Türk-İş 22. Olağan Genel Kurulu

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türk askerinin Musul'a gitmesi ile alakalı medyada yer alan haberlerin maksadı aşan bazı yorumlara yol açtığını görüyorum. Kimsenin yardımlarımızdan yanlış anlamalar çıkarmaması gerekir. Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur, olmaz, olamaz. Türkiye'nin mücadelesi terörle ve terör örgütleriyledir" dedi.

Davutoğlu, Türk-İş'in 22. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türk hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesine değinerek, olayın kesinlikle herhangi bir ülkeyi hedef alan tavır ve saldırgan bir tutum olmadığını belirtti.

Suriye topraklarına bir müdahalede bulunmadıklarını anlatan Başbakan Davutoğlu, "Doğrudan Türkiye hava sahasını ihlal eden milliyeti bilinmeyen bir uçağa, uluslararası hukuktan gelen haklarımızı kullandık. Günlerdir Rusya tarafından ağır ithamlarla eleştiriliyoruz. Ben buradan, Rus liderlere, başta Sayın Putin olmak üzere hepsine bir empati yapma çağrısında bulunuyorum. Bir kez düşünsünler, Ukrayna devleti süren iç savaş dolayısıyla, Türkiye'den destek isteseydi ve Türk savaş uçakları, Türk sınırı olmayan bir bölgede, yani Doğu Ukrayna'da Rusya yakınlığı ile bilinen topluluklara dönük hava operasyonu yapsaydı, bu arada Rusya hava sahasından girerek tekrar tekrar onları bombalasaydı, acaba Rusya'nın tavrı ne olurdu? Türkiye-Suriye sınırı, Türkiye-Rusya sınırı değildir, Rusya-Suriye sınırı da değildir. Suriye, Rusya toprağı da değildir" açıklamalarında bulundu.

Rusya'daki aydınlara seslendi

Konuşmasında, Rusya'daki aydınlara da seslenen Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye ile dost olan, Türkiye'yi ziyaret eden bütün Rus halkına da seslenmek istiyorum. Bizi anlayın, Türkiye-Suriye sınırı 5 yıldır mülteciler üzerinden Türkiye'ye ağır bir ekonomik yük getiriyor. Ayrıca terör saldırıları ve rejim saldırıları üzerinden de bir güvenlik riski oluşturuyor. Aldığımız her tedbir, Türkiye'yi korumak içindir. Aldığımız her tedbir, Suriye'deki halka yardımcı olmak içindir. Rus savaş uçaklarının bombaladığı bölgelerden kaçanlar, siviller, mülteciler Moskova'ya gitmiyor, Türkiye'ye geliyor."

Rusya ile her türlü fikir alışverişine de hazır olduklarını belirten Davutoğlu, "Bize bir şey dikte edilmesine asla izin vermeyiz. Suriye'nin barışı ve güvenliği konusunda, Suriye halkına neler yapılması gerektiği konusunda beraber çalışalım. Ama gözümüzün önünde Türkmenlerin katledilmesine sessiz kalmamız beklenirse, sessiz kalmadık, kalmayacağız" ifadelerini kullandı.

"Musul'un DEAŞ teröründen kurtulması için onlara katkı sağlanmıştır"

Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türk askerinin Musul'a gitmesi ile alakalı medyada yer alan haberlerin maksadı aşan bazı yorumlara yol açtığını görüyorum. Kimsenin yardımlarımızdan yanlış anlamalar çıkarmaması gerekir. Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur, olmaz, olamaz. Türkiye'nin mücadelesi terörle ve terör örgütleriyledir."

Davutoğlu, "Türkiye'nin önceliği, Irak ve Suriye'nin istikrar ve refahıdır. Bunun için de başta DEAŞ ve PKK olmak üzere bütün terör örgütlerinden bu iki dost ülkenin kurtulması gerekir. Biz de komşumuz ve dostumuz Irak'ın toprak bütünlüğünü muhafaza etmek, huzur ve istikrarına katkıda bulunmak üzere her zaman olduğu gibi bugün de yardıma hazırız" görüşünü paylaştı.

Söz konusu Başika kampının Musul'un yaklaşık 30 kilometre kuzey doğusunda, yerel gönüllü kuvvetlerin terörle mücadelesine eğitim desteği vermek amacıyla kurulan bir eğitim kampı olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Bu, yeni bir kamp da değildir. Neredeyse bir yıla yaklaşan zamanda burada 2 bin den fazla Musullu kardeşimize eğitim verilmiş ve Musul'un DEAŞ teröründen kurtulması için onlara katkı sağlanmıştır. Bu eğitim faaliyeti, Musul Valiliğinin talebi, Irak Savunma Bakanlığının koordinasyonu ile başlatılmıştır. Irak Ulusal Ordusunun ve Irak Polis Teşkilatının talebi istikametindeki her türlü desteği vermeye de hazırız. DEAŞ'a karşı mücadele edecek Iraklı kardeşlerimizi eğittik, eğitmeye devam ediyoruz" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Kimse şu veya bu gerekçeyle yapılan bu faaliyeti, dayandığı eksenden ve zeminden ayrı değerlendirmemelidir. Oradaki eğitim kampında askerlerimiz, Musullulara ve Peşmergelere gerektiğinde eğitim vermekte, o bölgenin korunması için de rutin rotasyon faaliyetleri yapılmaktadır. Bugün gazeteler, sadece bundan ibarettir. İki ülkenin savunma bakanlarının bugün telefonda görüşmeleri söz konusudur. Ayrıca Irak Savunma Bakanı'nın yakın zamanda ülkemize ziyareti de öngörülmektedir. İnşallah ben de daha önce planlanmış şekilde Yüksek Düzeyli İstişare Toplantısı için bakanlarımızla geniş bir heyetle en kısa zamanda Bağdat'ı ziyaret edeceğim. Irak Cumhuriyeti ile her alanda iş birliğini güçlendirmeye devam edeceğiz."

Eskinin vesayet odaklarının, her zaman en kullanışlı araç olarak gördükleri terörü sürdürmek istediklerini belirten Davutoğlu, şöyle dedi:

"Alçakça saldırılarla, birliğimize, kardeşliğimize kastediyorlar. Biz bir taraftan Irak ve Suriye bağlamındaki ateş çemberiyle mücadele ederken, bir taraftan da içimizdeki hain terör odaklarıyla mücadele ediyoruz. Zannettiler ki biz bu ateş çemberinin içindeyken, ülke savunmasından feragat ederiz. Biz gerektiğinde 7 düvelle de savaşmasını bilmişiz. Bugün de gerekirse her alanda mücadelemizi yürütür ama Türkiye'nin üzerinde bir operasyon yapılmasına kesinlikle izin vermeyiz."

"Hendekleri, barikatları aşarak geldik"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, bugün AK Parti Kadın Kongresi'nde Cizre'den gelen bir kadın delegenin "Sayın Başbakanım biz buralara hendekleri, barikatları aşarak geldik. Tehditleri, şantajları aşarak geldik ve her zaman Türkiye'nin birliği için bundan sonra da her türlü fedakarlığı yaparız" dediğini aktardı.

Başbakan Davutoğlu, "Ben de şimdi o kardeşime diyorum ki o hendeklerin hepsi kapatılıncaya, o barikatların hepsi kaldırılıncaya, bu topraklar üzerindeki her dağın, her ovanın, her yaylanın, her ırmak kenarı tam bir emniyete kavuşuncaya kadar mücadelemiz devam edecek" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır gezisindeki sözlerini eleştiren Davutoğlu,  "Sehven olduğunu ümit ettiğim şekilde, Sayın Kılıçdaroğlu'nun 'arkadaşlar' diye hitap etmesini de büyük bir talihsizlik olarak görüyorum" dedi.

Sur'da hendekleri kazanların ne iktidarın, ne muhalefetin ne de Diyarbakır'ın arkadaşları olabileceğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, "Onlar Türkiye'yi bir kaosa sürüklemek isteyen art niyetlilerin arkadaşları olabilir. Sayın Kılıçdaroğlu, ümit ederim bir daha Diyarbakır'ın hayatını zindan eden, kamu düzenini yok eden bu canilere, bu alçaklara 'arkadaşlarım' diye hitap etmez" ifadesini kullandı.

Diyarbakır'da, Sur'da, Silvan'da, Cizre'de ve Nusaybin'dekilerin günlük hayatını zindan eden bu terör odaklarına karşı mücadele edeceklerinin altını çizen Davutoğlu, "Terör kartına kim tevessül ederse, hak ettiği cevabı alır. Alıyor da zaten" diye konuştu.

"İmkan varsa doğalgazı yakmayız"

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ise konuşmasında, asgari ücret için belirlenen rakamın bin 300 lira olduğunu belirterek, bu ülkede 5 milyona yakın insanın bu parayla geçindiğini vurguladı.

İşverenlerin zaman zaman bu rakamın fazlalığından şikayet ettiğini anlatan Atalay, bu parayla geçinmenin zor olup olmadığını anlamak için, işverenin bir ay boyunca bu parayla geçinmesi gerektiği önerisinde bulundu.

Rusya ile yaşanan krize de değinen Atalay, "Bu ülkede milli olmak lazım. İmkan varsa doğalgazı yakmayız, bir odada yakarız, imkan varsa elektriği kullanırız ama serbest ve milli olmak lazım" dedi.

Atalay, tarım arazilerine inşaat yapılmamasına ilişkin de "20-30 sene sonra çok zorluk çekeriz. Bu konuda bir yasa çıkartılmasını istiyoruz" diye konuştu.

(Bitti)