Hdp Sözcüsü Baydemir Açıklaması

HDP Sözcüsü ve Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, "Yarın grup toplantımızı Diyarbakır'da yapacağız. Şiddetsiz, taşsız, sopasız, en ufak bir şiddet enstrümanı olmaksızın tamamen bir vicdan ve adalet direnişini ortaya koyacağız. 7 gün 24 saat açık alanda vicdan, demokrasi, eşitlik, özgürlük adalet ve onurlu barış için nöbet tutacağız." dedi.

Baydemir, HDP Grup Yönetim Toplantı Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, sansürün kaldırılışının yıl dönümü olduğunu belirterek, "Sansür, baskı, haber alma ve medyanın da haber yayma hakkı açısından baktığımızda bugün özü itibariyle Basın Bayramı değil kara bir bayramdır." dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve milletvekillerinin 163 gündür "rehin alındığını" ileri süren Baydemir, Demirtaş'ın sözlerinden ve muhalefetinden dolayı cezaevinde bulunduğunu ve yargının adeta Demirtaş'ı cezalandırmakla görevlendirildiğini iddia etti.

"4 Kasım darbesinden sonra eş genel başkanımız hakkında iddianameler, fezlekeler oluşturulmaya devam ediliyor. 4 Kasım'dan bugüne kadar 16 fezleke daha hazırlandı." diyen Baydemir, Selahattin Demirtaş hakkında hazırlanan fezlekelerden örnekler verdi. Anayasa Mahkemesine tutuklu milletvekillerine ilişkin çağrılarını yinelediklerini belirten Baydemir, "Geciken adalet adalet değildir ve adaletin geciktirilmesinde içtihadınıza sahip çıkmayışınızın rolü çok büyüktür." dedi.

HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ve HDP Van Milletvekili Tuğba Hezer Öztürk'ün milletvekilliğinin düşürülmesi talebinin "darbe sürecinin devamı" olduğunu öne süren Baydemir, "Milletvekilliğinin düşürülmesine el kaldırmak darbeye iştirak etmektir. Milletvekilliğinin düşürülmesine 'hayır' dememek, açık ve net söylüyorum iştirak etmektir." ifadesini kullandı.

- Sorular

Bir gazetecinin, "HDP'nin bir eylemlilik süreci mi olacak?" sorusu üzerine Baydemir, legal ve demokratik siyasetin tasfiye edildiğini, "Meclis'in işlevsizleştirildiğini ve iktidar partisinin noterliği haline dönüştürüldüğünü" savundu.

"Açık alanda grup toplantısı yapacağız"

Partilerinin TBMM Grup Toplantısı'nı yarın Diyarbakır'da yapacaklarını belirten Baydemir, şöyle devam etti:

"Şiddetsiz, taşsız, sopasız, en ufak bir şiddet enstrümanı olmaksızın tamamen bir vicdan ve adalet direnişini ortaya koyacağız. 7 gün 24 saat açık alanda vicdan, demokrasi, eşitlik, özgürlük, adalet ve onurlu barış için nöbet tutacağız. Demirtaş, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız cezaevinde olduğu sürece, kayyum uygulamaları, OHAL rejimi devam ettiği, KHK'larla insanların ekmeğine göz dikildiği müddetçe devam edeceğiz.

İlk hafta Diyarbakır'da olacağız. Diyarbakır'dan sonraki hafta İstanbul'da, ardından ise Van ve İzmir'de olacağız. Bir ay kesintisiz dört bölgede, vicdan ve adalet direnişi olacak. Açık alanda grup toplantısı yapacağız. Grup toplantısı yaptıktan sonra ayrılmayacağız. 7 gün 24 saat o alanda kalacağız. Eylül ayı boyunca da durmayacağız. Türkiye genelinde onurlu barış mitinglerini organize edeceğiz."

Osman Baydemir, "benim bu gidişata itirazım var. Ülkenin geleceğine dair kaygım var" diyen bütün siyasi partileri ve sivil toplum örgütlerini yapacakları etkinliklere davet etti.

OHAL nedeniyle etkinliklere ilişkin izinlerde sıkıntı yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin soru üzerine Baydemir, çabalarının bir nedeninin de OHAL'in kaldırılması olduğunu söyledi. Gerekli bildirimleri yaptıklarını, yanıt ne olursa olsun en azından milletvekilleri olarak bu nöbeti tutacaklarını belirten Baydemir, "Bizi darp edebilirler, gaz atabilirler, şiddet uygulayabilirler. Bize şiddet uygulansa dahi şiddete şiddetle yanıt vermeyeceğiz. Gandi vari bir duruş ortaya koyacağız." dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın PKK tarafından katledilen öğretmen Necmettin Yılmaz'a ilişkin açıklamalarının anımsatılması üzerine Baydemir, "Sayın Genel Başkanımızın açıklaması, açıklamamızdır. Meclis Grup toplantımızda Necmettin öğretmenin katledilmesini kınadık, kınıyoruz, kınamaya da devam ediyoruz. Her kimden, her kime şiddeti, savaşı meşru görmüyoruz. Bu meşru görmemenin yanı sıra hiçbir gerekçe, sivil bir insanın hayatına kast etmeyi meşrulaştıramaz. Reddediyoruz." değerlendirmesini yaptı.