HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, AK Parti ve MHP'nin seçim ittifakıyla ilgili TBMM'ye sunduğu ortak kanun teklifine ilişkin, "Referandumda ortaya çıkmış ne kadar şaibe, hile varsa bütün bunlara yasal zemin hazırlanmaktadır. 'Şaibeli bir seçimin meşruiyeti nasıl sağlanır' üzerinden bir seçim yasası ile karşı karşıyayız." dedi.
Temelli, Eş Genel Başkan seçilmesinin ardından partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda ilk kez yaptığı konuşmada, binlerce HDP'linin cezaevlerinde olduğunu ve cezaevleri sorununun giderek derinleştiğini öne sürdü.
28 Şubat denildiği zaman akla ilk gelenin "postmodern darbe" olduğunu dile getiren Temelli, "O günün görüntülerinden aklımızda kalan en önemli sahne Sincan'daki tanklar. Halen tanklar sokaklarda. Dün Sincan sokaklarında, bugün Afrin sokaklarında. ve bize hala o tankların fotoğraflarını, görüntülerini gösteriyorlar. 1997'de o tankların mağduru olanlar bugün o tanklardan medet umuyorlar. Sincan'daki tank görüntülerinin çok daha vahimini bugün Afrin'deki savaş ortamında hep birlikte izliyoruz." iddiasında bulundu.
Temelli, 28 Şubat sürecinin çok sayıda mağduru olduğunu belirterek, en önemli mağduriyetlerden birini üniversitelerin yaşadığını, bugün de binlerce öğretim üyesinin KHK'ler ile ihraç edildiğini savundu. Temelli, "Nasıl ki 1997'de postmodern darbeyi yapanlar bu utançtan kurtulamadan göçüp gidiyorlarsa bunlar da bu utançla yaşayacaklar, anılmaya devam edecekler." diye konuştu.
"Üniversite mezunlarının iş bulma olanağı ortadan kalktı"
Üniversitelere yönelik iktidarın kendi kadrolarını düzenlemenin peşinde olduğunu iddia eden Temelli, bir anda 30 bine yakın yardımcı doçentin özlük haklarını kaybettiğini ileri sürdü. Sadece bir yıl içinde 45 atanamayan öğretmenin intihar ettiğini ve büyük bir dramla karşı karşıya olunduğunu savunan Temelli, üniversite mezunlarının da iş bulma olanağının ortadan kalktığını ifade etti.
Temelli, "Dolmabahçe mutabakatı aslında ortak vatanda demokratik cumhuriyet için büyük bir fırsatın adıdır. İşte bu fırsat bahsettiğim 1997 zihniyetiyle aslında geri tepilmiştir." görüşünü öne sürdü.
Temelli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bakın gündem mühendisleri, hafıza temizleme merkezi gibi çalışıyorlar. Her şeyi unutturmaya, geçmişi olmayan bir siyaseti var etmeye çalışıyorlar. Tam da o günlerde 20-25 Şubat tarihleri arasında Sayın Salih Müslim İstanbul'da ve 22 Şubat'ta Süleyman Şah Türbesi'nin taşınma hikayesi var. Bu hafızalarımızdadır. Bugün hükümet, 'Salih Müslim'i Çekya'dan geri istedik.' diyor. Gündem mühendisleri sanki İnterpol'de böyle bir kayıt varmış, Çekya ile aramızda bu türden bir anlaşma varmış gibi gündemi bulandırarak aslında 'cambaza bak' dediğimiz o taktikle günü kurtarmaya çalışıyorlar.
Çok da iyi biliyoruz ki Salih Müslim, nasıl ki 2015'te Türkiye barışını ararken üzerine düşen sorumlulukla hareket etmişse yine Suriye'nin demokratik çözümü için çalışmalarını sürdürüyor."
Sezai Temelli, Türkiye'de çok yaygın bir işsizlik sorunu bulunduğunu ve gizli işsizliğin çok daha hızlı arttığını savundu. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine değinen Temelli, "Bugün şeker pancarı üretiminden geçinen nüfus sadece çiftçiler değildir. Bu alana bağlı olarak baktığımızda yaklaşık bir milyon insanı etkileyecek bir karardır." dedi.
"Afrin küçük bir ilçe"
Zeytin Dalı Harekatı'na değinen Temelli, 2011 nüfus sayımına göre Afrin'de yaşayan insan sayısının 170 bin olduğunu, Suriye'deki savaştan kaçanlarla bu sayının 350-400 bine ulaştığını ileri sürdü.
Temelli, "Afrin küçük bir ilçe. NATO'nun ikinci büyük ordusu ve 40 gündür televizyon ekranlarında bütün haberciler, Genelkurmay hareket dairesi uzmanı gibi bize bir Afrin harekatı anlatıyorlar. Hiçbir sivilin ölmediğini anlatıyorlar. Oysa savaşta siviller ölür. Afrin'de de siviller, çocuklar ölüyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin almış olduğu kararın bir an önce Suriye'de hayat bulmasını, sadece Doğu Guta'da değil Suriye'nin her yerinde, Afrin'de de ateşkes koşullarına bir an önce uyulmasını istiyoruz." görüşünü savundu.
Çocuk istismarının her yerde olduğunu ifade eden Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biraz önce bakan açıklama yapıyor. 'Çocuk istismarında sayı düştü. 16 binmiş 14 bine düşmüş' diyor. Bunu o kadar küçümseyerek anlatıyor ki onun için her şey bir sayı. Bir istismar bile aslında önemlidir. Bir istismar bile bu ülke açısından büyük bir utanç, ciddi bir ahlaki sorundur. Hükümet şimdi yine bir göz boyama espirisi ile suçluyu yakalarlarsa cezalandırarak, kimyasal hadım projeleriyle bu sorunu çözmeye çalışıyor. Oysa, çocukların kendisini koruyabilecekleri çocuk koruma programları bu suçun önlenmesine yönelik tedbirlerin alınacağı bir program hayata geçirilmeli."
Temelli, AK Parti ve MHP'nin seçim ittifakıyla ilgili TBMM'ye sunduğu ortak kanun teklifine de değinerek, "Referandumda ortaya çıkmış ne kadar şaibe, hile varsa bütün bunlara yasal zemin hazırlanmaktadır. Şaibeli bir seçimin meşruiyeti nasıl sağlanır üzerinden bir seçim yasası ile karşı karşıyayız." ifadesini kullandı.
Temelli, şunları söyledi:
"Barajı geçme olasılığı olmayan, yüzde 5'in altında oy alma olasılığı yüksek olan bir partiyle ittifak yapıyorsunuz. Bu sayede onun için baraj sorununu ortadan kaldırıyorsunuz. O parti için temsilde adaleti sağlamış oluyorsunuz. Sizle ittifak yapmayanlar için böyle bir derdiniz, kaygınız yok. Onlar barajı geçmek zorunda. Bir de onlara yol gösteriyorsunuz. 'Siz de ittifak yapın' diyorsunuz. Siz de ittifak yapınca bütün partiler, 'HDP'yle yan yana mı düşeceğiz' diye telaşlanıyor. Dolayısıyla HDP ile ittifak yapma konusundaki sıkıntı her yeri sarmış. İktidar da bunun üzerinden konuşuyor. Bizim için böyle bir sorun yok. Bizim baraja alerjimiz var. Nerede bir baraj varsa onu yıkıyoruz. 7 Haziran ve 1 Kasım'da yıktık, yine yıkacağız."
Son Dakika › Politika › Hdp TBMM Grup Toplantısı (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?