TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Elbette suç teşkil eden ne varsa bunun üstüne gidilmesi gerekiyor. Bizim buna yardımcı olmamız lazım. Bunu yaparken evrensel hukuk kurallarını, insan onurunu gözardı etmeden, hukuku, siyasetin malzemesi yapmadan, günübirlik siyasete malzeme taşıyan faaliyet alanı olmaktan çıkarmak gerekir" dedi.
Bir televizyon programında soruları yanıtlayan Çiçek, yargının da zaman kayıtdışı siyasetin enstrümanlarından biri olduğunu söyledi.
"Birisi bir alana müdahale ediyorsa ve anayasal yetkisinin dışına çıkıyorsa, bu bal gibi kayıtdışı siyasi bir faaliyettir" ifadesini kullanan Çiçek, şunları söyledi:
"Hiç görülmeyen birtakım siyasi unsurlar var. Bunların bir kısmı Anayasal kuruluşlardır. Dün daha etkindi, bugün daha az etkin veya değil, onun yerine bugün başkaları ikame edildi, ediliyor. Sermaye grupları, sosyolojik gruplar. Siyasi faaliyetler olarak envanterde gözükmeyen ama siyaseti belirmeye çalışan ve yeri geldiğinde kavgaya tutuşan gruplar da var. Bu da siyasetin kayıtdışı bölümüyle alakalıdır. Üstelik kayıtdışı siyasetin, dış mihraklarla da bağlantılı olduğu dönemler olmuştur. Bir ülkede halkın seçtiği meşru hükümeti değiştirmeye vatandaş karar verecektir. Gazete ilanlarını hatırlayın, bir meslek örgütünün öncülüğünde havuzlar oluştu, transferler oldu... Eğer siz kayıtdışı siyasetin unsuruysanız kayıtiçi ilişkileriniz de çok normal olmaz. Bu çarpık bir ilişkidir ve eninde sonunda sıkıntı çıkarır.
Türkiye'de ekonominin en az üçte biri, siyasetin en az yarısı kayıtdışıdır. Fırsat bulundu mu oradan buradan siyaseti yönlendirmeye, meşru hükümetleri alaşağı etmeye çalışırlar."
-"Kaybeden Türkiye oluyor"
Olması gereken şeylerin kendi mecrasında yürütülmesi gerektiğini belirten Çiçek, "Yolsuzluk mu sonuna kadar gidilsin. Bunda hepimizin menfaati vardır" dedi.
Çiçek, "Bugün çektiğimiz sıkıntıların sona ermesi bakımından bu yargılamalar yapılır, hukuk çerçevesinde kanaate varırız ama yargılamanın sonucu bile beklenmiyor. Türkiye, huzursuz bir ülke haline geliyor, kaybeden Türkiye oluyor" ifadelerini kullandı.
İdam talebiyle iddianameler hazırlandığını ancak insanların beraat ettiğini belirten Çiçek, "Açılan her yüz davadan 35'i beraatle sonuçlanıyorsa, biz ise dava açılmadan yüzde yüzünü suçlu kabul edersek, bu yüzde 35'in hukuku ne olacak? Yargı mağdurları diye geniş bir kitle oluşuyor" diye konuştu.
Çiçek, "Elbette suç teşkil eden ne varsa bunun üstüne gidilmesi gerekiyor. Bizim buna yardımcı olmamız lazım. Bunu yaparken evrensel hukuk kurallarını, insan onurunu gözardı etmeden, hukuku, siyasetin malzemesi yapmadan, günübirlik siyasete malzeme taşıyan faaliyet alanı olmaktan çıkarmak gerekir" diye konuştu.
Çiçek, tutuklu milletvekilleriyle ilgili bir soru üzerine, uzun tutukluluğun artık Türkiye'de en önemli yargısal sorunlardan biri haline geldiğini söyledi.
Tutukluluğun bir tedbir olduğunu ifade eden Çiçek, "Yanlış kuralları değiştirmediğiniz sürece bu yanlış sonuçlarla karşılaşma imkanınız her zaman var" dedi.
Anayasanın 83, 14, 76 ve 84. maddelerinin değiştirilmesi gerektiğini belirten Çiçek, "Biz bunları değiştiremedik, bu konularda uzlaşamadık. Beyanatlarla çözmeye veya kişisel yol ve yöntemlerle çözmeye çalışıyoruz. Böyle olunca birisi çözülüyor birisi çözülmüyor" diye konuştu.
"Tutuklu milletvekili" sözünün artık tüm milletvekillerini kapsamadığını belirten Çiçek, birisinin hükmünün kesinleştiğini; birisinin dosyasının Yargıtay'a geldiğini, birisinin ferdi başvuruyla tahliye olduğunu, Mehmet Haberal'ın hükümle tahliye olduğunu, Sinan Aygün'ün tutuksuz yargılandığını anımsattı. Çiçek, şunları kaydetti:
"Bir de KCK davasından tutuklu 5 milletvekili var. Problem, bu beşini mi konuşuyoruz, hükmü kesinleşmiş olan da dahil olanı mı konuşuyoruz, Yargıtay yolunda veya Yargıtay'da olan dört arkadaşın durumunu içine alarak mı konuşuyoruz?
Şimdi herkes beyanat veriyor. Kamuoyu problemi bilmiyor. Belki bu işi konuşanlar da bu işin ayrıntısına dikkat etmeden, bu prim yapıyor piyasada diye 'Tutuklu milletvekili olmaz, milli irade tutuklanamaz' diyor. Eyvallah. Hadi gelin değiştirelim bunu. Bunu siz söyleyebilirsiniz, sade vatandaş söyleyebilir ama burası kural koyan yer. Milletvekilleri tutuklu iken ya da hükümlü iken bununla ilgili anayasadaki, yasadaki kuralları değiştirmiyorsunuz, basın toplantılarında bunu konu yapıyorsunuz.
Kim ne düşünüyorsa bu konuda evvela yazılı bir metin haline getirsin bunu. Meclis Başkanlığı'nda 7 tane teklif var. Bunların hepsi, kişinin tahliye edilmesini mümkün kılan teklifler. Olur olmaz bir tarafa da... 'Bunlar tutukluysa serbest bırakılsın' diyor. O sadece 5 milletvekilini ilgilendirir durumda. Geri kalan beşinin durumu ne olacak? Buradan da bir kısım siyasi çıkarımlar yapılıyor. O zaman ne olacak? Olaya bir bütünlük içerisinde bakmadığınız takdirde 'tutuklu milletvekilleri' sözü bu problemi hem ifade etmiyor hem de çözüm noktasında ciddi sıkıntılar çıkıyor. İnşallah partilerimiz de bu işlere kafa yoruyorlardır. Ben de kafa yoruyorum. Sonuçta mutabık kalacağımız bir şey çıkacaksa birlikte çıkaralım. 'Orucu siz yiyorsunuz, kefaretini bana ödettiriyorsunuz' gibi bir noktaya doğru gidiyor bu iş. Böyle olmaz."
- TBMM
Son Dakika › Politika › TBMM Başkanı Çiçek Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?