Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD'deki izleme skandalıyla ilgili " Türkiye'nin çekineceği hiçbir şey yok. Son derece açık ve şeffaf bir politika takip ediyoruz. Kimle ne konuşuyorsak bunları ifade ederiz" dedi.
Davutoğlu, NTV'de katıldığı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Bakan Davutoğlu, müttefikler arasındaki ilişikilerin güven esasına dayandığına dikkati çekerek yanlış anlaşılmalara yol açacak durumlarda diğer dışişleri bakanlarıyla görüştüğünü söyledi. "Hiçbir gizlimiz saklımız yok" ifadelerini kullanan Davutoğlu, Wikileaks olayının ortaya çıktığı gün önceden planlanmış bir program için Washington'da olduğunu ancak orda da çekinecekleri hiçbir durum olmadığını belirtti.
Türkiye olarak son derece açık ve şeffaf bir politika izlediklerinin altını çizen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin çekineceği hiçbir şey yok. Son derece açık ve şeffaf bir politika takip ediyoruz. Kimle ne konuşuyorsak bunları ifade ederiz. Mısır Dışişleri Bakanı'na da dedim: 'Size ne söylüyorsak biz başka ülkelerle Mısır hakkında konuştuğumuzda da aynı şeyi söyleriz.' Hiçbir zaman Mısır gibi bir ülkeye zarar verecek herhangi bir faaliyet içinde olmayız. Zarar verebilecek faaliyetlere karşı tutumuzu da açık bir şekilde sergileriz. Burada da bizim kendimize güvenimiz tam. Yaptığımız diplomasi ve bu diplomasinin etik zemini konusunda herhangi bir tereddüdümüz yok. Diğer müttefiklerin de aynı güven içinde olmasını dileriz."
ABD ile farklı düşündükleri dönemlerde de bunu hiçbir zaman saklamadıklarını dile getiren Davutoğlu, başka konularda da muhattaplarla farklı düşünüldüğü zaman bunun açıkça ifade edileceğini söyledi. Davutoğlu, bu gibi durumlarda dinleme faaliyetlerine ihityaç olmadığını zira bunun bir güven problemi yarattığını vurguladı. Bu durumu ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'e aktardığını ve gerekli bir açıklama beklediklerini ifade eden Davutoğlu, konuyla ilgili tedbiri elden bırakmayacaklarını kaydetti.
Devletin konuyla ilgili bir takım tedbirler aldığını vurgulayan Davutoğlu, "Ben 'açık ve şeffaf diplomasi' derken açık ve şeffaf strateji demiyorum elbette. Stratejimizin açık olan yönü vardır, takip ettiğimiz politikalar itibariyle tamamıyla devlet mahremiyeti içine kalan yönleri vardır. Bazen çok üst düzey liderler düzeyinde olanlar vardır. Tabii o konuda her türlü tedbiri alırız. Bu, devlet olmanın bir gereği" diye konuştu.
Siber ve sanal güvenlik noktasında da çalışmalar yaptıklarını dile getiren Davutoğlu, bugünün ekonomik ve siber savaşlarının neredeyse fiili askeri savaşlardan çok daha etkili sonuçlar doğurabileceğine dikkati çekti.
"1990'lı yıllarda Dışişleri kadroları dar tutulmuş"
Bakan Davutoğlu, yeni Dışişleri düzenlemesine ilişikin de "hariciye mesleğinin tamamen ehliyete dayalı olduğu" konusundaki inancına vurgu yaptı. Davutoğlu, bu geleneğin sürmesi konusunda da diğer büyükelçilerle görüşmeler yaptığını söyledi.
Dışişleri Bakanlığının profesyonel yönüne vurgu yapan Davutoğlu, bu noktada bazı dönemlerde Dışişleri'nin sadece diplomatik olmayan birçok boyutunun da ortaya çıktığını ifade etti. Davutoğlu, böyle dönemlerde bazı uzmanlardan istifade etmek gerektiğini vurguladı.
Davutoğlu, hariciye için "elit mesleğidir" eleştirisi konusunda da "Şöyle yanlış bir algı var; 'Bu bir elit mesleğidir, içe kapalı bir meslektir. Ancak kendi içinde yetiştirir, dışarı açtığınızda bu mesleğin sırrı, özelliği kaybolur.' Buna karşı olarak da 'Herkes diplomat olarabilir' şeklinde ifrat ve tefrit bağlamında bakmamak lazım" değerlendirmesini yaptı.
Konuyu büyükelçilerle beraber uzun uzun tartıştıklarını ve bilhassa onları dinlemeye özen gösterdiğini söyleyen Bakan Davutoğlu, bu noktada her birinin birikim ve tecrübesinden istifa edildiğini belirtti.
Geçmiş dönemlere ait bazı uygulamaların yetersizliğini dile getiren Davutoğlu, şunları söyledi:
"1990'lı yıllarda ve 2000'li yılların başlarında Dışişleri kadroları o kadar dar tutulmuş ki bunu ilk kez burada ifade etmek zorunda kalıyorum. Türkiye'nin stratejisinin hiçbir zaman büyümeyeceği, genişlemeyeceği gibi iki alanda dar tutulmuş. Bir sayısal alanda dar tutulmuş, iki mahiyet anlamında dar tutulmuş. Mesela sadece Fransızca ya da İngilizce diye sınırlanmış. Peki Rusça, Çince, Arapça, Rumca, Ermenice nerede? Bunlar yok. Bakan olduğumda ilk yaptığım şey, Dışişleri Teşkilat Yasası'nı yenilemek ve genişletmekti. Burada büyükelçilerimize çok ciddi imkanlar sağladık."
"Dışarıdan atamaya bir ehliyet bazında bakıyoruz"
Son 4 yıl içinde 34 yeni büyükelçilik açıldığına dikkati çeken Davutoğlu, büyükelçilik havuzunun bunu karşılayacak durumda olmadığını, dolayısıyla dışarıdan atama yapıldığını ifade etti.
Dışarıdan atamada, devlet tecrübesine sahip müsteşarların yanı sıra saygın akademisyenlerin özellikle seçildiğine işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
" Vatikan'da Kenan Gürsoy var, Büyükelçi. Gidin, Vatikan'da kime sorarsanız sorun, Türkiye-Vatikan ilişkileri onun döneminde ne kadar mesafe katetti. Çünkü kendisi teolog ve filozof. Şimdi Kenan Gürsoy'u ehliyet bakımında yargılayabilir misiniz? ya da Dış Ticaret Müsteşarı'nı Kenya'ya atıyosunuz. Şimdiki Ekonomi Bakanlığı müsteşarımızı Libya'ya gönderdiğimiz gibi. Neden? Ekonomi ağırlıklı bir çalışma içinde olacağınız ülkeler bunlar. Somali'ye, Yeryüzü Doktorları'ndan tüm Afrikayı adım adım gezmiş bir öğretim üyesini atadık. Somali'de, Somalilierin de olağanüstü takdirini kazandı. Dışarıdan atamaya bir ehliyet bazında bakıyoruz. Üst düzey devlet görevi yürütmüş insanları içeride de değerlendirme durumu hasıl olursa içeride de değerlendireceğiz. Bu durumun, bakanlığımızın profesyonel çalışma kaabileyini azaltmayan, aksine renklendiren, derinleştiren bir etki yapacağına inanıyorum."
- Ankara
Son Dakika › Politika › Dışişleri Bakanı Davutoğlu Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?