiğini belirterek şunları kaydetti:
“Varil bombaları masum sivillerin canını almaktadır. İnsanlık Suriye’de rafa kaldırılmıştır. Bu ülke dört bir yandan ateş altına alınmıştır. Suriye’de resmen katliam yapılmaktadır. 22 Ocak’ta İsviçre’de başlayacak 2. Cenevre Konferansı’ndan önce böylesi kanlı bir sürecin yaşanıyor olması herkes adına uyarıcı ve dikkat çekici olmalıdır”.
Son Dakika › Politika › Devlet Bahçeli'den HSYK Düzenlemesine 'Ötanazi' Benzetmesi - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?