Asya'nın Yeni Kralı

Guangzhou Evergrande uzun süre Çin Ligi'nin sıradan takımlarından biri olarak boy gösterdi. 1954'te kurulan ama uzun süre yarı profesyonel olarak faaliyet gösteren Çin temsilcisi 1993 yılında profesyonel yapıya kavuştu. Bu süreç sonrasında Çin futbolunda nispeten daha önemli bir konuma geçseler bile Birinci Lig ile Süper Lig arasındaki asansör takım işlevinden kurtulamadılar.

2007 yılında Birinci lig şampiyonu olup Süper Lige'e çıktıklarında bir daha alt lige dönmek istemiyorlardı ancak 2009 yılında ligi dokuzuncu bitirdikten kısa süre sonra polisin ortaya çıkardığı bir şike skandalına karıştılar. Buna göre Guangzhou genel menajeri Yang Xu 2006 yılında oynadıkları Shanxi Luhu maçı öncesinde rakip takım genel menajeri Wang Po'ya ciddi bir meblağ vererek Guangzhou'nun maçı 5-1 kazanmasını sağlamıştı. Daha sonraki yapılan polis araştırmasında bu olayın kulüp başkanı ve yönetiminin bilgisi dahilinde yapıldığı da ortaya çıktı ve Guangzhou bir kez daha ikinci lige döndü.

Guangzhou'nun şike gerekçesiyle ikinci lige düşürülmesinden kısa süre sonra ise kaderini değiştirecek olay gerçekleşti. Çin'in en büyük 10 gayrimenkul şirketinden biri olan Evergrande Real Estate Group bir süredir futbola yatırım yapmak istiyordu ve ikinci lige düşürülmüş ve Çin futbolunda hiçbir zaman büyük başarı kazanmamış Guangzhou onlar için doğru adresti. 28 Şubat 2010 tarihinde kulübün kaderini değiştirecek anlaşma imzalandı ve Evergrande firması Guangzhou kulübüne 100 milyon Yuan'ın üzerinde bir para girişi yaparak takımı Çin'in ekonomik anlamda en güçlü spor organizasyonlarından biri haline getirdi.

Evergrande grubunun sahibi Xu Jiayin takımın başarılı olması için para musluklarını sonuna kadar açabileceklerini ve daha büyük miktarlara çıkabileceklerini de kısa süre içerisinde müjdeledi. Özellikle kulüp takımları seviyesinde yıllardır Japon ve Güney Kore takımlarının gerisinde kalan, Asya Şampiyonlar Ligi'nde son şampiyonunu 1989-90 sezonunda çıkarabilmiş Çin futbolu Guangzhou'nun hemen akabinde Shanghai Shenhua'nın da aynı yola girmesiyle bir anda dünya futbolunda dikkatleri üzerine çekti.

Guangzhou para akışının başlamasıyla birlikte arka arkaya hem Çin futbolunun önemli yıldızları Gao Lin, Sun Xiang, Zheng Zhi gibi oyuncuları hem de Muriqui, Dario Conca, Cleo gibi şöhretli yabancı yıldızları kadrosuna katmayı başardı. Birinci ligde şampiyon olup Süper Lig'e çıktıkları sene hemen o seviyede de şampiyonluğa ulaşan kulüp iki sene içinde Çin futbolunun en büyük gücü haline geliyordu.

Arka arkaya gelen Süper Lig şampiyonluklarına rağmen bu büyük yatırım artık daha fazlasını istiyordu, hedef Asya Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu olmalıydı ve bunun için de kelimenin tam anlamıyla "winner" bir teknik adam kulübün başına getirilmek isteniyordu. 2012 yazında takımın başına o ismi Italya'dan bulup getiriyordu Evergrande grubu, Marcelo Lippi.

Juventus ile Avrupa Şampiyonlar Ligi de dahil birçok başarı kazanan, Italya'yı 2006 yılında Dünya Kupası şampiyonluğuna götüren gezegendeki en kült teknik adamlardan biri olan Marcelo Lippi bu sefer Guangzhou'yu Asya Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu'na taşıması için Çin'e davet edilmiş, o da bu teklifi heyecan verici bulmuştu.

Lucas Barrios ve Elkeson gibi üst düzey golcülerin de eklenmesiyle Çin Ligi'nde tam anlamıyla süper güç haline gelen Guangzhou, Lippi'nin gelişine rağmen 2012 yılında Asya Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finalde Al Ittıhad'a takılıyordu. 2006 yılından bu yana bu seviyede çeyrek final oynayan ilk Çin takımı olmuşlardı ama herkes bu yatırımın daha fazlasını almayı hak ettiğinde hemfikirdi.

Lippi takımın doğru yolda olduğunu ve kısa sürede bu hedefe gidileceğini belirtirken Evergrande yönetimi de kulübü devraldığından beri yaptığı doğru hamlelere burada da devam ediyordu. Hem Lippi'ye istediği zamanı tanıyan ve o'nu rahat bırakan yönetim bir diğer yandan da parayı son derece doğru bir şekilde kullanmaya devam ediyordu. Aynı yolu izleyen ve Didier Drogba ile Nicolas Anelka gibi Guangzhou'nun transferlerine oranla çok daha maliyetli ve flaş transferler yapan Shangay'ın işleri kısa sürede eline yüzüne bulaştırmasından dolayı Çin kamuoyu da Guangzhou'nun doğru örnek olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini belirtiyordu.

Tüm bu hamlelerin ve yatırımın zirveye ulaşacağı yıl ise 2013 olacaktı. Çin'de üst üste üçüncü şampiyonluğuna ulaşan takım Asya Şampiyonlar Ligi'nde de muhteşem bir sezon geçirecekti. Tüm turnuva boyunca sadece grup aşamasında Japon temsilcisi Urawa Red Diamonds'a deplasmanda yenilen Çin ekibi sonrasında tüm turlarda iç saha dış saha ayırt etmeksizin farka koştu ve son derece rahat bir şekilde finale kadar geldi.

Finaldeki rakip ise 2007-2009 yılları arasında Şenol Güneş'in de çalıştırdığı Seoul FC kulübüydü. Seoul de Goungzhou kadar sansasyonel olmasa da çok iyi bir sezon geçiriyordu ama bütün otoriteler final öncesi Lippi ve öğrencilerinin şampiyonluğu bırakmayacağı konusunda hemfikirdi. Güney Kore kulüplerinin son dört sezonda üç kez bu kupayı alması ve Çin'den son şampiyon çıktığında tarihlerin 1990 yılını göstermesi bile kimsenin aklını çelmiyordu. Lippi ve Guangzhou bu finali kazanıp şampiyon olacaktı, öyle de oldu.

Aslında beklendiği kadar kolay gerçekleşmedi bu şampiyonluk hatta çok eleştirilen iki ayaklı finaller ve deplasman golü kuralının da avantajını kullandı Guangzhou. İlk maçı deplasmanda 2-2 bitirdikten sonra kendi evinde 50000 seyircisi önünde 1-1'lik beraberlik ile kupaya ulaşan Evergrande dört sene içinde doğru yatırımla ikinci ligden Asya Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna da uzanılabileceğini göstermiş oldu. Lippi de Dünya futbol tarihinde Avrupa Şampiyonlar Ligi, Dünya Kupası, Asya Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu üçlemesini yapan ilk teknik adam olarak ismini bir kez daha derinlere kazımış oldu.

Guangzhou için ikinci kritik dönemeç şimdi başlayacak. Lippi, takım patronları ve oyuncular kısa sürede gelen üç lig şampiyonluğu ve Asya Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu sonrası hedeflere ulaşıldı artık herkes kendi yoluna mı diyecek, yoksa yatırım ve para akışı devam edecek mi hep birlikte göreceğiz.

Ilk sinyaller yatırımın devam edeceği ve Guangzhou'nun Çin ve Asya futbolu için bir süre daha lokomotif olacağı yönünde. Dört sene içerisinde şike skandalı ve alt ligden Asya'nın en büyüğü olmaya uzandıkları bu hikayede hep doğru adımları attılar, bundan sonrası için de yolları aydınlık gözüküyor.