Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı, Genel Kurul'da

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, rotasyon uygulaması konusunda, "Daha değerlendiriyoruz, kararı vermedik. Artısı, eksisi nedir değerlendirip gereğini yapacağız." dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı'nın görüşmeleri sürüyor.

MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem, tasarıya güvenirlik konusunda tereddüt olduğunu ifade ederek, vakıflara ait yurtlarda yaşananların halkta endişe yarattığını söyledi. Vakıf mütevelli heyetine atananların yaklaşık 40 yıl görev yapabileceğini ifade eden Erdem, "Milli Eğitim Vakfı varken yeni bir vakfa niye gerek duyuluyor? MEB, vakıf için 1 milyon lira verecek. Bakanlık Ankara'da iken, vakfın merkezinin İstanbul olması manidardır. AKP döneminde 6 Milli Eğitim Bakanı değişmiştir. Her Bakan ile sistem de değişmiştir. Sık değişen sistemle çocuklarımız perişan ediliyor." dedi.

HDP Mardin Milletvekili Erol Dora, hükümetin Maarif Vakfı ile yurt dışındaki cemaat okullarıyla mücadeleyi amaçladığını ifade ederek, "Her kente bir üniversite kurduk ama akademisyenleri 'savaşa hayır' dedikleri için işten attık, tutukladık. Ders kitapları tekçi bir anlayışla yazılıyor" görüşünü savundu.

CHP Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, tasarıya karşı olduklarını ifade ederek, Milli Ağitim Bakanlığının görevlerini ve sorumluluklarını vakıflara bıraktığını, yurt dışında açtığı ve açacağı okullarla ilgili yetkilerini de Maarif Vakfı'na devredeceğini savundu. "Mütevelli heyeti yapısıyla Cumhurbaşkanının kontrolünde yeni bir TÜRGEV yaratılacağını" söyleyen Karabıyık, heyetteki üyenin 72 yaşına kadar görev yapacağını hatırlattı. "Hiç zahmet etmesinler, üyelik babadan oğula geçsin" diyen Karabıyık, çocuğun faydasını merkeze alan sistemler kurulmadığını ileri sürdü.

Karabıyık, liselilerin gelecek kaygısına düştüğünü ve bu nedenle tepki gösterdiklerini ifade etti.

-"Bir yıl sonra yüzde 90'a yakını geri dönüyor"

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 3. madde üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, "Ücretli öğretmen çalıştırmak doğru bir yöntem mi?" sorusuna, "Doğru olduğunu söylemiyoruz, kesinlikle doğru değil. Doğru olanı kadrolu öğretmen. Bir doğrusu var, bir de hayatın gerçeği var. Güneydoğu'ya öğretmen atıyoruz, bir yıl sonra yüzde 90'a yakını geri dönüyor, mazeret ataması ya da eş tayini nedeniyle. Eş tayiniyle atamasak, 'aile bütünleşmesini sağlamıyorsunuz' denilecek. Güneydoğu'da birilerini tutmamız lazım. Ücretli öğretmen de sözleşmeli öğretmen de var." dedi.

Yılmaz, yapacakları düzenlemeye işaret ederek, şunları kaydetti:

"Bir yasa getireceğiz; öğretmeni 5 yıl Doğu ve Güneydoğu'da çalıştıracağız, ondan sonra kadroya alınacak. 8 yıl çalıştıktan sonra Türkiye'nin diğer yerlerine gitme imkanı vereceğiz. Sözleşmeli statüyü kaldırırsanız, Güneydoğu'ya öğretmen bulamayabilirsiniz. Peki oradakilerin eğitim alma hakkı yok mu? Bazı illerde öğretmen fazlası var, bunlardan biri de Tunceli. Ankara da öyle. Bizim burada öğretmen ihtiyacımız yok ki. Hepsini yüzde 100 kadrolu yaparsak, mazeret nedeniyle biz hiç kimseyi bir yere atayamayız. Yüzde 6 gibi bir boşluk var; kadroların yüzde 94'ü dolu. Yüzde 6 gibi bir boşluk, mazeretten dolayı yer değiştirmeye neden oluyor. Yoksa yüzde 100'ünü doldurursanız, iller arasında atama yapma imkanı kalmaz. Ağustos ayında atamamız yok dedik, inşallah şubatta atama yapacağız."

Yılmaz, resmi okullarda 853 bin 916 öğretmen, 67 bin 117 yönetici olduğunu belirterek, 1 milyonun üzerinde bir eğitim ailesi olduklarını, öğretmen statüsündeki ailenin mensuplarının 921 bin 133, ücretli öğretmen sayısının da 46 bin 133 olduğunu ifade etti.

-"Eğitimin kalitesini arttırmak istiyoruz"

Rotasyon uygulamasının olup olmayacağı sorusunu da yanıtlayan Yılmaz, "Bunun üzerinde bir bakıyoruz. Biz gerçekten eğitimin kalitesini arttırmak istiyoruz. Bir öğretmen bir okulda 12 yıl kaldıktan sonra başka okula göndermek iyi mi olur, kötü mu olur? Benim kardeşim öğretmen, hepimizin ailesinde öğretmen var. Emekli oluncaya kadar 24-25 yılda iki okul değiştirecek. Ömür boyu bir yerde kalması ne kadar doğru? Daha değerlendiriyoruz, kararı vermedik. Artısı, eksisi nedir değerlendirip gereğini yapacağız." diye konuştu.

Yılmaz, idarenin de hata yapabileceğine işaret ederek, "Hatalarımızı yargı gösterecek. Yargının her verdiği karar da doğru değildir ama hukuk devleti gereği, yargının verdiği kararı doğru diye kabul etmekten geçer. Bir örnek var, onu söyleyeyim. ÖSYM, öğrenci yerleştirmeyle ilgili bir kural koymuş; 'en yüksek puan alandan itibaren yerleştirilecek.' Danıştay karar vermiş; 'bu doğru değil, yüzdelik dilimler halinde atayacaksın.' Yüzdelik dilimler içinde belki binlerce öğrenci var. Doğru karar değil. Ne yapacaksın? Yüzdelik dilimler dikkate alınarak, 'aynı yüzdelik dilimde olandan en üste puanı olanlar atanır' diyoruz. Yargıtayın, Danıştayın verdiği kararı, uygulamada biz düzeltiyoruz." dedi.