MHP Genel Başkan Yardımcısı Karakaya Açıklaması

MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı'nın başarılı sonuçlanmasıyla birlikte Türk ekonomisinin de çok ciddi bir toparlanma yaşayacağına inandığını söyledi.

Mecliste basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya gelen Karakaya, ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Daniel Coats'in ABD Kongresi'ne sunduğu YPG'nin, " PKK'nın Suriye'deki milis gücü" olduğu yönündeki raporunun, ABD'nin bu örgütlerle ilişkisini ortaya koyduğunu belirtti.

Türkiye'nin, Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı konusunda haklı ve elinin son derece güçlü olduğunu vurgulayan Karakaya, Afrin'de milli beka adına sürdürülen operasyonların durdurulmadan başarılmasının önemine dikkati çekti.

Karakaya, "Dolayısıyla ABD bu konuda suçüstü olmuştur. Aslında biliniyordu, suçüstüydü ama belki ilk kez bu kadar diplomasi konusunda da zayıf kaldığı, Türkiye'nin de bu kadar güçlü olduğu bir dönemi ve ortamı yaşıyoruz. Yani bu şuna benziyor, bizim diyeceğimiz belli de onlar ne diyecekler, ABD ne diyecek onu bilemiyoruz." diye konuştu.

-"Artık bıçak kemiğe dayandı"

ABD'nin öteden beri Türkiye'nin müttefiki ve stratejik ortağı olduğunu anımsatan Karakaya, ancak gelinen noktaya bakıldığında ABD'nin başta Irak ve Suriye olmak üzere bölgede izlediği politikalara ve buralarda iş tuttuğu gruplar ile terör örgütlerine bakıldığında, bunların temel hedefinin, Türkiye olduğunun bilindiğini dile getirdi.

Mevlüt Karakaya, şunları kaydetti:

"Artık bıçak kemiğe dayandı. Türkiye'nin mücadelesindeki bu nokta, var olma, yok olma noktası. Türkiye, bu noktadan sonra kimsenin şu ya da bu şekildeki mazeretlerini dinlemenin ya da bu konuda diplomasi anlamında bir şeyler düşünmenin ülke açısından çok faydalı olacağını düşünmüyor. Türkiye'nin öncelikle bu beka sorununu halletmesi gerekiyor. Bu seferki durum çok farklı. Türkiye burada kararlılığını gösterecek. Sayın Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi her gün ölüyoruz. Her gün öleceğimize, parça parça yok olacağımıza toptan yok oluruz ya da var oluruz. ya istiklal, ya ölüm. Yani bu işin başka bir parolası kalmadı. Mustafa Kemal Atatürk de eğer 'Ya istiklal, ya ölüm' demeseydi, bugün biz Anadolu'da yoktuk. Bugün de öyle bir noktaya geldik."

"Harekat, Türk ekonomisinde çok ciddi bir toparlanma sağlayacak"

Türkiye ile ABD'nin Suriye'de karşı karşıya kalabileceği endişesini taşıyıp taşımadığı sorusu üzerine Karakaya, ABD'nin Türkiye ile karşı karşıya gelecek fiili bir duruma gireceğini ve durumu o noktaya getireceğini düşünmediğini söyledi.

Türkiye'nin kararlı bir duruş sergilediğini belirten Karakaya, şöyle devam etti:

"Zeytin Dalı Harekatı'nın yapılmamasının Türk ekonomisine çok ciddi bir darbe vuracağına inanıyorum. Çünkü bu bir milli güvenlik meselesi. Ekonominin en temel unsurlarından birisi, özellikle yabancı yatırım açısından güvendir. Sürekli Suriye tarafından veya içeriden tehdit ve tehlike ile saldırı altında olan, geleceğinin ne olacağı konusunda tartışmaların olduğu bir ülkede ne yatırım, ne verimlilik, ne çalışma, ne de sermaye gelir. Onun için, ben bu operasyonun başarılı olarak sonuçlanmasıyla birlikte Türk ekonomisinin de çok ciddi bir toparlanma yaşayacağına inanıyorum. Ekonomide en önemli hususlardan birisi risk algısıdır. Risk azaldıkça yatırımlar da artar, sermaye de gelir, ekonominin çarkları da işler. Ama işin en başında güven olayı vardır. Bunun ciddi yansımaları olacak. Harekatın önemli sonuçlarından biri de güçlü ordu, güçlü devlet ve güçlü bir ekonomik yapıyı da getirecektir."

-"Bu topyekun bir mücadele"

Vatandaşların, bu işin farkında olduğunu ve bunun Mehmetçik Vakfına yapılan bağışlardaki artışa da yansıdığını dile getiren Karakaya, "Vatandaş, Türkiye'nin ciddi bir beka mücadelesinin içinde olduğunun farkında. Bu topyekun bir mücadele. Türk milleti de tarihte bunun örneklerini göstermiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un açıklamasına ilişkin değerlendirmesi de sorulan Karakaya, "Ben bunu, Sayın Başbuğ, 'Yanlış anlaşıldım' diyorsa en azından yani zamanlamasının, söylediğinin yanlış olduğunun farkına vardığı şeklinde değerlendiriyorum. Çok uzatmamak lazım belki o ayrı bir konu. Çünkü bu işin siyasetle falan bir alakası yok. 'Bu iş siyaset ve partiler üstüdür. Buradan birileri artı sonuç elde ederler' şeklindeki değerlendirmelerin sadece böyle bir mücadeleyi zaafa uğratmaktan başka bir girişim olmayacağını çok açık bir şekilde ifade etmek istiyorum." yanıtını verdi.

"Suriye'de Mehmetçiğin ne işi var? Suriyeliler gitsin savaşsın" şeklindeki görüşleri son derece tehlikeli söylemler olarak değerlendirdiğini ifade eden Karakaya, "Biz oraya başkalarının çocukları için, onlara gelecek açmak için gitmedik. Biz oraya kendi milli güvenliğimizi, kendi ülkemize yönelmiş olan tehdit ve tehlikeleri ortadan kaldırmak için gittik. Biz, bizim ülkemize gelen 3,5 milyonun yaşadığı akıbeti, kaderi kendi milletimize yaşatmamak için oradayız." dedi.

MHP'nin Kurultay hazırlıklarına ilişkin soru üzerine Karakaya, son dönemde yaşananlar ve içinde bulunulan şartlar da dikkate alınarak, "Milli duruş, şühedaya vefa, millete beka" teması içinde kurultayı gerçekleştireceklerini ifade etti.

Seçim ittifakına ilişkin bir soru üzerine ise Karakaya, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "A partisi ile B partisi C ittifakını kuruyor. Bu ittifakın adı da Cumhur İttifakı. Burada C'de bir sır var." sözlerini anımsattı.

Karakaya, "Sayın Genel Başkanımızın öyle tesadüfi, rastgele konuşmadığını biliyorsunuz. Mutlaka onu düşünmüş, analiz etmiştir. Şöyle de diyebilirdi diye düşünüyorum, 'A, B, C ya da N' diyebilirdi. C, Cumhur İttifakı değil de D, Demokratik İttifak diyebilirdi, başka bir şey diyebilirdi. Dolayısıyla 'A ile B Cumhur İttifakı. Bunda da bir sır var' dedi. Ben orada bir sır olduğuna inanıyorum. Sayın Genel Başkanımız, 'N' demedi yani. Ben öyle okudum." ifadelerini kullandı.

MHP'nin baraj altında kalacağı şeklindeki görüşlerle ilgili düşüncesi de sorulan Karakaya, anket firmalarının çalışmaların çoğunlukla kamuoyu yönlendirmesi yaptığını ifade ederek, bu firmaların, anket çalışmalarını kimin için yaptıklarını, öncesinde kamuoyuna açıklaması gerektiğini söyledi.